Babası: Sultan
Abdülmecid
Annesi: Tirimüjgan Kadın Efendi
Doğumu: 21 Eylül 1842
Vefatı: 10 Şubat 1918
Saltanatı: 1876 – 1909 (33) sene
İkinci Abdülhamid İstanbul'da doğmuştur.
Uzun boylu, buğday benizli, siyah ve sık
sakallıydı. Kaşlarının üzeri hafifçe
çıkıntılı ve gözleri de siyahtı.
Devrinin en kıymetli âlimlerinden, çok
iyi bir tahsil yaptı. Kuvvetli bir
hafıza ve basirete sahipti. Gayet güzel
ve düzgün konuşurdu. Deha derecesinde
bir siyasete sahipti. Aynı zamanda çok
cesur bir padişahtı. Spor yapmaktan
hoşlanırdı. Gayet güzel silah ve kılıç
kullanırdı. |
 |
Son derece takva idi. Tasavvufa ait geniş
bilgisi vardı. Padişahlığı zamanında yıkılmak
üzere olan devleti ayakta tutacak en iyi tedbir
ne ise onları hiç tereddüt etmeden yerine
getirdi ve devletin yıkılmasını tam 33 sene
geciktirdi. Devrinde yapmış olduğu işleri, bazı
aydın geçinen tabaka hariç, herkes takdirle
karşılıyordu. Aleyhine her türlü iftiralar en
kötü isnatlar uyduruluyor ve Avrupa
devletlerinin himayesinde yaşayan çeyrek aydın
bile olamayanlar gazetelerinde, durmadan bu
iftira ve isnatları yazıyorlardı. Hiç yılmadan
ve bıkmadan Devlet-i Aliyyeyi 33 sene idare
etti.
Dünya savaşın çıkacağına inanıyor, çıktığında
ise Osmanlı Devletini kurtaracak şeyin, ancak
denizlerde kuvvetli bir devletin yanında savaşa
katılmak olduğunu düşünüyordu. Tahttan
indirildiğinden hemen sonra bu görüşünün tam
zıddı yapılmış koca devlet de tamamen
yıkılmıştı. Prens Bismark'a göre 100 gram aklın
90 gramı Abdülhamid Han'da, 5 gramı kendisinde,
5 gramı da diğer siyasilerdedir. En büyük
talihsizliği devleti en kötü şartlar altında
eline almış olmasıdır. Tahttan indirildikten
sonra zaman ilerledikçe, aleyhinde olup da
pişman olmayan hemen hemen kalmamış gibiydi. Son
derece dindar ve namuslu idi. Zevk ve sefaya
düşkün değildi. Abdestsiz olarak hiç bir devlet
işine imza atmadığı meşhurdur. 1908 senesinde
düzmece bir irtica olayı bahane ederek tahttan
indirdiklerinde yüksek bir veli derecesinde olan
Büyük Hakan: "Bu Cenabı Hakkın takdiridir."
Diyerek elinde muazzam kuvvetler olduğu halde
müdahale bile etmeden tahtını terketmiştir.
Tahttan indirilmesinde birinci derecede
Yahudilerin rolü vardı. Çünkü daha o zamanlar
Yahudiler Filistin'den toprak istemişler, Sultan
Abdülhamid de reddetmişti. Siyasi ve diplomatik
hadiselerin en çok olduğu devir şüphesiz
Abdülhamid Han devridir. Bu büyük padişaha,
bütün tarihi hakikatler ortaya çıkmış olmasına
rağmen, hala iftira edenlere rastlamak
mümkündür. Tahta çıktığında, amcası Sultan
Abdülaziz'in intihar edip etmediğini tesbit
etmek için bir mahkeme kurdurmuş ve kurulan bu
mahkemede; Hüseyin Avni, Mithat Paşa ve daha
bazılarının öldürttüklerini tesbit ettirmiş.
Bunun üzerine Mithat Paşa'nın idam edilmesini,
Gazi Osman Paşa ve Ahmed Cevdet Paşa gibi büyük
dâhiler bile istemiş olmalarına rağmen idam
cezasını müebbet hapse çevirmiştir.
Yeryüzünün son bağımsız Müslüman Türk Devletinin
Hükümdarı İkinci Abdülhamid'e Cuma selamlığında
camiden çıkarken atılan bombanın fitilini bir
şahıs değil, koca bir ehlisalip cephesi
ateşlemişti. O gün gaflet içinde bulunan bazı
aydınlarımız, bu arada şâir Tevfik Fikret
suikastçının şahsında ehlisalip cephesine kaside
yazıyorlardı. Çocuğu Halük'a verdiği terbiye ile
onu ancak papaz yapabilen bir şâirin bu açık
ihanet vesikası çok acıdır.
Abdülhamid neler yapmıştır:
Polis teşkilâtını geliştirdi. Komiserlik ve
başkomiserlik makamlarını ihdas etti.
Savcılık müessesesini kurdu. Ceza ve Ticaret
usulü kanunlarını çıkarttı.
Askeri dikimevleri, tersaneler, feshaneler
kurdurdu.
İstanbul, İzmir limanlarını tesis etti.
Taht'a çıktığı zaman 252 milyon altın borcumuzu
taht'ı bıraktığında 30 milyon altına indirdi.
Hereke Halı ve Dokuma, Beykoz Deri, Yıldız Çini,
Cibali Tütün, Yedikule İplik ve Havagazı,
Kireçburnu Tuğla, Çubuklu Carrı, Istınye Buz
Fabrıkalarını işletmeye açtı.
Zirai alanda haralar, örnek çiftlikleri tesis
etti. Ziraat, Baytar, İpek böcekçilik, Halkalı
Ziraat, Orman ve Maden, Ticareti Bahriye,
Mülkiye, Hukuk, Sanayii Nefise, Tıbbiye, Ticaret
ve Hendesei Mülkiye, Dârü' I-muallim,
Dârülfünian gibi her dereceden okulları açtırdı
ki bugün hepsi kullanılmaktadır.
Köylerdeki ilkokulların dışında 300 tane
ortaokul açtırdı ki bu okullarda yabancı dillere
kadar birçok yeni dersler okutuluyordu.
Arkeoloji, Askeri Müze, Yıldız Müzesi, Yıldız ve
Beyazıt Kütüphaneleri yine o devirde açıldı.
Gureba Hastanesi, Hamidiye Etfal Hastanesi,
Yıldız Askeri Hastanesi o devirde hizmete girdi.
Kuduz Müessesesi o devirde açıldı, bugünkü
Darülâceze yine o devirde hizmete girdi.
Hamidiye çeşmeleri ve Terkos Su Şirketini yine
Abdülhamit kurdurdu ve Kırkçeşme ile Halkalı
Suları'nın ıslahı yine Abdülhamid'e nasip oldu.
Tahttan indirildikten sonra Selanik’e sürülmüş,
birçok işkenceler yapılmış ve Selanik’in düşman
işgali altında kalma ihtimali çıkınca İstanbul'a
Beylerbeyi Sarayı'nda oturmaya mecbur
edilmiştir.
Büyük Hakan 1918 senesinin 10 Şubat'ında bu
sarayda hayata gözlerini yummuş, Divanyolu'ndaki
Sultan Mahmud Türbesine, amcası Sultan Abdülaziz
ile dedesi İkinci Mahmud'un yanına
defnedilmiştir. Vefatında 75 yaşını 4 ay
geçiyordu. Cenazesinde en hareketli aleyhtarları
bile ağlamışlardır. (Allah rahmet eylesin)
Erkek Çocukları: Mehmed, Selim, Abdülkadir,
Ahmed Nuri, Mehmed Burhaneddin, Abdürrahim,
Ahmed Nureddin, Mehmed Âbid, Ahmed.
Kız Çocukları: Ulviye Sultan, Zekiye Sultan,
Naime Sultan, Naile Sultan, Ayşe Sultan, Refia
Sultan, Sadiye Sultan.
|