Soru
Yaş:28, Doğum sayısı:-, Gebelik Haftası:33, Gebelik öncesi
kilo:52, Obstetrik RDUS (Renkli doppler ultrason) incelemesi
yaptırdık ve aşağıdaki kavramlar hakkında bilgi edinmek istiyoruz.
Umblikal arter 2,32
Sağ uterin arter S/D 1,40
Sol uterin arter S/D 2,16
Fötal MCA PI 0,82
Her iki uterin arter arasındaki S/D oranı 1 den büyük olup sol uterin
arterde sağa oranla dirençli akım izlenmektedir. SAT ile AC ölçümü
arasındaki diskrepans nedeniyle IUGG tanısı kondu.
Doktorumuz sola yatıp dinlenmemizi söyledi. Başka
yapabileceğimiz birşey varmı?
Cevap
Bu sonuçlar, doppler akımlarının normal olduğunu gösteriyor.
Zira S/D oranlarında sol ve sağ arasındaki fark birden ufak ve S/D
değerleri 2.6'nın üstünde değil! Umbilikal arter doppleri de normal. Ancak
ölçülerde bir uyumsuzluk olduğundan IUGG şüphesi sözkonusu. Öncelikle
bebek sık aralıklarla gelişimi değerlendirilmeli ve IUGG şüphesi olduğundan
düzenli aralıklarla NST yapılmalı ve bebeğin iyilik hali
değerlendirilmelidir. yaptırdıktan sonra tekrar e-mail yollayın.
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıkla
Soru
Ben 2 aylık hamile olan anne adayıyım. 10 gün önce
doktora gittim. Fakat yapılan muayene beni hiç tatmim etmedi. İlk
hamileliğim olduğu için ne zaman hangi testleri yaptırmalıyım, hangi
aylarda ultrason ile takibe gitmeliyim bilmiyorum. Doktor 7. aydan itibaren
ultrasona başvurulacağını söyledi. Fakat bu bana mantıklı gelmiyor. Ben
problemli bir gebelik yaşayabilirim. Bunu bilmenin yolu test yaptırmak
olduğunu sanıyorum. Tam çıkarken Toxo, Hbs ag, Anti Hbs testlerini verdi.
Fakat bu testlerin amacı nedir anlatmadı. Ben kendime yapılacak her testin
ne olduğunu bilmek istiyorum fakat bu konuda duyarlı olmayan doktorlar da
çıkabiliyor. Hiç gereği yokken doktorlara taşınmak en son isteğim. Sizden
ricam ilk aylardan itibaren adım adım ne yapmalıyız, normal
hamileliklerde ilk aylarda hangi testler uygulanmalı? Ne zaman ultrasona
başvurmalıyız? Bu konuları öğrenmek beni çok mutlu edecek. Çok teşekkür
ederim.
Cevap
Aşağıda size genel olarak doktorların gebelik takibinde
yaklaşım biçimleri ve istedikleri tetkikleri özetleyeceğim. Ancak her
doktorun farklı bir yaklaşımı olabileceğini hatırınızdan çıkarmayınız:
Gebeliğin erken dönemlerinde ya da gebenin ilk başvuru
muayenesinde bir ultrason incelemesi yapılır. Bu incelemenin amacı
gebeliğin haftasını belirlemek, son adet tarihinin doğruluğunu onaylamak ve
bebek hakkında genel bilgiler edinmektir. İkiz ya da çoğul gebelik gibi
durumlar, dış gebelik, mol gebeliği gibi normaldışı durumların saptanması
açısından bu ilk ultrason büyük önem taşır. Yine
bu ilk antenatal muayenede anne adayından tam kan, tam idrar ve idrar kültürü
istenir ve kan grubu belirlenir. Burada amaç kansızlık, idrar yolu
enfeksiyonu gibi durumları saptamak ve tedavi etmektir. İlk
antenatal muayenede ölçülen tansiyonun önemi çok fazladır zira
gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bir tansiyon yükselmesi saptandığında
bunun gebeliğe bağlı olup olmadığının ayırıcı tanısında önem taşır.
İlk muayene doktorun anne adayını tanıdığı ve fiziksel ve
ruhsal olarak değerlendirdiği bir muayenedir. Bu ilk tanışmada arada
kurulan bağ çok önemlidir zira gebelik süresince ve doğumda doktor-gebe
ilişkisinin karşılıklı güven ve empatiye bağlı olması arzulanan bir
olaydır.
İlk muayene erken gebelik haftalarında yapılmışsa Toxo IgG ve
IgM ile Rubella IgG ve IgM istenebilir ancak mutlak zorunlu değildir.
HBsAg'nin gebeliğin son haftalarında yapılması tercih edilir.
Bu ilk antenatal muayeneden sonra genellikle birer ay
aralıklarla anne adayı tekrar antenatal muayenelere çağırılır. 28. gebelik
haftasından sonra 31., 34., 36. gebelik haftalarında ve sonra doğuma kadar
birer haftalık aralarla kontroller devam eder (Bu şema doktordan doktora
çok önemli değişiklikler gösterir).
16-20. gebelik haftaları arasında bebek iyice geliştikten sonra
"tepeden tırnağa" inceleme amacıyla bir ultrason yapılır. Yine
16-18. gebelik haftaları arasında üçlü test adı verilen kan incelemesi ile
Down sendromu (mongol bebek) ve nöral tüp defekti (kabaca bebeğin beyin ve
omurilik kanalının açık kalması şeklinde tarif edilebilir) riski
belirlenir.
24.-28. gebelik haftaları arasında ailesinde şeker hastalığı
olanlarda ya da yüksek risk faktörü olanlarda OGTT, diğer gebelerde PPG ile
gizli şeker hastalığı belirlenilmeye çalışılır (http://gebelik.org/dosyalar/diabet.html)
Yine bu gebelik haftalarında tam kan sayımı tekrarlanarak anne
adayına verilen kan ilaçlarının etkinliği değerlendirilir.
36. gebelik haftasına gelindiğinde tam kan ve tam idrar
tekrarlanır ve HBSAg incelemesi istenir. Bu Hepatit B virüsü taşıyıcılığını
gösteren bir testtir ve taşıyıcı olanlarda bebeğe mutlaka doğumda serum
verilmesi ve bebeğin aşılanması gerekir.
40. gebelik haftasına gelindiğinde bir problem olmasa
da doğum olana kadar haftalık ya da üç günde bir takipler devam eder.
Özellikle 40. haftadan sonra henüz doğum olmayan durumlarda
ileri incelemeler gerekebilir.
Yukarıda anlatılanlar hiçbir
risk faktörü olmayan anne adayları için geçerlidir. Risk faktörü olanlarda
ya da gebelik esnasında normaldışı bir durum gelişenlerde takip şeması
tamamen değişir.
Ultrason konusuna gelince günümüzde doktorların büyük kısmı
ultrason incelemesini her antenatal muayenede yapmaktadırlar. Bunun bebeğe
verdiği bir zarar olmamakla birlikte gebelik boyunca bir problem
belirlenmediyse iki kez ultrason yapmak yeterlidir. Ancak çoğu durumda
gebelik boyunca üç ya da dört ultrason incelemesine başvurulur.
Siz anne adaylarına düşen görev ise düzenli aralıklarla
takiplerinize gitmeniz ve takipler arasında anormal bir durum sezdiğinizde
durumu doktorunuza randevu gününü beklemeden hemen bildirmenizdir.
Soru
Üçlü test
hakkında genel bilgiler; test sonucunda belirtilen rakamların anlamları
hakkında bilgi verirmisiniz.
Cevap
Üçlü test gebeliğin 16.-18. gebelik haftalarında yapılan bir
incelemedir. Birinci amacı nöral tüp defektlerinin saptanmasıdır (bu
defektler kafatasından omurga kanalının sonuna kadar herhangi bir bölgede
doku defekti sonucu beyin ya da omurilik dokusunun açıkta kalmasına yolaçan
defektlerdir. En ağır şekli anensefali (beyin dokusunun olmaması), en hafif
şekli ise meningoseldir. Anensefali ve büyük omurilik defektleri ultrasonda
görülebilir, ancak ufak defektler görülmez.
Üçlü test ikinci olarak kromozom anomalisi riskinin ortaya
konmasında kullanılır. Başta Down sendromu (trizomi 21) olmak üzere trizomi
18 ve diğer bazı kromozom sayı anomalilerinin bebekte olma olasılığı
hakkında fikir verir.
Sayısal kromozom anomalilerinden Down sendromu başta zeka
geriliği olmak üzere çeşitli organ anomalileri ile beraber olabilen ciddi
bir hastalıktır. Büyük organ anomalilerine yolaçtığında ultrasonda görülür,
ancak %80 Down olgusu ultrasonda bulgu vermez. Trizomi 18 ise yine diğer
bir sayısal kromozom anomalisidir ve en hafif şeklinde bile ortalama yaşam
süresi bir yıldır. Bu da ultrasonda bulgu vermeyebilir.
Böylelikle üçlü testin amacını şu şekilde özetleyebiliriz:
1. Ultrasonda gözden kaçabilen anomaliler için uyarıcı olmak
ve yeniden ciddi bir şekilde ultrason yapılması için doktoru yönlendirmek.
2. Ultrasonda görülmesi imkansız bazı kusurlar için yol
gösterici olmak.
Üçlü test bir tanı aracı değil, yol göstericidir. Bu yüzden
risk tahmininde bazı rakamlara ulaşıldığında ileri inceleme
gerektirir. Bu rakam ekolden ekole değişmek üzere genellikle 1/270
olarak belirlenir. Yani üçlü test raporunda herhangi bir hastalık için risk
1/270'den yüksek çıkarsa (örneğin 1/180) ileri inceleme gerekir. Bu ileri
inceleme de genellikle amniyosentez yoluyla fetal hücre elde edilmesi ve
kromozom analizi yapılması ya da sıvıda alfafetoprotein bakılması
şeklindedir. Üçlü test nispeten güvenilirdir. Bunun
anlamı örneğin Down sendromu riskini 1/500 olarak vermişse tümüyle
aynı test sonuçlarına sahip olan 500 anne adayından biri mutlaka Down
sendromlu doğuracak anlamına gelir. Ancak doğal olarak kimin bu Down
sendromluyu doğuracağı bilinemez.
Soru
Bugün kan şekerime baktırdım. Aç iken
64mg/dl, 50 gr.lık glukoz yüklenmesinden sonra 160 mg/dl çıktı. Doktorum
şeker hastası olduğumu söyledi. Diyet yapmam gerekiyor mu? Bir hafta sonra
ölçümde de aynı değer çıkarsa insüline başlayacağını söyledi, yıkıldım.
Böyle birşeye kendimi hiç hazırlamamıştım. Elimdeki kitapta fazla bilgi
yok. Bebeğime ve bana ne olacağını bilmiyorum.
Cevap
Tek başına 50 gramlık glikoz yükleme testi yetersizdir. Bu
testte anormallik çıktığında önce 100 gram ile OGTT adı verilen 3 saatlik
testin yapılması gerekir!
Soru
Doktorumun istediği tetkikleri ve sonuçlarını size sunarak,
sizden yardım isteyeceğim. Nelere dikkat etmem gerektiğini ve yapmam
gerekenleri açıklarsanız sevinirim.
1-TAM İDRAR TAHLİLİ
Yoğunluk: Yetersiz
Protein (-)
Bilirubin: (-)
Ürobilinojen: normal
İdrar sedimenti: Bol bakteri, 7-8 epitel, 1-2 lökosit
----Yorum:özellik
yok.---
2-İDRAR KÜLTÜRÜ
Kültürde Üreyenler: Patojen bakteri üremedi.
---Yorum: özellik
yok.---
3-KAN TETKİKLERİ
HBsAg :Negatif
Anti HBs :Pozitif (>100 IU/ml)
---Yorum: aşılama
ya da enfeksiyonu aktif olarak geçirme sonucu yeterli bağışıklık.---
Anti HCV:
Negatif
Anti Rubella IgM:Negatif
Anti Rubella IgG:Pozitif 18 IU/ml (---Yorum:
bağışıklık---)
Anti Toxoplasma IgG: Negatif
Anti Toxoplasma IgM: Negatif
4-TAM KAN
WBC:11.97 X10.E3/UL
RBC:6.66 X10.E6/UL
HGB:13.1 G/DL
HCT:41.0
%
PLT:204
X10.E3/UL
---Yorum:özellik
yok.---
Cevap
Gönderdiğiniz tetkik sonuçlarında idrar yolu enfeksiyonu
düşündüren bulgular mevcut, ancak idrar kültüründe birşey üremediğinden
idrar yaparken yanma gibi bir şikayetiniz yoksa bir antibiyotik
kullanmanıza gerek yok. Bol bakteri görülmesi idrar verdiğiniz kabın temiz
olmamasından kaynaklanabilir. Bunun dışında tetkiklerinizde bir
anormallik görmedim.
Soru
26 yaşındayım ve bu ilk gebeliğim. 30.haftadayım. Şimdiye
kadar yapılan bütün testler normal çıktı. Hatta ayrıntılı ultrasona bile
girdim. Bir problem yok ama son tahlillerimde kanımdaki lökosit 22.800
çıktı ve bu değer çok yüksek bulundu. Dahiliye doktoru beni hematoloji
uzmanına gönderdi, o da periferik yayma istedi. Sonuçlarıma göre birşeyimin
olmadığını söyledi. Gebeliğe bağlı lökositozmuş. Ama ben hiç rahatlamadım.
Bana bu olayı açık bir şekilde anlatırsanız çok mutlu olurum.Teşekkür
ederim.
Cevap
Normal seyreden bir gebelikte lökosit sayısının 12.000'e kadar
normal olduğu kabul edilir. Enfeksiyon ve özellikle de ciddi belirtilerle
seyreden bir enfeksiyon (zatürre, böbrek enfeksiyonu gibi-bunlar şiddetli
yakınmalara neden olurlar) bu sayıyı yukarılara çekebilir. Ayrıca doğum
eylemi başladığında da lökosit sayısı artabilir. Sizde bunlar sanırım
araştırılmıştır. Hematoloji uzmanı böyle bir durumda ilk basamak olarak
periferik yayma yapar ve bu yaymada bir anormallik bulunduğunda (akyuvar,
alyuvar ya da trombositlerde şekil bozuklukları, çap değişiklikleri ya da
sayısal değişiklikler gibi) kemik iliği aspirasyonu ya da kemik iliği
biyopsisi gibi daha ileri incelemeler gerekebilir. Hematoloji uzmanı sizin
periferik yaymanızı normal bulduğuna göre endişelenecek bir olay olduğunu
düşünmüyorum. (Hatalı test sonucuna karşı büyük ihtimalle kan sayımınız
tekrarlanmıştır.)
Belli bir süre sonra kan sayımının tekrarlanması durumunda
sayının düşeceğini düşünüyorum.
|