Soru
Son regl dönemimin üstünden 15 gün
geçtikten sonra eşimle ilişkiye girdim ve sanırım ikimiz de
tam olarak korunamadık. Sonuçta eşim içime boşaldı. Şu an çok huzursuzum.
Bu durum kesinlikle gebelikle mi sonuçlanır? Eğer gebe kalırsam kanamayı erken
başlatmak için bazı ilaçlar olduğunu duydum...Onlardan kullansam büyük
bir problem yaratır mı?
Cevap
Yirmisekiz günde bir adet gören bir bayanda ovulasyon
(yumurtlama) genellikle 14. günde olur. Bu tarihten üç gün önce ve üç gün
sonraki günler en "tehlikeli" günlerdir. Ancak yine de bu
dönemdeki bir ilişkide bir kadının gebe kalma şansı yanlızca %30'dur.
Kanamayı erken başlatmak için kullanılan ilaçlardan
kastettiğin ilaçlar gebe olmayan bir kadında geciken adeti başlatmak için
kullanılan ilaçlar olmalı. Bunların gebe bir kadında etki etmeleri ancak
tesadüfi olarak o dönemde ortaya çıkan bir düşüğe bağlı olabilir.
Bir de gebelik oluştuktan sonra düşük yaptırmak amacıyla
kullanılan ilaçlar vardır. Bu ilaçlar henüz deneme aşamasındadır ve
ileriki gebeliklerde doğacak bebek için olumsuz bir etki yaratabileceklerine
dair bir şüphe olduğundan bazı avrupa ülkeleri dışında hiç bir yerde
yasal olarak kullanılmamaktadır.
Öneri: Adetin 10 gün
gecikirse gebelik testi yaptır. Müspet çıkarsa ve bebeği istemezsen
kürtaj gündeme gelir. Kürtaj yönünde karar verirsen fazla
geciktirme. Test menfi çıkarsa gittiğin doktor
geciken adetini başlatmak için sana bazı ilaçlar verecektir.
Soru:
36 yaşındayım ve 3 yıllık evliyim. Eşim de ben de
korunmuyoruz ancak hamile kalamadım.Yapılan muayenemde endometriozis
tanısı kondu ve laparoskopi yapılmasına karar verildi.Tek tedavi bu
dendi.Bu hastalık %100 iyileşir mi? İlac tedavisi de gerekir mi?
Endometriosis konusunda bir ilerleme kaydedildi mi? Bilgiyi paylaştığınız
için şimdiden çok teşekkür ederim.
Cevap
Endometriozis neden oluştuğu tam olarak açıklanamayan bir
durumdur. Normalde uterusun iç yüzünü örten endometrium tabakası çeşitli
nedenlerle uterus kası içinde yerleştiğinde (bu duruma adenomyozis adı
verilir) ya da karın boşluğunda yerleştiğinde çeşitli sonuçlar doğurur.
Bilindiği gibi endometrium tabakası her siklus sonunda adet
kanamasıyla birlikte uterustan dışarı kanama ile beraber dökülen ve
yenilenen bir dokudur. Bu doku karın boşluğunda yerleşse de bu yenilenme
süreci devam eder ve her siklus sonunda doku dışarıya değil karın
boşluğuna kanama yapar. Bu kanama vücut tarafından emilirken geride
yapışıklıklar bırakır ve yapışıklıklar yanında prostaglandin adı verilen
bazı maddelerinin bol miktarda salgılanmasına neden olur.
Sonuçta meydana gelen yapışıklıklar adet döneminde şiddetli
ağrılara, ilişki esnasında derinde ağrı duyulmasına neden olur.
Yapışıklıklar tüplerin ya da yumurtalıkların etrafında olduğunda tüplerin
tıkanmasına ya da oluşan yumurta hücresinin yapışıklıklar arasında
hapsolması durumunda oositin (yumurta hücresinin) tüplerin içine
geçmesini engelleyerek kısırlık oluşmasına neden olabilir. Bol miktarda
salgılanan prostaglandin maddeleri de gebelik oluşmasını engelleyebilir.
Endometriozis hafif ya da ağır olabilir. Hafif demek genel anlamda az
miktarda yapışıklıklara neden olması demektir. Endometriozisin
derecesiyle kısırlığa yolaçması arasında tam olarak lineer bir ilişki söz
konusu olmamakla beraber hafif derecede endometriozis genellikle
kısırlığa yolaçmaz, ancak kural değildir.
Endometriozisin tedavisinde yapışıklıkların giderilmesi amacıyla
laparoskopi uygulanır. Bu esnada yapışıklıklar giderilerek
yumurtalıkların serbestleşmesi ve tüplerin açılması sağlanmaya çalışılır.
Ağır endometrioziste bu laparoskopik tedaviye ek olarak ilaçla tedavi de
uygulanır. En sık uygulanan ilaçlar GnRH analogları (Decapeptyl, Zoladex
gibi) adı verilen ilaçlardır. Bunlar vücuttaki östrojen hormonunu alt
seviyelere düşürürler. Burada amaç endometriozisin her adet döneminde
karın içine dökülerek kanama yapmasını ve prostaglandin sentezini
önlemektir. Genellikle en az dört aylık tedavi uygulanır.
Endometriozisin laparoskopiyle tedavisi gebelikle sonuçlanabilir, bu
endometriozisin şiddetine ve tedaviyle giderilen yapışıklıkların
derecesine bağlıdır.
Şu anki teknolojiye göre endometriozisin bu şekilde tedavisine rağmen
gebe kalamayan hastalara IVF (tüp bebek) yöntemleri genellikle
önerilmektedir). Laparoskopiyle daha önceden tedavi uygulanmış olması tüp
bebek tedavisine geçilmesi durumunda başarı şansını önemli derecede artırır.
Soru
Normal yollarla döllenme gerçekleşmediğinde, ne gibi
yöntemlere başvurabiliriz?
Cevap
Normal yollarla döllenme gerçekleşmediğinde (yani kadında
gebelik oluşmadığında) ilk sorulması gereken ne kadar zamandan beri
denendiğidir. Bir yıl boyunca kadın hiçbir şekilde korunmamasına karşın
gebelik oluşmamışsa bu durumda infertilite (kısırlık) söz konusudur ve
çifte bazı tetkikler yapılarak neden araştırılmalıdır.
Araştırma sonucunda tek problem kadında ovulasyon
(yumurtlama) olmamasıysa bu durumda ovulasyonu sağlayıcı ilaçlardan
faydalanılır.
Tek problem tüplerin tıkalı olması ise laparoskopik yöntemle
tüpler açılmaya çalışılır.
Problem erkeğin spermlerinin sayıca yetersiz ya da işlevsel
olarak yetersiz olması ise bu durumda ilk önce bazı yöntemlerle sperm
sayısı ve kalitesi artırılmaya çalışılır (örneğin varikosel durumunda
operasyon yapılması).
Bu yöntemlerle gebelik sağlanamadığında intrauterin
inseminasyon adı verilen "suni döllenme" yöntemi denenir. Bu
yöntemde erkekten mastürbasyon yoluyla alınan sperm bazı işlemlerden
geçirilerek kalitesi artırılır ve plastik bir kanül yardımıyla uterus
içine enjekte edilir. Bu yöntem de başarısız olduğunda IVF
(invitro fertilizasyon) adı verilen tüp bebek yöntemlerine geçilir.
Burada prensip erkekten mastürbasyon yoluyla ve kadından vajinal
aspirasyon yoluyla elde edilen oositin (yumurta hücresi) laboratuvarda
biraraya getirilerek döllenmelerinin sağlanmasıdır. Döllenme
gerçekleştiğinde döllenen yumurta uterus içine transfer edilir.
Bazı durumlarda erkekten masturbasyon yoluyla
alınan sperm sayısı çok yetersiz olabilir ya da hiç sperm hücresi
olmayabilir. Bu durumlarda MESA ve TESA adı verilen iki yöntemden biriyle
direkt testislerden biyopsiyle sperm alınır. Alınan spermlerden bir
tanesi elektron mikroskopu yardımıyla oosite (yumurta hücresi) açılan
delikten içeri bırakılır ve döllenme olması beklenir. Döllenme olursa
yine aynı şekilde uterusa nakledilir. Bu yönteme de ICSI adı verilir.
ICSI, IVF'in başarısız olduğu durumlarda da kullanılabilen bir yöntemdir.
Soru
Selamlar doktor bey;
Biz 2.5 yıllık evli bir çiftiz. Eşim 30 ben 28 yaşındayım, çocuk sahibi
olmak istiyoruz ama hiç korunmadığımız halde şimdiye kadar bu mümkün
olmadı. Bizi takip eden doktorumuz zaten ilk 1 sene içinde hiçbir müdehalede
bulunmadı.
Bu arada bende varikosel teşhis edildi ve ameliyat oldum. 48
milyon olan sperm sayısı 96 milyona çıktı. Eşimde de sağ yumurtalıkta son
dönemde doktorun kist dediği bir folikül oluştu.
Halen doktorumuz takibe devam ediyor ve bu günden itibaren
bizi yumurta takibine aldı. Kendisi çok sakin. oysa biz paniğe kapılmaya
başladık.
Size birkaç sorum olacak yanıtlarsanız çok sevinirim:
1-Neden doktorlar ilk bir sene içinde hiçbir müdehalede bulunmak
istemiyorlar?
2-Eşimin sağ yumurtalıklarında görülen bu folikül kisti çocuk sahibi
olmamızda önemlimidir? Bu yumurtalığı kaybetmiş olma ihtimalimiz var
mıdır?
3-48 milyon sperm sayısı çocuk sahıbı olmak için çok mu azdır? Benım
amelıyat olmam çok mu gerekli idı?
4-Şu durumda beklemeye devam mı etmeliyiz yoksa doktorumuzu değiştirip
başka yollar mı aramalıyız?
Vereceğiniz cevap ve öneriler için şimdiden çok teşekkür
ediyor saygılar sunuyoruz.
Cevap
Sorularınıza cevap vermeden önce bazı genel bilgiler vermek
istiyorum:
Gebelik oluşabilmesi için kadında ovulasyon (yumurtlama)
oluşmalı, yumurta hücresi yumurtalıktan fallop tüpüne geçmeli ve burada
sperm ile karşılaşarak bu sperm tarafından döllenmeli ve döllenen yumurta
hücresi endometrium tabakasına yerleşerek burada büyümeye devam
etmelidir.
Bu durumda gebeliğin oluşabilmesi için öncelikle kadında
ovulasyon (yumurtlama) gerçekleşmeli, kadının fallop tüpleri yumurta
hücresinin geçişine müsaade etmek için açık olmalı, erkekte bu oositi
(yumurta hücresini) döllemek için yeterli sayıda ve kalitede sperm
hücresi olmalı ve döllenme sonrası yerleşim için uygun bir endometrium
tabakası olmalıdır.
Gebelik fizyolojisinin en ilginç yönlerinden biri yanlızca
bir adet yumurta hücresine karşı erkekte milyonlarca sperm hücresi
üretilmesidir. Bunun bilimsel açıklaması sperm hücrelerinin oldukça
dayanıksız hücreler olması ve vajinaya dökülen milyonlarca hücreden
ancak yaklaşık 100.000 tanesinin yumurta hücresine ulaşabilmesi ve
bunlardan yanlızca bir tanesinin yumurta hücresinin içine girerek bu
hücrede döllenme sürecini başlatabilmesidir.
Felsefi anlamda bunun önemi büyüktür zira genetik
bütünlüğün korunabilmesi açısından en güçlü sperm hücresi yumurta
hücresine ulaşmalıdır ve bunun için de milyonlarcası arasından tek
bir sperm seçilir.
Bu anlattıklarım karmaşık gözükebilir ancak kadında
gebeliğin oluşabilmesi için gereken minimum şartlar çeşitli tetkiklerle
değerlendirilebilir:
Kadında yapılan hormonal ölçümler ve seri
ultrasonografiler yumurtlama oluşup oluşmadığını, histerosalpingografi denen "ilaçlı rahim filmi"
kadının tüplerinin açık olup olmadığını ve uterus iç tabakasının kabaca
döllenmeye elvertişli olup olmadığını belirler.
Erkekte yapılan spermiogram incelemesi ise spermlerin
sayısını ve kalitesini belirler.
Bu tetkiklerden herhangi birinde bozukluk saptanması
durumunda ya ileri incelemeler yapılır (örneğin tüpler tıkalıysa
laparoskopi yapılması gibi), ya da direkt tedaviye geçilir (sperm sayısı
çok düşükse ya da yumurtlama bozukluğu varsa bazı tedavi yöntemlerinin
uygulanması gibi).
Bir yıl beklenmesinin amacı bu zahmetli ve pahalı tetkikleri
yaptırmadan önce çifte şans tanımaktır ve oldukça mantıklı ve bilimsel
bir yaklaşımdır.
Ancak sperm sayısı için döllenmeye yetecek alt sınır genellikle 20
milyon olarak kabul edilmektedir. Bu
durumda varikosel başka bir şikayete neden olmuyorsa (ağrı
gibi) bu sperm sayısıyla ameliyata gerek olmadığı görüşündeyim.
Kadınlarda belli dönemlerde folikül kistleri oluşabilir ve
bu kistler genellikle bir adet görüldükten sonra ortadan kalkarlar. Sık olarak
folikül kistlerinin ortaya çıkması ya da oluşan bir kistin uzun süre
kaybolmaması, yumurtlama bozukluğu olduğunun habercisidir ve yumurtlamayı
sağlayıcı ya da destekleyici ilaçlarla tedavi gerektirir. Folikül kisti
oluşması o yumurtalığın kaybedildiği anlamına gelmez.
Öneri: Doktorunuza tam
olarak neden çocuk sahibi olamadığınızı sorun (sperm sayısı? sperm
kalitesi? yumurtlama bozukluğu? tüplerde problem? endometriumda problem?
bilinemeyen nedenler?). Bu sorulara muhtemelen net bir yanıt verecektir.
Doktorunuza güven duyuyorsanız tedavinizi aynı doktorda devam ettirin.
Sorularınıza net yanıtlar almaya çalışın, ancak "kısırlık"
tedavisinin karmaşık bir tedavi olduğunu da gözönünde bulundurun.
Soru
Bir bayanın ilk defa ilişkiye girdikten sonra alacağı
önlemler ve doğabilecek problemlerde ne yapması gerektiğini öğrenmek
istiyorum.
Cevap
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıkla
Soru
25 yaşındayım. 3 yıllık evliyim, çocuğumuz
olmadı. 2 yıl önce varikosel ameliyatı oldum, sperm sayısı yeterli
seviyeye geldi fakat likefikasyon diye bi durum oluştu, spermlerin
erime bozukluğuyla ilgili sanırım. Doktorumuz inseminasyon (
aşılama) önerdi, 2 kez yaptık olmadı. Acaba bu durumda
kullanabileceğimiz ilaç var mı? Aşılamadan başka bir metod uygun olur mu?
Doktorumuz ilaç tedavisinin sonuç vermeyeceğini söylüyor, siz ne
dersiniz? Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.
Ayrıca kısırlıkla ilgili web sitesi var
mı acaba? Şimdiden çok teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar
diliyorum..
Cevap
Durumunuzu ayrıntılı olarak belirtmemişsiniz, ancak
inseminasyona karar verildiğine göre sperminiz az da olsa belli bir
seviyenin üzerinde ve eşinizin de ilaçlarla da olsa yumurtlaması oluyor
demektir. Zira bu şartlar yerine gelmediğinde inseminasyon uygulanması
anlamsızdır. Eşinize daha önce HSG (ilaçlı tüp filmi) çekildiğini ve bir
problem olmadığını varsayarak size önerim doktorunuza daha ileri aşama
olarak ne yapılması gerektiğini sormak. Muhtemelen bir ya da iki kez daha
inseminasyon deneyecektir.
Soru
Merhaba, ben 1967 doğumluyum. Eşimle 1 yıldır evliyiz ve bir
bebek istiyoruz. Üç aydır korunmuyoruz. Adetlerim iki ay öncesine kadar
düzenli seyrediyordu fakat iki aydır adet bitiminden 10-15 gün sonra
tekrar adet belirtileri başlıyor, göğüslerim daha önce olmadığı kadar
şişiyor ve acı veriyor, adet bitiminden 24-26 gün sonra adet görüyorum ve
epey sancılı geçiyor. Bunun nedeni ve hamile kalıp kalmayacağıma etkisi
konusunda beni bilgilendirebilirseniz sevinirim.
Cevap
Tarif ettiğiniz belirtiler premenstruel sendrom yani adet
öncesi gerginlik sendromuna uyuyor; Normalde bunun
bebek sahibi olmanızı engellemesi beklenen bir durum değildir. Ancak size
verdiği rahatsızlığın tedavisi için bazı jinekolojik incelemelerden
geçmelisiniz. Bu incelemede adetinizi sancılı görmenize neden olabilecek
durumlar da aydınlatabilir.
Soru
3 yıllık evliyim ve yaşım 26. Ben 1 yıl boyunca kuralına
uygun olarak doğum kontrol hapı kullandım. 1,5 yıldır da eşim korunuyor.
Hamile kalmaya karar verince doktoruma göründüm. Rahim ağzında bi yara
olduğu için yakılması gerekti. Doktorum bana ayrıca rahmimde hafif bir
dönme olduğunu ama gebeliğe engel teşkil etmediğini söyledi. Ancak 4
aydır hamile kalamıyorum ve bu benim endişelenmemi sağlıyor. Sizce bu
normal bir durum mu?
Cevap
Rahim ağzında "yara" ya da tıptaki adıyla servikal
erozyon, bizim günlük uygulamalarımızda çok sık rastladığımız bir
durumdur. Bu durum gebeliğe engel teşkil edebilecek patolojiler arasında
en son sıralarda yeralır. "Rahimde dönme" adı verilen durum da,
eğer bu dönme endometriozise bağlı yapışıklık nedeniyle oluşmamışsa
(muayenede anlaşılabilir), gebe kalamama nedeni olmaz.
"Gebe kalamıyorum, bende ya da eşimde bir problem mi
var?" endişesine kapılmanız için erken. Biz kadın hastalıkları ve
doğum uzmanları bir çiftin bir yıl boyunca korunmamasına ve eşiyle
yeterli ilişkide bulunmasına rağmen (haftada en az iki kez) gebelik
oluşmaması durumunda kısırlık tetkiklerini başlatırız. Zira her kadının
gebe kalma "hızı" eşit değildir. Bazıları hemen ilk ayda gebe
kalırken diğerlerinde bu daha geç dönemde olabilir. Şu an için bu durumu
dert etmeden sabırlı olmaya devam edin. Bir yıl dolduğunda gebe
kalmamışsanız doktora başvurun.
Soru
Ben 20 yaşında bir üniversite talebesiyim. Erkek arkadaşımla
cinsel ilişkiye girmek istiyorum. Fakat o kondomun bazı şeyleri
hissetmesini engelleyeceğini düşünüyor. Biz de bu yüzden doğum kontrol
hapı almak istiyoruz. Bu hapların zararı var mıdır? Fiyatları ne
kadardır? Bunları yazarsanız sevinirim. Ben henüz bakireyim. Teşekkür
ederim.
Cevap
Doğum kontrol hapları oldukça uygun fiyatla satılan
ilaçlardır.
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıkla
Soru
Ben 24 yaşında bir çocuk annesi bir bayanım. Bir çocuğum var
fakat toplam 4 kez hamile kaldım. Sizin de anladığınız üzere 3 çocuğumu
kaybettim. İlk doğumumu 1996 yılında yaptım. Kızım şu anda 3 yaşında.
Normal bir doğum ve normal bir hamilelikti. İkinci doğumumu 1998 yılında
yaptım bebeğim 8 aylık doğdu (Doktorum adet tarihimi yanlış bildiğimi
bebeğin gelişimini tamamladığını söyleyerek suni sancıyla bana doğum
yaptırdı.) Oğlum doğduktan 1 hafta sonra akciğer yetmezliğinden vefat
etti. Oğlumun ölümünden 4 ay sonra tekrar hamile kaldım, fakat gebeliğim
5 haftalıkken düşükle sonuçlandı. Bundan 5 ay sonra tekrar hamile kaldım,
bu gebeliğimde de bebeğim 2,5 aylıkken karnımda öldü. Kürtaj olmak
zorunda kaldım. Su anda kürtaj olmamdan 2 ay geçti. Birkaç doktara sordum
kimisi 1, 2 sene ara ver tekrar dene kimisi de her ay dene tuttuğu zaman
tutar tutmazsa da tutmaz, senin durumunun bir tedavisi yok dediler.
Tekrar bebek sahibi olmak istiyorum. Ne yapmalıyım? Tüp bebek yapsam aynı
şekilde mi sonuçlanır? (Guatr hastasıyım ilk hamileliğimde yeni ameliyat
olmuştum fakat tekrar oluştu. Fakat hamileliğimde yaptırdığım hormon
testleri normal çıktı. Kaç ay sonra hamile kalmalıyım? Beni bilgilendirirseniz
çok sevinirim.
Cevap
Şu anda kendi kendinize gebe kalabildiğinize göre tüp bebek
kesinlikle gerekli değil.
Düşük sonrası bazı doktorlar belli bir süre ara verilmesi
gerektiğini önermektedirler. Bu belki anne adayının psikolojik olarak kendisini
toparlaması için gerekli olabilir, ancak 3 aya kadar oluşan düşüklerde
genel bir sağlık sorunu olmadığı sürece bir sonraki gebelik için ara
vermek gerekli değildir. Sizin durumunuz ise bir özellik arzediyor. Daha
önceki iki gebeliğiniz de düşükle sonuçlanmış ve belirttiğiniz kadarıyla
son düşüğünüzden sonra kürtaj uygulanmış. Yeniden gebe kalmadan önce arka
arkaya iki adet düşük yapmanıza yol açabilecek muhtemel etkenlerin ortaya
çıkarılması amacıyla komple bir jinekolojik muayeneden geçmenizi uygun
görüyorum.
Soru
Merhaba ben Süleyman. Ben daha yeni evliyim ve
bir çocuk sahibi olmak istiyorum,eşimle ilşkiye giriyoruz ama bir sorun
var... Sorun ise bayanların adet kanamalarından sonraki veya adet
kanamları sırasındaki yumurtlama verimi en iyi hangi zamandadır?
Anlatmaya çalıştığım konuya bir açıklık getirirseniz sevinirim
Cevap
Adetin birinci gününden diğer adetin birinci gününe kadar
geçen süreye siklus adı verilir. Bu siklus genellikle 28 gündür. Bu
siklusun tam ortasında ovulasyon (yumurtlama) olur. 28 günde bir adet
görmeyen bayanlarda ise ovulasyon günü şöyle hesaplanır: Örneğin 30 günde
bir adet gören bir bayanda 30'dan 14 gün çıkarılır, geriye kalan 16 gün,
adetin ilk gününden itibaren 16. günde yumurtlama olduğunu gösterir. Bu
ovulasyon gününden 5 gün öncesi ve sonrası kadının gebe kalmaya en
elverişli günleridir. Ancak teorik olarak kadında adetin her dönemindeki
ilişkide gebelik oluşabilir. Düzenli ilişkide bulunmanıza rağmen eşinizin hemen ilk
aylarda gebe kalması mümkün olmayabilir. Bu doğaldır. Bir problem olup olmadığı konusunda yorumda bulunabilmek
için bir çiftin en az oniki ay boyunca düzenli ilişkide bulunmasına
rağmen (haftada en az iki kez) kadında gebelik oluşmamış olması gerekir. Size bu süre boyunca sabırlı olmanızı ve bu süre sonunda
gebelik oluşmazsa o zaman doktora başvurmanızı öneririm.
Soru
Merhaba, ben bir çocuk annesiyim. Oğlumdan sonra bir sene
boyunca hap ile korunduk . Belki rahatsızlık yapar diye bıraktım ve o
sıralar istenmeyen bir hamilelik oldu . Kürtaj oldum ve bu kürtajdan
sonra iki üç ay kadar yine hap kullandım . İşimden çıktığım için
tekrar çocuk istedik ve hapı üç ay kullanıp bıraktım .
18 aydır hiç korunmadığımız halde hamile kalamıyorum.
Doktorlar herşey normal gözüküyor dedi. Yaptırdığım testleri kısaca
anlatacağım
Eşimin sperm sayısı 1 cc.de 22.000.000. Bu sayı
yeterli mi. Ovulasyon indüksiyon formumdaki sayılar da normalmiş... Ben
bu testleri pek anlıyamıyorum . Tüplerime bakılmadı. Çapa'da infertilite
bölümünde yapıldı bunlar. Sizce ne yapmalıyım? Eşimin sayısı normal mi?
Eğer sınır 20 milyon ise 22 milyon az değil mi? Aklıma gelen diğer
bir düşünce kürtaj esnasında bir şey olmuş olabilir mi? Adetlerim çok
düzenli ve 25 yaşındayım. Oğlum da 4 yaşında. Ne yapmam gerekli?
İkinci çocuğu istiyoruz fakat olmuyor. Oğluma hemen hamile kalmıştım
ikinciye de hapı bırakır bırakmaz... Şimdi sebep nedir acaba?
Cevap
Eşinizin üroloji (bevliye) muayenesi olması gerekiyor, zira
sperm sayısı az. Varikosel gibi bir durum sözkonusu ise bunun özel olarak
tedavisi gerekebilir. Size gelince kürtaja bağlı olarak bir
problem olduğunda bunun en sık belirtileri adetlerin azalması, hiç
olmaması ya da düzensizleşmesidir. Bu belirtiler yoksa gebe kalamamanızı
kürtaja bağlamak zor. Ancak yine de kürtaja ya da diğer nedenlere bağlı
olarak tüplerde tıkanma olup olmadığının anlaşılması için
histerosalpingografi (ilaçlı rahim ve tüp filmi) çekilmesi gerekiyor.
Diğer bir ihtimal de doğum kontrol hapı kullanımına bağlı olarak
ovulasyon (yumurtlama) olayının geçici olarak devre dışı kalması. Bunun
için bazı hormonal tetkikler yapılması gerekiyor. Lütfen doktorunuzla
bunları konuşun.
Soru
Köşenizi okuyarak bilgileniyorum.Öncelikle size teşekkür
ediyorum. Diğer konulardaki yazılarınızı beliyorum.Ben merak ettiğim bir
konuda yardımınızı rica ediyorum. 28 yaşındayım ve 2 yıllık evliyim. 5
aydır çocuk düşünüyoruz. Henüz hamile kalamadım. Adetlerim düzenli.Çocuk
düşünmeden 3 ay kadar önce bir doktora başvurdum. Smear yaptırdım.
Ultrason ve herşey normal bulundu. Ben de ateş eğrisi ile yumurta takibi
yaptım.Adetimin 12.günü küçük bir ateş yükselmesi oluyor. Telaşlanmak
için henüz erken olduğunu biliyorum.Ama bir an önce hamile olmak
istiyorum. Biraz de yaşım ilerliyor diye endişe duyuyorum. Benim sormak
istediğim ,yumurtlamayı artırıcı ilaçlardan küçük dozda kullanmamın bir
yararı olur mu. Eğer olursa bana bir ilaç tavsiye eder misiniz... Ya da
hamilelik şansını yükseltmem için neler yapmam gerekir. Bir de son olarak
şunu sormal istiyorum. Bunun için ne zaman bir uzmana birebir başvurmalıyım.
Cevap
"Kısırlık" adı verilen olgunun tanımı "bir
yıl boyunca düzenli olarak haftada en az iki kez düzenli ve usulüne uygun
ilişkide bulunulmasına ve koruyucu yöntem kullanılmamasına rağmen gebe
kalamama" olarak yapılabilir. Siz henüz 5 aydır korunmadığınıza göre
7 ay daha bekleyin ve yine gebe kalamazsanız bir kadın-doğum uzmanına
başvurun.
Soru
11 yıllık evliyim. Çok gayret etmeme rağmen, eşim şimdiye
kadar hiç orgazm olamadı. Dört doktara gittik, hepsi de psikolojiktir
dediler. İki çocuğumuz var, tahliller hepsi normal dediler. En son
gittiğimiz prof. kadın doğumcu eşimin ilişkiden bir saat önce diyazem
kullanmasını önerdi. O da fayda etmedi. Sizin bu konuda bize tavsiye
edeceğiniz birsey varmı?
Cevap
Kadınlar arasında anorgazmi (orgazm olamama) oldukça sıktır.
Yaklaşık 10 kadından biri hayatının hiçbir döneminde orgazm
olamamaktadır.
Orgazm olamama durumunu değerlendirirken ilk önce sizin şunu
ayırdetmeniz gerek: Cinsel ilişki esnasında orgazm olamama yanında
eşiniz mastürbasyon (kendi kendine tatmin) ile orgazm olabiliyor mu?
Eğer cevap hayırsa bu durumda eşinizin psikiyatri uzmanına
başvurması gerekli. Eşiniz sizle beraber olurken orgazm olamıyor,
ancak mastürbasyonla olabiliyorsa problem cinsel ilişki esnasında
eşinizin yaşadığı bazı gerginlikler olabilir. Eşinize cinsel
ilişki esnasında yeterince süre tanımayı deneyin. Kadınların orgazm olma
süresi erkeklerden çok daha uzundur. Eşinize cinsel ilişki
esnasında birincil olarak ilişkiye değil, ilişkiden aldığı hazza odaklanmasını
ve gevşemesini önerin. Eğer eşiniz ilişkide sizi tatmin etmeye çalışıyor,
kendisiyle ilgilenmiyorsa orgazm olamaz. Ya da sürekli olarak orgazm
olamama korkusu yaşarsa yine orgazm olamaz. Eşinizin bu durumun
sık rastlanan bir durum olduğunu bilmesini sağlayın. Kadın-Doğum uzmanı
muayenesinde bir problem çıkmadığına göre bedensel bir olaydan daha çok
ruhsal süreçler üzerinde durmak gerek. Eğer üstteki önlemlere rağmen
eşiniz birkaç ay sonunda halen orgazm olamıyorsa beraberce bir psikiyatri
uzmanına başvurun.
Soru
ÖNCELİKLE TEBRİK VE TEŞEKKÜRLERİMİ BELİRTMEYİ BORÇ
BİLİRİM!
1.Hamilelik için en uygun/ doğum kontrolü için en gerekli
günler, adet başlama tarihinden itibaren mi, adet bitiş tarihinden
itibaren mi hesaplanıyor? Kaçıncı günler muhtemel hamilelik/ kontrol için
önemli?
2. Kadınların yumurtlama sayısı iki adet arasında kaç kez
olmaktadır?
3. Sağlık Bakanlığı'nın gebelik önleyici iğneleri ne derece
güvenli ve sağlıklı? Zarar ve faydalarını öğrenmek istiyorum. (Doğum
kontrolü ile ilgili sayfanızda bulamadım)
Cevap
28 günde bir düzenli adet gören bir bayanın adet gördüğü ilk
günden sonraki 14. gün muhtemel ovulasyon (yumurtlama) günüdür ve bu ayda
bir kez olur. Takvim yöntemine göre bu tarihten 5 gün önce ve sonrasında
ilişkiye girilmemesi önerilir. Ancak takvim yönteminin etkinliği oldukça
düşüktür ve tek başına doğum kontrol yöntemi olarak önerilmez.
Gebelik önleyici iğnelerin güvenliği (yani gebelikten
koruyucu özelliği) oldukça yüksektir. En büyük dezavantajları kadınların
önemli bir kısmında adet düzensizliği yaratmalarıdır. Bünyeye göre
değişmek üzere ilacın etki ettiği süre boyunca hiç adet görememeye kadar
varabilen yanetkiler söz konusu olabilir. Bu ilaçların jinekolojik
kontrol sonrası ve doğum kontrol hapı, spiral gibi yöntemler uygulanamadığında
kullanılması daha uygundur.
Soru
Sn. Kocatepe,
Siteniz için teşekkürler. Temiz site bulmak çok zor, pek çok
bilgi edindim. Size bir konuda danışmak istiyorum. Kız arkadaşım bakire
fakat tam anlamıyla cinsel iliskiye girmesek te bacaklarına boşaldım, bir
miktar erkek sıvısı kadınlık organının üzerine geldi, doğrudan ilişkiye
girmedik, doğrudan vajinaya boşalmadım , arkadaşımın üzerinde külotu da
vardı, külotu çıkartırken eline bulaşan sıvı organına değmiş, organın
üzerini hemen sildik ve suyla yıkadık. Hamile kalması riski nedir? En
kesin ve erken tanı koyan gebelık testi kan testi midir? Bize ne
önerirsiniz?
Cevap
Belirttiğiniz şekilde gerçekleşen bir cinsel ilişki sonrası
gebelik oluşma şansı oldukça düşük olmakla beraber sıfır değildir.
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıkla
Soru
Öncelikle sitenizi çok beğendiğimi belirteyim. Benim bir
sorum olacaktı. En son adet kanamamı takiben yumurta akı kıvamında
kokusuz, renksiz bir akıntı gelmeye başladı. Bu arada 3.5 yıldır RİA
kullanıyorum. Bu durum bir infeksiyon belirtisi olabilir mi? Önerileriniz
neler? Şimdiden teşekkürler.
Cevap
Akıntınızın yeni başladığını belirtiyorsunuz. Akıntının
enfeksiyona bağlı olduğunun en önemli belirtileri arasında akıntının
kıvamlı olması, sarı-yeşil-kahverengi-kanlı olması, köpüklü olması, kötü
kokulu olması, idrar yaparken yanma ya da kaşıntı ile birlikte olması ve
kasık ağrısı yapması sayılır. Ancak bu belirtilerin hiç birisi olmasa
bile sizin akıntınız yeni başlayan bir akıntı olduğundan "fizyolojik
(yani normal) akıntı" tanısı konabilmesi için jinekolojik
değerlendirme yapılmasını uygun buluyorum.
Soru
Bakire bir bayanla birlikte oldum. Bekaretine dokunmadım ama
ilişki sırasında üzerine boşaldım. Fakat mümkün olduğu kadar vajinal
bölgesinden uzak olmaya çalıştım. Ama o temizlenirken vajinasındada
olduğunu belirtti ve şu anda adeti 2 gün geçikmiş durumda. Hamile olma
riski nedir ? Eğer hamile ise bakire olması da göz önüne alınarak
engellenme olasılığı nedir ? Teşekkürler.
Cevap
Direkt vajina içine boşalma olmayan durumlarda gebelik
oluşma olasılığı oldukça düşük olmakla beraber hiçbir zaman sıfır
değildir. Adet gecikmesi bir haftayı bulunca idrarda gebelik testi
yaptırın.
Ayrıntılı Bilgi İçin Tıkla
Soru
Merak ettiğim bir husus; sperm vücuda girdikten ne kadar
zaman sonra adet kanaması vb. belirtileri
engeller? Yani adet kanamasından ne kadar zaman önce vücuda sperm
girmelidir ki adet kanaması oluşmasın?
Cevap
Spermler kadında ovulasyon (yumurtlama) gününe denk
gelen bir zamanda (28 günde bir adet gören bir kadında 14. gün) oosit
(yumurta hücresi) ile karşılaşırsa (yani bu günde ilişkide bulunulursa),
döllenme ve gebelik oluşma olasılığı en yüksektir. Ancak bu zamandan beş
gün önce ve beş gün sonra da olasılık yüksek olmaya devam
eder. Bu zaman dilimi dışında kalan günlerde olasılık oldukça
düşmekle beraber teorik olarak kadında siklusun herhangi bir gününde gebelik
oluşabilir. Bu günlere kadının regl dönemi (yani kanamalı olduğu
günler) dahildir. Gebelik oluştuğunda ise gebelik ürününden
salgılanan hormonlar kadının beklediği adeti görememesiyle sonuçlanır.
Soru
Mikroenjeksiyon nedir? Hangi durumlarda uygulanır?
Cevap
Mikroenjeksiyon ya da diğer adıyla ICSI (Intra Cytoplasmic
Sperm Injection) ileri bir oosit (yumurta hücresi) dölleme yöntemidir.
Masturbasyon ya da testis biyopsisi yoluyla (TESA ve MESA adı verilen
biyopsi yöntemleriyle) elde edilen sperm hücrelerinden yanlızca bir
tanesinin oosit içine bırakılmasıdır. Bu amaçla oosite elektron
mikroskobu yardımıyla bir delik açılır ve bir tüp yardımıyla sperm
hücresi direkt olarak oosit hücresinin içine bırakılır. İçeri giren sperm
oositi döllemeyi başardığında ve döllenen hücre çoğalıp belli bir aşamaya
geldiğinde oluşan embriyo, uterus (rahim) içine nakledilerek gebelik
oluşturulmaya çalışılır.
Mikroenjeksiyon aşağıdaki durumlarda kullanılır:
1.Erkeğin sperm sayısının ileri derecede az olduğu, ya da
hiç olmadığı durumlarda
2.Klasik IVF (tüpbebek) yöntemiyle döllenme sağlanamadığında
Soru
Sayın Doktor, 1,5 yıllık evli iken laparoskopi geçirdim.
Herşey normal dendi ve herhangi bir tedavi görmeden 3 ay sonra gebelik
gerçekleşti. Şu anda 6 yaşında bir oğlum var. 6 yıldır korunmama rağmen
çocuk sahibi olamıyorum. Regl dönemim düzenlidir. Fikirlerinizden
yararlanmak istiyorum. Teşekkür ederim. Ayrıca web sitenizi çok beğendim.
Başarılar dilerim.
Cevap
6 yıldır düzenli olarak adet görmenize, korunmamanıza ve
düzenli olarak eşinizle beraber olmanıza rağmen çocuk sahibi
olamadığınıza göre bazı tetkiklerin zamanı geldi demektir. Fazla vakit
kaybetmeden komple bir jinekolojik muayeneden geçmelisiniz. Eşinize
spermiogram yapılması gerekir. Size de yeniden bir laparoskopi yapılması
sözkonusu olabilir.
|