Sizlerle bu yazımda erken doğum yapmış
bir anne olarak erken doğum riskinin gerçekleşmesi durumunda annenin neler
yapması, neler yapmaması gerektiği konusundaki tecrübelerimi paylaşacağım.
Yani doğum anında nasıl olmalı? Ben bu konuda belki öğüt verecek son kişi
olabilirim. Çünkü kendi doğumumda belki hiç yapılmaması gerekenleri yaptım.
Bebeğimi kaybedeceğim endişesiyle çok panik yaptım. Çok bağırdım.
Öncelikle kesinlikle panik yapmamanız gerekiyor. Çok fazla
ağlayıp kendinizi kasarak bebeğin oksijensiz kalmasına neden olabilirsiniz
(Tıbbi editör (Dr. KK) notu: burada kastedilen anne adayının
heyecanlanmasıyla aşırı miktarlarda salgılanan adrenalin ve noradrenalin
gibi stres hormonlarının damarlarda ani kasıcı etki göstermesi ve böylece
plasentaya ve dolayısıyla bebeğe daha az kan, yani daha az oksijen
gitmesidir ve ani stresin bebek üzerindeki bu etkisi bilimsel olarak
gösterilmiştir). Üstelik sizin bu olumsuz ruh haliniz de bebeğinizi
olumsuz etkileyecektir. Hatta doğumunuzu gerçekleştiren ekibi de çok
olumsuz etkileyecektir. Sakin olmalı, ve bebeğinizin yaşama şansının
olmadığını hissetseniz bile böyle bir durumun sizin için en iyisi olacağına
kendinizi ikna etmeye çalışmalısınız.
Bebeğimin yaşamayacağını düşünerek, doğumda eşimi yanımda
istememiştim. Eşiniz veya tercih ettiğiniz birisi mutlaka her koşulda
yanınızda olsun. Eminim ki size inanılmaz güç ve moral verecektir.
Erken doğum gerçekleşirse bunun için kendinizi suçlamayın.
İlla ki birilerini suçlamadan önce iyice düşünün. Artık olan olmuş, ve
erken doğum gerçekleşmiştir. Bebeğinizin yaşatılma çabaları devam ederken
bundan sonra yapacaklarınıza konsantre olmaya çalışın. Çünkü sizin ilginize
ve sevginize çok çok daha fazla ihtiyacı olan bir bebeğe sahipsiniz.
Verilen ilaçların ve yapılan tedavilerin yanında, bebeğinize söyleyeceğiniz
sevgi sözcükleri onun için en iyi ilaçtan daha faydalıdır. Kuvözün
dışındayken bile annelerinin orada olduğunu hissederler. Bu bir gerçek bana
kalırsa. Bugün birçok yenidoğan yoğun bakım üntesinde annenin -gerekli
steril şartlar sağlanması kaydıyla- bebeğe dokunmasına izin veriliyor. Anne
ile bebeğin ten teması herşeyin ötesinde çünkü...
Sürekli araştırın. Doktorlara sorular sorun ve sorularınızın
cevabını da almadan yanlarından ayrılmayın. Erken doğum tecrübesini yaşamış
ailelerle irtibat kurmaya çalışın. Araştırmacı kimliğinizi ön plana çıkarın
ve olası sağlık sorunları hakkında bilgi sahibi olmaya çalışın. Doktorların
yanında ne kadar bilgili olursanız, hem söylediklerini daha iyi anlar hem
de daha iyi yorumlarsınız. Doktorun söylediği bir tıbbi terim, bilmediğiniz
için size çok korkutucu gelebilir. Fakat bu terim belki de hiç endişe
edilmemesi gereken bir durumu ifade ediyordur. O nedenle öğrenebildiğiniz
kadar, araştırabildiğiniz kadar araştırın.
Bugün donanımlı bir yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 25
haftalık bebekler bile yaşatılabiliyor. Benim bildiğim, Türkiyede 25
haftalık yaşayan bebekler var. 26 haftalık daha da fazla. O nedenle erken
doğum herşeyin sonu değildir. Fakat birçok mücadelenin başlangıcı olabilir.
|