ZERDÜŞTİLİK
(Mazdaizm)
İran dinleri içerisinde, tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından, en dikkat
çekicisi Zerdüştilik’tir. Bu din, adını kurucusundan alır. Bu dine, dayandığı
tek tanrı Ahura Mazdah’a nispeten
“Mazdeizm” de denir.
1. Zerdüşt’ün Hayatı
Zerdüşt kelimesi (Zoroaster), Zarathustra’nın Yunanca karşılığıdır (Zarath:
güzel, doğru; üstra: develer demektir. Güzel develere sahip olan anlamını ifade
eder. Halk dilinde zerdüşt, yaşayan yıldız olarak nitelendirilir). Zerdüşt’ün
doğumu, M.Ö. 570 olarak tahmin edilmektedir. Zerdüşt, İran dinleri
üzerinde önemli bir etki bırakmıştır. Tektanrılı bir inanç telkin ettiği için
onu bir peygamber olarak kabul edenler bulunduğu gibi, ona bir hakim veya şaman
olarak bakanlar da vardır. Gatha’lar diye adlandırılan kutsal metinler ona
dayandırılır.
Zerdüşt, Yüce Tanrı olarak telkin ettiği Ahura
Mazdah ile yakın irtibatı bulunduğunu ilan etti. Ona göre alemlerde
mücadele eden, İyilik ve Kötülük diye adlandırılan iki asli ruh (ilkine “Spenta
Mainyu”, ikincisine “Angra Mainyu” denilir) var idi. Ahura Mazdah’ın bu iki
ruhla alakasını bugün pek iyi bilemesek de O, iyilikle beraberdir. İnsanoğlu, bu
iki ruh arasından birini seçmeye mecburdur ve seçimi onun kaderini
etkileyecektir.
Zerdüşt’ün ölümünden sonra insanlar, onun karşı çıktığı Mitra, Anahita
gibi tanrılara tekrar tapınmaya başladılar.
2. Kutsal Kitapları ; Gathalar - Avesta
Zerdüşt’ten sonra çoktanrılı inançlar yayılmışsa da ona nispet edilen kutsal
Gatha’lar, İran’da etkisini sürdürmüştür. Avesta, eski İran’ın ve bugün
Hindistan’da yaşayan İran asıllı Parsî lerin ve diğer Zerdüşt inancını kabul
edenlerin kutsal kitabıdır. Dili Pehlevice (Eski Farsça) ve Kürtce’dir.. Avesta
(Hikmet, bilgi anlamında), şu bölümden oluşur:
2.1. Yasna:
Dini törenlerde okunan ilahiler.
Zerdüşt’ün Gatha’ları bu bölümdedir. Gatha’lar, Avesta’nın
eski metinleri ve kısımlarıdır. Gatha’lar, Zerdüşt’ün sözleri
sayılır ve hususi bir saygı görür. Pehlevi dilinde Gatha’nın her
şiirine “Gas” denir. Gatah’ların tamamının 17 fasıl, 338 kıta, 896 mısra
ve 5560 kelimeden ibaret olduğu belirtilir. Avesta’daki Gatah’lar;
Eşnut Gat, Eştut Gat, Spentmend Gat, Vonu Hişter Gat
ve Vehiştvet Gat olmak üzere beş tanedir.
2.2. Yast:
Çeşitli tanrılara yöneltilen
ilahiler.Güneş tanrısı Mitra, Ahura Mazda ile ölmez azizleri ve diğer tanrısal
olgular için yapılacak kurban şarkıları olup yirmibir söylevi kapsamaktadır.
2.3. Videvdat:
“Şeytanlara karşı kanun” diye de
adlandırılır; şeytanlara karşı tılsımlar ve temizlenme kaideleri bu bölümde yer
alır. Toplam yirmi iki söylevi kapsamaktadır.
2.4. Vispered :
Tüm kutsananlar anlamında olup,
ibadetlerde anılması gerekli olan kutsallar ve onlara yapılan ibadetleri ve bazı
edebi bölümleri içermektedir.
2.5.Horda (Xorda) Avesta :
Genç avesta anlamına gelmekte olan bu bölümde günlük ve yaşam sürecinde
yapılması gerekli ibadet zamanlarını gösteren bir zaman takvimi niteliğindedir.
Bu da dört bölüm halindedir.
2.5.1.Nijis :
Mitra Tanrısı,umut,aydınlık,su ve ateş
hakkındadır
2.5.2.Kataha :
Beş umudu kapsamaktadır.
2.5.3.Sihroje :
Günlük yaşamda iyi ve kötü anların varlığı hakkında bilgileri kapsar
2.5.4.Aferinkan :
İnsanların iyiliklerle mutlu anlarından
eğlence ve kutsamalarından bahsetmektedir.
2.6.Nirangastan :
Bu bölümde de ölenlerin ruhlarının göğe
çıkışları anlatılmaktadır.
Bu Avesta bölümlerinden eksik -kayıp- olanlarının tamamlanması amacıyla
MS yapılan çalışmalarda halkın ve din adamlarının sözlerini ve eski kaynaklar
esas alınarak (zaman zaman değişikliklere uğramış) hazırlanan bölümlerde şu alt
bölümlerden meydana gelmektedir.
a.Bundahişn :
Temel veya yaratılış anlamında olup uzay ve dünyanın yaratılışı sürecini ve
sonucunu eski kaynaklara bağlı olarak anlatmaktadır.
b.Denkart :
Dini eser anlamına gelmekte olan Avesta’nın kayıp olan yirmibir bölümü ve
onların içerikleri hakkında bilgi verirken, karmaşık bir ansiklopedi
durumundadır.
c. Brahman Yaşt :
Sassaniler zamanında yazılmış olduğu belli olan bölüm, Avesta’nın
son kayıp olan bölümleri hakkında bilgi vermektedir.
d. Ayatkar-i Zamaspik :
Zerdüştlüğün ortaya çıktığı bölgenin ilginç mitolojik ve kahramanlık
hikayelerini anlatır.
e. Menok-i Xrat :
İyilik ruhu ve bilgelik anlamına gelmekte olup,Menok-i Xrat ile bir Zerdüşt dini
bilgini arasında geçen ve Zerdüşt dini inancı konusunda 62 sorulu cevaplı bir
bölümdür.
f. Pank Namak-i Zerdüşt :
Zerdüşt’ün fikir kitabı anlamında olan bu kitap da Sassaniler zamanında
Zerdüşt’ün fikirleri konusunda yazılmıştır.
g. Ardai Viraz Namak :
Bu kitap Arda i Viraz’ın göğe ve
cehenneme seyahatini anlatmaktadır.
h. Viçitakihai Zatspram :
Zatspram’ın seçilen yazıları anlamında olup, Zerdüşt’ün var oluş veya dünyanın
yaratılışı konusundaki görüşünün Zervanist düşüncesi ile yazılmasıdır.
ı. Şayast na Şayast :
Müsaadeli ve müsaadesiz anlamında olan bu bölüm dini inançları gereği soru ve
cevaplı kuralları içeren bir bölümdür.
i. Pahlavi Rivayat Zu
Datesstan-i Denik : Dini
kuralları içeren Pehlevi rivayetleridir. Bu bölümde dini, mitolojik ve
kahramanlık konularında bilgiler verilmektedir.
Avesta’nın büyük bir kısmının dili pek güç anlaşılır. Avesta, Şapur II (309-380)
zamanında bir araya getirilmiştir.
3. Zerdüşt’ün Getirdiği Dini
Prensipler
Zerdüşt, eski İran’a tevhid inancını getirmiştir.Onun getirdiği din,tek
tanrıya inanmakta idi.Ondan önce İranlılar.bir kısım tanrılara tapınmakta ve
rahiplerin hazırladığı uyuşturucu bir kutsal içkiyi içmekle uygulanan Haoma
kültürünü devam ettirmekte idiler (Haoma,bütün alemi sıvı şekilde doldurduğuna
inanılan hayat tanrısı idi).
Zerdüşt,daha sonraları Ormazd şekline dönüşmüş ve islam kaynaklarında da
“Hürmüz” olarak yer almış Ahura Mazdah (Hakim Rab anlamında), Daryus
(tahminen M.Ö. 500’ler) ve takipçileri tarafından Batı Asya’ya getirilen ve
birkaç yüzyıl içinde Turfan’ dan Habeşistan’a,İndus nehrinden Ege
Denizine kadar yayılan bir yüce Tanrı idi. O,alemin tanrısı idi. Alemin gayesi;
yalanın, kötülüğün hakikat tarafından yenilmesidir. Alemdeki maddi ve manevi
nizamı yaratan, tabiat kanunlarını koyan, Ahura Mazdah’dır.Kötülüklerin kaynağı,
Ehrimen’dir.
Ahura Mazdah önce manevi bir varlık olarak kabul edilirken sonraları,
Zerdüşt’ten önce olduğu gibi,onu nuru ateşin ihtiva ettiği, yaratılmamış bir
ışık olarak düşünüldü ve böylece ateş kültürü gelişti (Mecusilik). Ahura
Mazdah’ın yanında altı baş melek bulunur. Bunlara Ameşa Spenta’lar (Kutsal
Ölümsüzler) denilir. Bunlar; İyi Akıl, Adalet (veya Hakikat), İlahi İrade
Ülkesi, Tevazu (veya Dindarlık), Mükemmeliyet ve Ölümsüzlük şeklinde, Ahura
Mazdah’ın sıfatları, çeşitli vecheleri ve fonksiyonları olarak telakki edilir.
Zerdüşt’e göre bir taraftan sağduyu, iyilik ve aydınlıktan oluşan “Aşa”
(alem nizamı), öteki tarafta da suç, kötülük ve karanlığı içinde bulunduran
“Drug” (yalan, anarşi, fesat) vardır. İnsanın iyilik tarafını seçmesi
gerekir. İnsanın bu seçimi öteki dünyada sonuç verecektir.
Zerdüşt’ün ölümden sonraki muhakeme ile ilgili telkinleri vardır. Ahura
Mazdah’a inananların ruhu, ölümden sonra dördüncü gün muhakeme edilir. O, önce
Cinvat Köprüsünden geçecektir. Bu köprü, bu alemden ötekine götürür. Dinsiz bu
köprüden geçemeyip cehenneme düşer. Dindar kişi ise bu köprüden geçip cennete
ulaşır ( ona altı Ameşa Spenta’ya sonradan katılan “itaat” yol gösterir). Cinvat
Köprüsü’nün ortası kılıç yüzü gibi olur ve dinsiz cehenneme düşer;ancak iyi
insanın ruhu geçerken geniş tarafı döner ve oda geçme imkanı bulur.
Zerdüşt gelecek bir alemşümül muhakemeden de bahsetti. Kendinden 3.000 yıl sonra
Ehrimen’in gücü zeval bulacak ve hakikat-adalet evi kurulacaktır. Böylece itaat
ruhu zafere ulaşacaktır.Muhakeme ,ateş ve erimiş maden ile olacaktır. Bütün bu
işler; “Saoşyant” denilen kurtarıcının doğmasıyla gerçekleşecektir. O Kansava
Gölü’nde yıkanan bir bakirenin o gölde bulunana Zerdüşt’ün tohumuyla gebe
kalması sonucu doğacaktır. Böylece ölülerin doğması başlayacaktır.(dirilme).İlk
insan “Gayomart”ın kemikleri hayat kazanacak,bütün ölüler tekrar vücutlarına
kavuşacak ve bir yerde toplanacaktır. İyiler,kötüler ayrılacak; iyiler cennete
kötüler cehenneme gidecektir. Üç gün kalınacak, sonra bütün yaratıklar ateş
ırmağından geçecek, ateş kötüleri temizleyecek ve şeytanlarla bütünleşenler
hariç, herkes AHURA MAZDAH’ın ülkesine girecektir.
Zerdüşt’ten önce “deva” denilen ve Ehrimen’in avenesi olan şeytanlara, onları
yatıştırmak üzere, kurban kesilirdi. Onların kurbanlardan çıkan buğu ile
beslendiklerine inanılırdı. Böylece onlara ibadet edilmiş olunurdu. Zerdüşt,ün
kurban kesimi ile mücadelesi bu sebebe dayanır. Zerdüşt, sığır eti yemeyi de
yasakladı.( Hindistan’da da bu yasak vardır. İslam ile Yahudilikte ise domuz eti
yasaklanmıştır)
Günah, insanı kötü güçlerin esiri kılar; fazilet iyiliğin nihai galebesine
yardım eder. Zerdüştilikte, doğru yaşama,ahlaki emirlere uyma esastır. Ahlaki
emirler; iyi düşünce iyi söz, iyi iş diye özetlenir. Fakirlere,cömert
davranma,yabancılara misafirperverlik,bütün lekelerden uzak kalma, toprağı
sürme, sığırlara bakma, sıkıcı şeyleri imha da faziletli işlerden sayılır. Temiz
hayvanları, özellikle köpekleri öldürmek büyük günahtır. Zina yasaktır. Bazı
cinsi konular ve ölü bedenine temas, kirlenmeye yol açar; özel ayinler
gerektirir.
Zerdüşt “iyi hayvanların içinde olduğu bir ev ve dişilerin içinde bulunduğu bir
sürü ile yayılacağı bir yaylak olduğunda orada mutluluk ve şanslılık doğar.Orada
tam güzel bir hayat doğar”diye belirtmektedir.Zerdüşt her alanda tarım ve
hayvancılıkla uğraşılıp bol üretimin sağlanmasını ve zararlı bitkilerle
hayvanların da kökünün kesilmesini tavsiye etmektedir. Temiz hayvanlardan
sayılan köpek ve kedinin öldürülmesini büyük günah saymaktadır. Döllenmeyi ve
çiftleşmeyi önleme kesin olarak yasaklanmıştır.
Bu dini inançta söz konusu edilen şarap içkisi,dini ibadetle ilgili olup, dini
düşüncelerin geliştirilip derinleştirilmesi ve ruh gözünün açılması amacıyla
içilmekte olduğu vurgulanır. Avesta’nın Gatha bölümünde belirtildiğine göre dini
inanç alanında şarkı ve şiirlerin önemli bir yeri olduğu görülür. Cenneti
şarkılı bir yer olarak değerlendirdiği dikkate alınırsa bunun önemi daha iyi
kavranır.
Zerdüşt intihar etmeyi tanrı Ahura Mazda ‘ya düşmanlık olarak niteler ve çok
günahkarca bulur. Kendini ve eşini her alanda korumakla yükümlü olan insanın
intihar etmesi veya kendilerini koruyan askerlerine kötülük etmesini büyük günah
saymasının yanında, Tanrı Ahura Mazda’ya düşmanlık olarak belirler.
Zerdüşt dini inancına göre tanrı kadın ve erkeği bir arada ve birbirine arkadaş
yaratmıştır. Arkadaşlar arasında eşitliği temel alan bu inançta kadın ve erkek
eşit olarak kabul edilmektedir. Zerdüşt inancını gelişip yayıldığı bölgelerde
çok eşliliğin azaldığı ve tek eşliliğin arttığı görülmüştür. Zerdüşt, kadınların
evlerinde çocukların anası olması, çocuklarını yetiştirmede ve onlara iyilikler
ile yurtseverlikleri aşılamada en etkin kimse olduğunu belirtir.Erkek çocukların
anaları olarak, kötü düşmanlara karşı ülkelerini savunmaları ile mal,can ve
namuslarını korumalarında kadınların, eğitip yetişmelerinde büyük rol
oynayacaklarını belirler.
Zerdüşt, kim kardeşlerine doğru ve dürüst olur ve fakirlere yardım ederse, tanrı
Ahura Mazda yolunda çalıştığı için, tanrı da onu destekler ve korur,derken
inananlarına doğru olana yapmayı, buna inanç göstermelerini ve bunu yaymaya
çalışmalarını tavsiye eder, zayıf ve fakir olanların da yardım edilerek
korunmasını belirtir.
4.Zerdüşt Dini İnancında
Kutsal Ateş
Ateş Zerdüşt dini inancı tarafından kutsal olarak kabul edilmektedir.Ateş
Zerdüştizm’de çok önemli bir yere sahiptir. Avesta’ya göre ateş tanrı Ahura
Mazda’nın ruhu ve oğludur.
Esas olarak ateşe üç anlam veriliyordu veya bu anlamlarda ateş kutsanıyordu.
Ateşin başlangıcı olarak ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyordu. İkincisi
kurbat ateşi olup, bu ateş devamlı yanan ve kötülükleri uzaklaştırandır.
Üçüncüsü ise halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında
eğlenilen,aynı zamanda ateşle temasa gelerek veya bu ateşin içinden geçerek suç
ve günah işlemiş olanlar, kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı
ateşin içinden yürüyerek kendini temize çıkarması günahını veya suçunu
affettirmesi, yani kendisinin suçsuz ve günahsız olduğunu ispatlaması geleneği
bakımından önemliydi.
Bir Part destanında, Kral Muhabad’ın oğlu Prens Wise, suçsuzluğunu ispat
edebilmesi için büyük bir ateş yaktırdığını anlatırken ilgili şiirde,
“......................................
Şimdi hak ve askerler
Benden suçsuzluğumu ispat etmemi isterler
Bana deki ‘ateşin içinden geç’
Halka ve dünyaya temiz
Suçsuz olduğunu ispat et” diye belirlemesinde de ateşin bu gücüne inanıldığını
açık ortaya koymaktadır.
Bu inanca göre ateş,sadece günah ve suçlardan arındırıp temizleyen yetkisinin
dışında aynı zamanda ilahi güç, kuvvet ve kudret veren bir kaynak olarak da
görülür. Çünkü ateşin tanrı Ahura Mazda’nın oğlu olduğuna inanılmasının yanında,
insanların ruhlarının da ateşten geldiği ve ölümden sonrada ruhun yapılmış
olduğu gökteki ateşe çekileceği ve onunla birleşeceğine inanılmaktadır.
Geçmişte ateşin kutsanması konusunda anlatılanların dışında tapınaklarda devamlı
yanmakta olan ateşler : Bölge halkının inançları için yaptıkları tapınakların
çok basit yapılar olmalarına rağmen, tüm tapınaklarında devamlı ateşlerin
yanması için ateşgahları vardır. Bu ateşlerin devamlı yakılması ve kutsanması
ile dini ibadetlerin yapılması için tapınaklarda din adamları sürekli
bulunurlar.
Zerdüştlüğün ilk döneminde Tapınaklarda ki kutsal ateşlerin rahatsız olmamaları
için yaklaşan her kim olursa olsun nefesinin kutsal ateşi rahatsız etmemesi için
yüzünü örtmek zorunluluğu vardı. Dini törenler açık alanlarda ve ortasında büyük
ateşlerin yakılması ile yapılırdı. Zerdüşt’ün kanlı kurbanları yasaklaması
sonrasında kutsal ateşe ekmek ve süt kurban olarak sunulmakta idi.
Kutsal ateş bazı kaynaklara göre ise üçe ayrılmaktadır.Bunlar ;
- Farhang Ateşi ; Din adamlarının ateşi
- Guşnah Ateşi ; Savaşçıların ateşi
- Burzin Mihr Ateşi ; Köylü ve çiftçilerin, halkın ateşi olarak bir ayrıma tabi
tutulur. Bu ateşin konumu toplumun sosyal yaşantısının açık bir yansımasıdır.
Zerdüştlüğe göre esasta yeryüzündeki her türlü canlı ve cansızda ateş vardır.
İnsanda ,hayvanda , bitkilerde gökte ve yerde bu ateşi değişik zaman ve
durumlarda açık görmek mümkündür. Bunlarda insanda bulunan ve insanların
ilişkilerini sağlayan ve aynı zamanda Tanrı ile ilişkide olan ateşin en kutsal
ateş olduğu belirlenir. Bu ateşin 215-216 değişik ateşten meydana geldiği ve her
bir ateşin ise çalışan bir meslek grubuna ait olduğu belirtilir. Aynı zamanda
insanların değişik şeylerden yaktığı ateşin, insanları kötülükten ve günahlardan
arındırdığına inanılır. Ateşin, dünyanın yaratılışında altı unsurda karışık
varlığı ile ateşten yaratıldıkları belirtilir. Bu unsurlar gökyüzü,yeryüzü,veya
toprak,su,bitkiler,hayvanlar ve insanlardır.Bunların bünyesindeki ateşi değişik
şekillerde ve olaylarda gözle dahi görmek mümkündür diye belirlenir.
Zerdüştlükte sabah güneşinin öğleye kadar geçen zamanda bereket getirdiğine
inanılırdı.
5.Avesta’dan Bazı Konularla İlgili Kısa Alıntılarla Zerdüşt İnancı
5.1.Yaratılış
Avesta’da Üçüncü Gatha’nın Yasna otuz kısmı, uzayın yaratılışını anlatan bir
bölümdür. Burada uzayın ve dünyanın yaratılışı anlatılırken, birbirlerine karşıt
iki ruhun ilişkileri ile yaratıldığı belirtilmektedir. Bu ruhların her şeyi
yaratışları şöyle anlatılır ;
“V e ondan tüm varlıkları yarattı.Varlıkları yaratınca onları gövdesinde taşıdı.
Böylece devamlı olarak çoğalıp büyüdü ve her şey giderek güzelleşti. Ve sonra
diğerlerini birbiri arkasına gövdesinden yaratmaya başladı.
Ve sonra kafasından göğü
Ve yeri ayaklarından yarattı.
Ve suları gözyaşlarından
Ve bitkileri tüylerinden,
Ve ateşi kendi anlamından yarattı.”(Riv.Dat.Den.XIVI 3-5,11,13-28) Burada esas
olarak anlatılmak istenen Tanrının kendisi yani Ahura Mazda olduğu şeklinde
yorumlanmaktadır. Böylece uzayda görünen görülemeyen her şey tanrının görünen
organları veya görünmeyen parçalarıdır.Böylece uzayın tüm elementleri tanrının
bizzat yapısıdır.
5.2.Ölüm ve Sonrası Hakkında
Öğretisi
Zerdüşt dini inancında ölenlerin ruhları Cinvat köprüsünden geçmeye çalışırlar
iyiler geçer kötüler için ise köprü incelir keskinleşir ve kötüler köprüden
aşağıya karanlıkların içine düşerler.Aşağıya düşen kötüler 3’e ayrılır.Tamamen
kötü olanlar(sürekli cehennemde kalırlar),Çok günah işlemiş fakat iyiliği de
olanlar(onikibin yıl cehennemde kaldıktan sonra cennete girerler),Günahları ve
Sevapları eşit olanlar (günahlarından arınıncaya kadar cehennemde kalıp sonra
cennete girecekler).Yine Cinvat Köprüsü’nü geçmiş olan iyi insanların ruhlarının
cennete varış seyiri 3’e ayrılmaktadır.İyi düşüncelerinden dolayı(Hamut) önce
yıldızlara,İyiyi konuşmalarından (Huxt) dolayı önce aya, İyiyi yapması (Huvarşt)
ile önce güneşe yükseleceği,bu aşamalardan geçtikten sonra cennet kapısına
varabileceğini belirler.Burada da sorgulamaya tutulurlar. Avesta’nın Gatha
bölümünde bu şöyle anlatılır;
“Ona sorma,
Çünkü sen ona başından geçen kötülükleri,
Göz yaşları ile bozulmuş yolları,
Ki onlarda o geldi,
Üzüntülü gözyaşlarından akıllanmak vardır.
Nasıl buraya geldin ey haklı?
Geçmiş olan yaratılışından, iyileşmenden,
Duran bir yaşam için, günahsız geldin,
Ölümsüzlüğü tad görüyorsun kal uzun zaman.”
Köprüyü rahatlıkla geçebilen iyi insanların ruhları ise Ahura Mazda tarafından
yapılmış cennete çok güzel bir genç kızla (Huri) ile mutluluk içinde sonsuza
kadar yaşarlar.Huriler cennete yaşamayı hak etmiş iyi kadınlardır.Cennette
yaşayanların her türlü istekleri sonsuza kadar yerine getirilir.Avesta’da
cennette bulunan bir kadın şöyle tasvir edilmektedir;
“Bir parlak ve çok güzel kız,
Beyaz bilekli ve güçlü
Çok güzel görünüşlü
Yeni yetişmiş
Çabuk büyümüş,iri göğüslü,
Asil yapıda, asil doğmuş,
Zengin aileden,daha onbeş yaşında,
Görünüş ve şeklinde öyle güzel ki
Sanki yaratıkların en güzeli ” (Yasna 43-46 )
5.3.Kıyamet Öğretisi
Zerdüşt inancına bağlı olanlar Zerdüşt’ün dünyanın üçüncü döneminde gelmiş
olduğuna inanmaktadırlar.Avesta’nın Yaşt Bölümünün 13:141 de Zerdüşt’ten sonra
peygamber olarak,yine Zerdüşt’ün soyundan veya direk Zerdüşt’ün bir kızla
birleşmesinden her bin senede bir peygamberin geleceği belirtilmektedir.En son
gelecek olan Asvart-Arta,dünyayı tüm kötülüklerden temizleyip kurtaracağı
belirtilmektedir.Bunların zaman ve sırası ile şöyle olacağı belirtilir.
3000 yılı sonuna kadar Zerdüşt
2000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Arta
1000 yılı sonuna kadar Uxşyat-Nemah
0 yılı sonuna kadar Astvart-Arta
Zerdüşt dini inancına göre Zerdüşt’ten sonra üç peygamber gelmesi
sonrasında,üçüncü peygamber zamanında son mahkeme kurulacaktır.Böylece Ahura
Mazda’nın zamanı gelmiş olacak ve tüm iyi amele sahip olan insanlar,öyle bir
dünyada yaşayacaklar ki, hiçbir hükümdarlık,haksızlık olmayacak,karanlık ve
üzüntü olmayan bir yaşam başlayacaktır.Tüm kötülükler eriyen metalle Tanrı
tarafından yok edilecek..Ölüler canlanacak,yaşam yada ruh geri dönecek dünyada
yaşlılık ve ölüm olmayacak ve böylece sonsuza kadar mutluluk içinde bir yaşam
başlayacağı belirtilmektedir. Yeniden diriliş konusu Avesta’da ;
“Ölüler dirildiğinde
Yaşayanlar yaşlanmadan gelir
İsteğe göre yaşantılar düzenlenir” (Yaşt 19:11,89) diye belirtilir.
5.4.Avesta’nın yazılışı ve
Zerdüşt’ün Peygamberliği Öğretisi
Avesta’nın Brahman Yaşt bölümünde Zerdüşt’ün zaman zaman Ahura Mazda ile
görüştüğü ve Ahura Mazda’nın isteklerini halka bildirdiği aktarılmaktadır.
“Zerdüşt ile herşeyi bilen Tanrı Ahura Mazda birleşip yedi gün yedi gece
birlikte kaldılar.Zerdüşt Avesta’yı yazdı.Bizler böylece Zerdüşt’ün yazdığı
Avesta’ya inanıyoruz ve
onun çerçevesi dahilinde hareket ediyoruz” denilmektedir. Bu durum Vistaspa
hakkındaki bir bölümde ise şöyle anlatılmaktadır.
“Ve ona söyledi: Şaraba Hanf kat Vistasp’a ver.
Sonrasında bilerek yapıyordu,onu içtiğinde hemen olduğu yerde,
Bayıldı ve ruhu ile beraber cennete gitti”
Zerdüşt, dini inancı konusunda ve sosyal alanlarda inananları ve öğretileri
üzerinde yegane otorite durumundadır ve kendisini Ahura Mazda’nın aracısı olarak
tanıtmaktadır.
“Onların doğum ve büyümelerine
Su ve bitkiler seviniyorlardı.
Onların doğum ve büyümelerinde
Su ve bitkilerde büyüdüler.
Onların doğum ve büyümelerinde
Tüm kutsal yaratıklar
İsteklerinin gerçekleştiğini gördüler.
Bizim istediğimiz ise din adamlarının doğuşu
Kutsal Zerdüşt, kurbanlaştırdığı demetleriyle
Şereflendirir bizleri kurban sunmalarıyla” ( Avesta / Yaşt : 13.39 94)
Burada açıkça bir peygamber yada kutsal tanrı yapısı Zerdüşt’ün kişiliğinde
anlatılmaktadır.
6. Parsîler
Parsî İranlı anlamına gelir. Özellikle Bombay’da oturan Kuzeybatı Hindistan’daki
Zerdüşti topluluğa verilen addır. Parsîler, 641 de Müslümanların İran’ı
fethetmelerinden sonra 8. yy dan itibaren Hindistan’a göç eden İranlılardır.
İran’da kalıp inançlarını devam ettirenlerde olmuştur.,bunlara “Ceberler”
(Geber’ler) denir. Parsîler, önce Kathiavar’daki Diu, sonra Gucarat’taki
Sencen’e daha sonrada şimdi kaldıkları diğer yerlerde ikamet ettiler. Onların
kaldıkları önemli bir merkez Surat yakınındaki Nausari idi. Surat batılı
tüccarlar için önem kazanınca Parsî ler maddi refaha kavuştular.Daha sonra
ticaret merkezi Bombay’a geçince onlardan çoğu Bombay’a göç etti. 19.yy’ın ilk
yarısında Britanya usulü öğrenim Bombay’a girdiğinde Parsîler hızla bu kültürü
benimsediler.Böylece ticaret ve imalatta önemli bir yer kazandılar.
Hindistan’a yerleşen Parsîler, bir Hindu kastı gibi teşkilatlandılar.Parsîler’in
büyük bir kısmı şimdi ileri gelen tüccar,endüstrici ve banker konumundadır.
Dolayısıyla Parsîler , Hindistan’a gelmelerinden bu yana ticaretle uğraşan bir
topluluk olarak kendi inançlarını da büyük bir muhafazakarlılıkla devam
ettirmişlerdir. Parsîler 15.yüzyılda İran’da kalan Ceber’lerle temas kurmuş,
Pehlevi literatürünü getirtebilmişlerdir. Böylece Şapur II zamanında düzenlenen
“Avesta” eski materyalle genişletilmiş oldu. Ancak bu önce 18 Yüzyılda takvimden
kaynaklanan mezhep ayrılığına yol açtı. Sonra 19.yy daki reform hareketi kendini
gösterdi. Yeni araştırma ve incelemeler sonucu, rahip sınıfının ayin tarzının
Avesta’ya uygun olmadığının belirlenmesi üzerine bu yola gidilmişti. Bununla
beraber bazı yorumlarla eski geleneği savunanlarda vardı. Reform tedrici olarak
tuttu. Cemaatte bir yandan dünyevileşme, öte yandan da mecazi açıklama
yollarıyla muhafazakarlığı sorgulayan teosofik eğilimler ağırlık kazandı.
Şimdiki Parsîlik, kuvvetli monoteist karakterlidir. Merkezi ayine dayanan Tanrı
sembolü ateştir. Kültün tapınakları vardır. Bu tapınaklara Parsî olmayanlar
alınmaz. Günde beş defa ateşin temizliğini korumak için temizleme ayinleri
yapılır. Bu ayinler, rahiplerin nezaretinde yürütülür. Ayinlerde Avesta’dan
ilahiler, parçalar okunur. Sunu ve kurbanlara önem verilir.Ölüler şehirden uzak
“dakhma” denilen ölü kulelerine (sessizlik kuleleri) bırakılır. Bu kuleler,
necis sayılır.Kuleler, 4 - 5 yüksekliğinde ,silindirik yapılardır. Terasında
çıplak ölüler sıra halinde yatırılmıştır. Yırtıcı kuşların, akbabaların etlerini
gagalaması ve güneşin kemikleri kurutması sonucu bu kemikler, kulenin içinde
depolanır. Böylece toprağın kirletilmediğine inanılır. Hindistan’daki Parsî
toplulukları bu geleneği devam ettirirler. Parsîler , oturulmayan, cin, şeytanın
top oynadığı yerlere “sessizlik kulesi” derler. Halk dakhmalardan korkar.
Dakhmaların özel hizmetçileri vardır.
Parsîlikte ayrıntılı takdime veya kurbanlar bir sistem içinde yürütülür. Eski
İran geleneğindeki Haoma veya benzeri Hint geleneğindeki Vedik Soma’dan
rahiplerce ilk sıkmayla elde edilen acı bir bitkinin suyu olan ve yine “haoma”
diye adlandırılan sıvının takdimesi gibi. Hayatını doğru sürdürme,ahlak ve
temizlik kurallarına bağlı kalma “aşa” diye adlandırılır. ( Vedik “rta”
terimiyle eşanlamlı ). Ahura Mazdah’ın Ameşa Spentaları denilen altı sıfatı
(veya meleği ) arasından biri Ardibeheşt şeklinde Tanrı’nın kozmik yaratıcı
düzenini ifade ederki aşa da bu düzenle ilgilidir. Ahlaki prensipler üç maddede
özetlenebilir :
1- İyi düşünce (humata)
2- İyi Söz (hukhta)
3- İyi İş (huvarşta) İyilik ve yardıma önem verilmesi bu topluğun öğretim ve
sosyal
refahını arttırmıştır.
7.Günümüzde Zerdüştlük
Günümüzde Zerdüştlük Parsiler ve Ceberler olarak iki ana kola ayrılmış olarak
varlıklarını devam ettirmektedirler. Günümüzde Parsilerin büyük bir bölümü
Hindistan’da yaşamaktadırlar. Caynistler gibi Parsîler de kast sisteminin cemaat
dışında evlenmeme gibi bazı özelliklerini benimsemişlerdir. Bununla beraber
Avrupalı’larla evlenenler de vardır.
Zerdüştler günümüzde “Dünya Zerdüştler Birliği” adı altında örgütlenmiş olmakla
beraber; Hindistan, ABD, Pakistan,İngiltere, Kanada gibi ülkelerde yerel
toplulukları bir arada toplayan örgütlenmelere gitmişlerdir ve bu ülkelerde
Tapınakları da mevcuttur.
Zerdüştlerin sayısı Bugün 40.000’ni İran 100.000’i Hindistan’da olmak üzere
yaklaşık 200.000 kadar olup geriye kalan büyük bölümü İngiltere, ABD, Pakistan,
Kanada yaşamaktadır.
Zerdüşt İbadetevi (Pakistan)