Gebelik esnasında ve/veya öncesinde herhangi bir hastalığı
olmayan, daha önce doğum yapmamış veya sağlıklı bir ya da fazla sayıda
doğum yapmış, ailesinde herhangi bir hastalığı olmayan, şu anda yaşadığı
gebelikte de bebeğiyle veya kendisiyle ilgili herhangi bir problem saptanmamış
olan gebeliklere düşük riskli gebelikler adı
verilir. Bu gebeliklerin seyri veya doğumu esnasında normaldışı bir durum
ortaya çıkma olasılığı çok düşüktür. Bu gebeliklerin baştan sona kadar
takibinde genel olarak aynı incelemeler ve tetkikler uygulanır. Bu
incelemelere gebelikte rutin uygulanan incelemeler adı verilir.
Gebelik
öncesinden varolan ve/veya gebelikte ortaya çıkan
risk
faktörlerinde ise ileri inceleme amacıyla rutin tetkiklere
ek olarak daha farklı bazı incelemeler yapılır. Bunlara da ileri
incelemeler adı verilir.
RUTİN İNCELEMELER
Jinekolojik
(pelvik) muayene
Genel
olarak ilk antenatal vizitte vajinal pelvik muayene yapılır ve gebeliği
olumsuz yönde etkileyebilecek genital kitle, enfeksiyon, doğumsal genital
anomaliler, kanser ve kanser öncesi lezyonlar ortaya çıkarılır. Muayeneye
ultrason ve papsmear incelemesi de eklenerek değerlendirme tamamlanmış
olur.
Jinekolojik
muayene nasıl yapılır?
Vajinal
muayene gebeliğin ilerleyen dönemlerinde erken doğum tehdidi şüphesinde,
doğum ağrıları başladığında gebenin doğumun hangi aşamasında olduğunu
ortaya çıkarmak için, bebeğin pelvise giren kısmı hakkında bilgi sahibi
olmak için ya da doğumun suni olarak başlatılması gerektiğinde serviksin
olgunlaşması hakkında bilgi edinmek için uygulanır.
Sistem
muayeneleri
Bu
muayeneler herzaman yapılmayabilir. Ama genel olarak ilk vizitte sindirim
sistemi, kalp ve dolaşım sistemi, solunum sistemi, lokomotor sistem (kas ve
eklemler) ve sinir sistemi ve ruhsal durum hakkında şikayet sorgulaması ve
genel muayene kadın doğum uzmanı tarafından yapılır. Patolojik bir bulgu
durumunda kadın doğum uzmanı ilgili uzmanı konsulte eder. İlk vizitte meme
muayenesi de yapılarak muhtemel bir kitle, doğumsal meme anomalileri ve
doğum sonrası emzirmeye engel teşkil edebilecek anormal durumlar ortaya
çıkarılır ve giderilir.
Tansiyon ölçümü
Gebenin sağ
kolundan uygun bir manşet boyu kullanılarak, sakin vaziyetteyken, oturur
durumda elde edilen tansiyon değeri gebe takip kartına işlenir. Tansiyon
ölçümü her gebelik muayenesinde tekrarlanır. Preeklampsinin erken tanısında
tansiyon değeri en önemli kriterdir.
preeklampsi
nedir?
Kilo
ölçümü
Gebenin
kilo ölçümünü sabah evde aç karnına kendi tartısıyla yapması ve vizitte
doktoruna bildirmesi daha uygundur.
Özellikle
kısa zamanda aşırı kilo alımı preeklampsi habercisi olabilir. Uzun döneme
(haftalara) yayılan aşırı kilo alımı ise karbonhidrattan zengin
yiyeceklerin gereksiz yere alınmasına bağlı olabileceği gibi diabet
habercisi olabilir. Elbette çok hızlı büyüyen bir iri bebek de anne
adayının hızlı kilo almasına neden olabilir.
gebelikte
kilo alımı
Karnın
büyümesinin değerlendirilmesi
Gebeliğin
ikinci yarısının başında uterus tam göbek hizasına gelir ve elle
hissedilir. Daha sonra ise mesane boşken yapılan ölçümlerde pubis (çatı)
kemiği ile uterusun en üst yüksekliği arasındaki mezura ile ölçülen
santimetre birimindeki mesafe az hata payıyla gebelik haftasını verir. İkiz
gebelik, aşırı şişmanlık, mesanenin aşırı dolu olması, ölçen kişinin
tecrübesiz olması gibi faktörler testin yanıltıcı sonuç vermesine katkıda
bulunur.
Bu
değerlendirme günümüzde doktorların büyük kısmının her antenatal
değerlendirmede ultrason yapması nedeniyle giderek terkedilmektedir.
Bebeğin
karın içindeki haritasının çıkarılması
Leopold
manevraları adı verilen özel muayene yöntemleri ile doktor bebeğin başının,
sırtının, bacaklarının yerini belirler. Gebeliğin sonuna doğru bebeğin
pelvis içine ne şekilde girdiği de bu yöntemlerle belirlenir.
Leopold
manevraları
Not:
Ultrason, karnın mezura ile ölçümü ve Leopold manevraları ile elde edilen
bilgilerden çok daha hassas bilgiler verir.
Gebelik
testleri
İdrarda
veya kanda gebeliğe özgü bir hormon olan HCG'nin saptanması esasına dayanan
testlerdir. Kanda henüz adet gecikmeden, idrarda ise adet gecikmesi on günü
bulduğunda gebeliği belirleyebilirler.
Gebelik
testleri
Kan
gruplarının belirlenmesi
Anne ve
baba adaylarının kan grupları parmaktan alınan kanda belirlenir. Anne
adayının kan grubunun Rh(-), baba adayının ise Rh(+) olması durumunda Rh
uygunsuzluğundan bahsedilir.
Kan
uyuşmazlığı
Tam
kan sayımı
Damardan
alınan kanda otomatik olarak sayım yapan aletler tarafından kanın çok
çeşitli parametreleri belirlenir. Lökosit (akyuvar) sayısı , eritrosit
(alyuvar) sayısı, eritrositlerin ortalama hemoglobin içeriği, büyüklükleri,
trombosit sayısı, hemoglobin ve hematokrit değeri dışında daha çok sayıda
parametre belirlenir. Kansızlık tanısı konarak bunun demir eksikliği, B12
ve/veya folik asit vitamini eksikliği veya kalıtsal bir hastalığa bağlı
olup olmadığı konusunda genel bir fikir edinilir.
Lökosit
sayısı gebeliğe bağlı fizyolojik artışın üstüne çıktığında (12.000 ve
üzeri) enfeksiyona, aşırı düşmesinde ise akyuvar yapımın bozan bir
hastalığa işaret edebilir. Trombosit sayısı ise fizyolojik düşüşün daha
altında düşmüş olarak saptandığında kanamayı durdurmaktan sorumlu bu
hücrelerin gereksiz yere harcanmasına neden olan bir hastalıktan
şüphelenilir. Ancak gebeliğin kendisine bağlı trombosit sayısı düşüklüğü de
olabileceğinden ileri incelemeler gerekir.
Tam
idrar tahlili (TİT)
İdrar
vücudun bir aynasıdır. İdrar sedimentinde idrar yolu enfeksiyonu, idrarda
taş veya "kum" varlığı saptanarak uygun tedaviye başlanır.
İdrarda protein (albumin), aseton (keton), bilirubin, kan hücresi varlığı,
ürobilinojenin aşırı artışı her zaman anormaldir ve ileri inceleme
gerektirir. İdrarda glikoz varlığı ise gebelikte belli bir dereceye kadar
normal kabul edilir, ancak yine de ileri inceleme gerektirir.
Gebelikte
TİT tercihan her antenatal muayenede istenir. Bunun amacı idrarda
enfeksiyon bulgularını ortaya çıkarmak, erken gebelik döneminde aşırı
bulantı ve kusmaları olan anne adayının genel beslenme durumunu
değerlendirmek (idrarda aseton (keton) çıkışı açlığa işaret eder ve açlık
derecesiyle doğru orantılı olarak keton pozitifliği de artar), gebeliğin
ilerleyen aşamalarında idrarda protein varlığını ortaya çıkarmak (idrarda
protein varlığı preeklampsi bulgusu olabilir) ve anne adayının yeterli su
içip içmediğini değerlendirmektir (yetersiz su içildiğinde idrarın rengi
koyulaşır ve dansitesi (yoğunluğu) artar).
İdrar
kültürü
Gebelik
idrar yolu enfeksiyonlarının gelişmesini kolaylaştırır. İdrar sedimentinde
lökosit, eritrosit ve/veya bakteri görülmesi enfeksiyona işaret eder ve
gebenin şikayetleri varsa antibiyotik tedavisi gerektirir. Ancak
antibiyotiklerin her türlü bakteriye etki etmemesi nedeniyle idrar
kültürüyle bakterinin cinsi belirlenerek enfeksiyon tedavisi yapmak daha
uygundur. Uygun koşullarda alınan idrar örneğinde var olan bakteri özel
besin maddeleri eklenerek üretilir ve bakterinin bazı antibiyotiklere
hassasiyeti ölçülür. Kültürde üreme olmazsa "steril" yani tedavi
gerektirecek bakteri içermeyen idrardan bahsedilir. Üreme "100.000
koloni altındaysa" bu durumda üreyen bakterinin gebenin kendinden
değil numunenin barındırıldığı kaptan, genital dokulardan veya başka
kaynaklardan bulaştığından şüphelenilir ve gerekirse tekrarlanır.
"100.000'in üzerinde üreme" durumunda ise mutlaka idrar
yollarında tedavi gerektirecek sayıda bakteri var demektir. Bakterilerin
hangi antibiyotiklere hassas olduğunu belirten antibiyogram raporuna göre
gebeye uygun antibiyotik tedavisi verilir ve tedavi bitiminden 15 gün sonra
tedavi başarısını değerlendirmek amacıyla idrar kültürü tekrarlanır.
Anne
adayının hiç bir şikayeti olmasa bile idrar kültüründe üreme olduğunda
ileride oluşabilecek ciddi enfeksiyonları önlemek amacıyla antibiyotik
tedavisi yapılır. Bu amaçla anne adaylarında gebeliğin başında bir kez ve
mümkünse sonuna doğru bir kez daha idrar kültürü yapılarak muhtemel bir
üreme saptanır ve uygun bir şekilde tedavi edilir.
İdrar
yolu enfeksiyonları
Enfeksiyon
tarama testleri
Toksoplazma,
Rubella (kızamıkçık) ve Sifiliz (frengi) tarama testleri tercihan gebelik
planlandığı dönemde yapılır. Bu amaçla anne adayından alınan kanda
Toksoplazma IgG ve IgM (antikorlar); Rubella IgG ve IgM ve sifiliz için
VDRL incelemesi yapılır. Bu üç enfeksiyon erken gebelik döneminde
geçirildiğinde bebekte anomali yaratabilen enfeksiyonlardır ve gebelik
öncesi dönemde belirlenmeleri bu yüzden daha uygundur. IgG müspet çıkması
bağışıklığı gösterir.
HIV (AIDS)
ve Hepatit B için tarama testleri ise gebeliğin sonlarına doğru yapılır.
Hepatit B taraması için HBsAg ve AntiHBs incelemeleri yapılır. Anne
adayında taşıyıcılık saptanması durumunda bebeğin annesinden enfeksiyonu
kapmasının engellenmesi için aşıya ek olarak doğumdan kısa süre sonra immun
serum tedavisi görmesi gerekir.
Gebelikte
Hepatit B enfeksiyonu
Ultrason
(vajinal, abdominal)
İlk
antenatal muayenede ve tercihan gebeliğin ilk haftalarında yapılan
ultrasonun önemi büyüktür. Bu ultrason Son Adet Tarihi'nin (SAT)
doğruluğunu konfirme etmek; SAT'ını bilmeyenlerde gebelik haftasını
belirlemek; dış gebelik; mol gebeliği gibi durumları erken dönemde
saptamak; gebelik üzerinde olumsuz etki yaratması muhtemel myom ya da over
kisti gibi kitlesel lezyonları saptamak ve yine muhtemel bir çoğul gebeliği
ortaya çıkarmak için son derece önemlidir. Bu amaçla erken gebelik
haftalarında (14. haftaya kadar) vajinal ultrason tercih edilmekle beraber,
abdominal (karından) ultrason da kullanılabilir.
Daha
sonraki gebelik haftalarında bazı doktorlar her antenatal muayenede
ultrason incelemesi yapmayı tercih ederler. Bu uygulama mutlaka gerekli
olmamakla beraber ilk ultrasonu takiben anomali taraması için 16-20.
gebelik haftaları arasında bir kez ultrason incelemesi yapılması önemlidir.
Rutin
ultrason incelemeleri dışında bebeğin yaşayıp yaşamadığından şüphelenilen
her durumda (düşük tehdidi, bebek hareketlerinin hissedilmemesi, karnın
büyümesinin durması gibi); İUGG (gelişme geriliği) şüphesi olduğunda; miyad
geçmesinin değerlendirilmesinde ve normalden farklı bir seyir ortaya çıkan
her durumda (ateşli enfeksiyon, tansiyon yükselmesi, ağrı gibi) ultrason
incelemesi tekrarlanır.
Gebelikte
ultrasonografi
Üçlü
test
Gebeliğin
16.-18. haftaları arasında yapılan bir incelemedir. Anne adayından alınan
kanda üç ayrı hormon tetkiki yapılarak Down sendromu ve Nöral tüp defekti
riski belirlenir.
Üçlütest
PPG
(Postprandial Glikoz) ve OGTT (Oral Glikoz Tolerans Testi)
Gebelik
diabet oluşma riskini artıran bir durumdur. Bu yüzden anne adayları 24.-28.
gebelik haftaları arasında şeker yükleme testine tabi tutulurlar. Bu amaçla
anne adayının risk faktörlerine göre 50 gram (PPG) ya da 100 gram glikoz
ile (OGTT) yükleme yapılır.
gebelikte
diabet
|