ALERJİ

          Çeşitli yollarla vücuda dışarıdan giren bazı yabancı maddelere karşı, organizmanın göstermiş olduğu tepkiye bağlı belirtiler. Bu tepki, normal insan vücudunda da vardır ve müdafayı sağlar. Alerji, aşırı bir tepki gösterme olayıdır. Bu aşırı tepkiyi gösteren bünyelere de Alerjik bünye denir.
          Alerjiyi meydana getiren maddeler, ağız ve zerk etme yolu ile vücuda girebildikleri gibi. temas yoluyla da girebilirler.
          * Ağız yolundan girerek alerji yapan belli başlı maddeler: Yumurta, balık, çilek, pastırma. sucuk, salam, tahin helvası, kaymak, süt ve sütlü besinler, çikolata gibi kakaolu besinler, kinin ve bazı ilaçlardır.
          * Enjeksiyon (zerk) yoluyla girenler: Tetanos, difteri ve buna benzer koruyucu serumlar, tedavide kullanılan bazı ilaçlar (penisilin alerjisi gibi) ve böcek sokmalarıdır.
          * Deri ve solunum yollarına temas ile alerji yapanlar: Bazı bitki özsuları, çam ağaçlarından damlayan terebentin maddesi. İlkbaharda meyve ağaçlarının çiçeklerinde bulunan sarı polen tozları ve hayvan tüyü.
          Bunlardan başka alerjiye sebep olan maddeler veya amiller vardır. Meselâ, vücudun her hangi bir yerindeki bir mikrop veya parazit alerji yapabilir. Yine bazı kimselerde güneş ışınlarının alerjiye sebep olduğu bilinmektedir.
          En çok rastlanan alerjiler, astım, ekzama, saman nezlesi ve ürtikerler olmakla birlikte, artık birçok şikayetler alerjiye bağlanmaktadır. İnsanlar, kendilerine iyi gelmeyen her şeye alerjileri oluğunu sanır. Ancak bugün alerjilerin gerçek sebepleri bilinmemektedir.
          Derideki alerjiler çeşitlidir. Ekzama veya atopik dermatit sık görülür. Bu hastalık genellikle küçük çocuklarda deride kaşıntıya veya kabuklaşmaya sebep olur. Bu belirtiler özellikle yüzde, boyunda, kol ve bacakların eklem yerinde görülür. Alerji kaşıntılı, yer yer deride kabarıklık gösteren, üzeri kırınızı, hudutları düzensiz deri olayları şeklinde kendini belli etmektedir. Başka bir deri Alerji de ürtikerdir. Ürtiker; kabarık, ortası beyaz, çevresi kırınızı, plak şeklinde kalıntılı deri belirtileridir.
          Kontak dermatif: Derinin Alerjiye yol açan maddeyle temas eden bölgelerinde görülen ve su toplayan kaşıntılı iltihaplanmalardır. Gözde Alerji belirtileri ise kaşınma kızarma ve göz yaşarmasıdır.
          Alerjilerden en tehlikelisi anaflaksi denilen çeşididir ki, ölüme sebep olabilir. Solunum yolları tıkanır, tansiyon aniden düşer ve şok şeklindedir. Bu durumda ADRENALİN iğnesi vurulur.
          Astım: Çeşitli Alerjik maddelerin teneffüsü ile ortaya çıkar. Alerjinin göğüsteki belirtisi kuru öksürük ve hırıltıdır. Astımlı hastalar nefes verirken hırıltı ses çıkarırlar. Çünkü hastanın bronşları daralmış durumdadır.
          Bahar Nezlesi: İlkbaharda çiçek tozlarının burun iç yüzeyine teması ile olur. Burunda tıkanıklık, kaşıntı, hapşırma veya akma şeklinde kendini gösteren saman nezlesinde, nezleden farklı olarak akıntı uzun sürer. Serum verilmesinden sonra ortaya çıkan Alerjiye de serum hastalığı denir.
          Tedavisi: Alerjik hadiselerin önlenmesinde, çeşitli yollar denenebilir. Kişi hangi maddeye karşı hassas ise, o madde ile temasını önlemek birinci yoldur. Kişinin hangi maddeye hassas olduğu Alerji testleriyle anlaşılır. Alerji yapan (alerjen) maddelerinin çözeltileri cilde zerk edilir. Ciltte hangi maddenin çözeltisi Alerji yapıyorsa, onun kişi için alerjen madde olduğu ortaya çıkar. Bu tespitten sonra doktor tarafından uygun tedaviye geçilir. Şok şeklindeki üzüntüler de, Alerjik bünyelerin Alerji olmasına sebep olur. Böyle durumlarda üzüntülü ortamdan uzaklaşmak en uygun tedavilerdendir. En çok kullanılan Alerji ilaçları antihistaminiklerdir. Bu antihistaminikler çok çeşitli olup, bir kişiye faydalı olan bir antihistaminik, diğer kişiye faydalı olmayabilir. Kalsiyumlu ilaçlar ve bilhassa kalsibronat, ültiker ve üzüntü ile ortaya çıkan alerjilere iyi gelmektedir. Kalsiyumlu ilacın yanına C. D ve B6 vitaminlerinin de verilmesi hassasiyeti azaltır. Doktor nezaretinde kortizonlu ilaçlar da kullanılabilir. Bu kortizonlu ilaçların dozunun (miktarının) uygun olarak alınması gerekir.

Dr. Semin GÜLER