İslamda Eğlence ve
Yarışmaların Hükmü
160- İslamda meşru sayılan eğlenceler mubahtır. Oyun ve
eğlence denilen birtakım zararlı ve faydasız eğlenceler ise caiz değildir.
Bunların bir kısmı haramdır. Bir kısmı da harama yakın mekruhtur. Bunlar
aslında boş şeylerdir. İnsanın hayatı ise çok kıymetlidir, daima yararlı
şeylerde harcanmalıdır. Zararlı ve faydasız şeylere harcanması doğru
olmaz.
Örnek: Kumar oyunu haramdır. Çünkü bunun zararı herkesçe
bilinen şeydir. Kumar yüzünden kurtuluşa eren kimse gösterilemez. Fakat
kumar yüzünden helak olmuş, perişan olmuş, acı ve kederler içine düşmüş
binlerce insan ve aile gösterilebilir.
Tavla, satranç gibi oyunlar harama yakın mekruhtur. Bunlar
kıymetli zamanın kaybolmasına sebep ve kumara itici olacağı için, iyi şeyler
değildir.
Yalnız İmam Şafiî Hazretleri, bir rivayete göre de İmam
Ebû Yusuf Hazretleri satrancın mubah olduğunu söylemişlerdir. Fakat satrancın
bu mubah görülmesi, kumar şeklinde oynanmadığı ve bir vacibi terke sebeb
olmadığı takdirdedir. Değilse, ittifakla haramdır.
161- Bir hadis-i şerife:
"Üç oyundan başka diğer bütün
oyunlar (eğlenceler) müslümana haramdır. Bu üç şey,
ailesi ile eğlenmesi, atını eğitmesi ve oku ile yarışmasıdır."
Bunlar yararlı olan meşru eğlencelerdir. Aile ile eğlence,
aile hayatının bir muhabbet ve neşe içinde devamını sağlar. Binek atlarını
terbiye edip savaşa hazırlamak ve silah eğitimi görmek İslam yurdunun
korunması için çok gerekli bir hizmettir. Bu önemli yararlarından dolayı
bunlar caiz bulunmuştur.
162- Boş bir eğlence ve kumar maksadı olmaksızın savaş
için spor ve kuvvet kazanmak için yapılan birtakım yarışmalar caizdir.
Bunlarla yararlı bir gayeye ulaşmak imkanı elde edileceği için, bunlar oyun
ve eğlence sayılmazlar. Bunlar birer alışma ve cihad için hazırlıktır. Güreşler,
silah atmalar, piyade ve binitli olarak yapılan yarışmalar hep bu kısımdandır.
Bu yarışmalara katılanlara mükafat olarak para ve hediye verilmesi caizdir.
Bunlar cihad yapmaya bir hazırlık ve teşviktir.