Polikistik over sendromu anovulasyon
(yumurtlama olmaması) ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gecikmeler şeklinde
adet düzensizliğiyle seyreden bir durumdur. Ovulasyon (yumurtlama) çeşitli
nedenlerle gerçekleşememekte ve folikülün gelişimi yarıda kalarak her defasında
yumurtalıklardan birinde milimetrik boyutlarda bir kist oluşmaktadır.
Polikistik kelime olarak "çok sayıda kist" anlamına
gelen ve bu durumu tarif etmek için kullanılan bir kelimedir. Sendrom
denmesinin nedeni ise tüylenme, adet düzensizliği ve şişmanlamadan oluşan
belirtiler topluluğunun (belirtiler topluluğu=sendrom) beraberce görülmesidir.
Polikistik over sendromu, tüm belirtilerin beraberce ve şiddetli
olarak görüldüğü bir durumdur ve ender rastlanır. Buna karşın adet düzensizliği,
hafif tüylenme ve hafif şişmanlık daha sık görülen belirtilerdir. Yazımızda
bu yüzden polikistik over sendromu yerine polikistik over (PKO) deyimini
kullanacağız.
PKO neden olur?
Yumurtalıklardan birinde ovulasyonu sağlamak amacıyla folikül
gelişiminin başladığı aşamanın herhangi bir nedenle yavaşlaması veya
duraklaması durumunda folikül gelişip çatlayacağı yere milimetrik çapta bir
kist oluşur ve çatlamadan kalır. Bu durum her siklusta tekrarladıkça
yumurtalıklardaki kist sayısı artar. Ovulasyon her iki overde de (yumurtalıkta
da) olan bir olay olduğundan belli bir süre sonra her iki overde de bu
milimetrik kistlerin sayısı artar. Folikül gelişimi overlerin yüzeye yakın
kısmında olduğundan her siklusta sayısı artan bu "yarım" foliküller
yumurtalığın yüzeye yakın kenarı boyunca dizilirler. Aşağıdaki
ultrasonografi resminde bariz bir PKO gözlenmektedir.

Foliküllerin gelişimi neden durur?
Polikistik over bir kısır döngü hastalığıdır. Herhangi bir
nedenle ovulasyon sürecini bozan her olay, sonuçta polikistik over gelişmesine
neden olabilir. Bu olay, hipotalamustan pulsatil (dalgalanmalar şeklinde
olan) GnRH salgısını veya hipofizden LH ve FSH salgısını bozabilecek bir
olay olabileceği gibi (stres, hiperprolaktinemi, tirod hormonları salgı
bozuklukları gibi), direkt olarak yumurtalıkların içindeki hassas hormonal
dengeye etki eden bir olay da olabilir (şişmanlık, diabet veya diabete eğilim,
böbreküstü bezlerinden aşırı miktarda androjen hormon (erkeklik hormonu)
salgılanması gibi). Ovulasyon durakladıkça overlerdeki kist sayısı artar,
kist sayısı arttıkça overlerin içindeki hassas hormonal dengeler daha da
bozulur ve ovulasyon duraklaması daha kronik hale gelir. Folikül sayısı
arttıkça ovulasyon daha da zorlaşır.
PKO'nun belirtileri nelerdir?
PKO'nun en önemli özelliği anovulasyon (ovulasyon olmaması)
olduğundan sendromun da en önemli belirtisi adet düzensizliğidir. Ovulasyon
olmadığından endometrium (rahim iç tabakası) progesteronun etkilerinden
yoksun kalır ve bu yüzden yanlızca östrojen etkisiyle kalınlaşır, kalınlaşma
belli bir aşamaya geldiğinde dolaşım azaldığından kalınlaşan tabaka
kanamayla birlikte dökülmeye başlar. Dolaşımın ne zaman azalacağı kişiden
kişiye ve birçok özelliğe bağlı olarak değiştiğinden kanamanın da ne zaman
olacağı belli olmaz. Çok ender durumlarda PKO'lu biri düzenli olarak adet görebilmesine
karşın, genellikle 35 günün üzerinde ve düzensiz aralıklarla adet görülür.
Polikistik over, doğurganlık çağında olan kadınların yaklaşık
%3'ünde görülür. Anovulasyon, adet düzensizliğinin yanısıra gebe kalamama,
ya da "zor gebe kalma" sorununa da neden olur. "Yarım kalan
foliküllerde" testosteron fazla miktarlarda üretildiğinden tüylenme
ortaya çıkabilir. Tüylenme hiç ortaya çıkmayabileceği gibi, yüzde çenede,
boyunda, göğüs uçlarında, göğüs arasında, bacakların iç kısımlarında
estetik problemlere yolaçacak kadar aşırı miktarlarda olabilir. Androjen (erkeklik)
hormonların etkisiyle hassas ciltte akne (sivilceler) ortaya çıkabilir.
Şişmanlık PKO'lu kadınların yarısında vardır. Şişmanlığın
hastalığın nedeni mi sonucu mu olduğu halen tartışmalıdır.
Nasıl tanı konur?
Bir kadında yılda bir ya da iki kez gecikmeli adet görme
normal kabul edilirken adetlerin özellikle uzun süreli olarak gecikmesi
yumurtlama olmadığının göstergesidir ve PKO mutlaka araştırılması gerekir.
Muayenede overler irileşmiş bulunabilir. Bu da overlerdeki
folikül sayısının çok fazla olduğunu ve olayın uzun zamandır devam ettiğini
gösterir.
Ultrasonda tipik bulgularla PKO tanısı konabilir.
Tiroid fonksiyonları ve prolaktin seviyesinin olaya katkısı
olup olmadığını anlamak için TSH ve prolaktin düzeyi bakılır. %25 olguda
prolaktin hormonu yüksek bulunur.
Tüylenmenin aşırı olduğu durumlarda ek olarak testosteron ölçümü,
şişmanlamanın aşırı olduğu durumlarda da ek olarak şeker yükleme testi
(OGTT) yapılmasında fayda vardır.
Böbreküstü bezlerinden kaynaklanan hastalıklar (Konjenital
adreanl hiperplazi ve Cushing sendromu) ile ayırıcı tanı mutlaka yapılmalıdır.
Tedavi
Polikistik over mutlaka tedavi edilmesi
gereken bir hastalıktır. Endometriumun progesteron etkisinden mahrum kalması
ve sürekli kalınlaşması belli bir süre sonra endometrium dokusunda kanser öncesi
değişiklikler oluşmasına (endometrial hiperplazi), hastalık uzun süre devam
ettiğinde ise endometrium kanseri gelişmesine neden olabilir.
Tedavi, çocuk arzusu olup olmamasına göre değişir. Çocuk
arzusu olmayan bir kadında doğum kontrol hapları verilerek ovulasyon en
temel aşamasından, yani folikül gelişim aşamasından durdurularak daha fazla
sayıda kist gelişimi önlenir. Doğum kontrol hapının içinde bulunan
progesteron etkili maddeler de endometriumu kanser öncüsü lezyon gelişimine
karşı korurlar.
Doğum kontrol hapı kullanamayan ya da kullanmak istemeyen kadınlarda
adet düzeninin belirli aralıklarla progesteron verilmesi yoluyla sağlanması
gerekir.
Çocuk isteyen bir kadında ise ovulasyonu sağlamak amacıyla ağızdan
klomifen sitrat, ya da injeksiyon yoluyla HMG gibi ilaçlar verilerek
ovulasyon induksiyonu yapılır ("yumurtlamayı sağlamak için ilaç
verilmesi") . PKO'lu hastalar bu ilaçlara çok hassas olduklarından
tedaviye çok fazla sayıda folikülün aynı anda gelişmesiyle cevap
verebilirler. Bu yüzden PKO'lularda ovulasyon induksiyonunun dikkatlice yapılması
ve sıkı takip edilmesi gerekir.
Amaç kısır döngüyü kırmak olduğıundan hastanın kilo vermesi
tedaviye çok önemli katkılarda bulunur. Şeker hastalığı saptandığında bu
durumun kontrol edilmesi de kısır döngüyü kırmada önemlidir.
Laparoskopiyle overlere ufak delikler açılarak (drilling)
foliküllerin sayıca azalması ve kısır döngünün kırılması sağlanabilir,
ancak bu yöntem en son kullanılması gereken yöntemlerden biridir.
Aşağıdaki resimde doğal görünümünü kaybetmiş ileri derece
PKO'lu bir over görülmektedir (laparoskopik görüntü).

|