Değerli okurlarım;
Sözlükte, gerçeğe uygun haber vermek, doğruyu söylemek, samimi olmak sözünde durmak gibi anlamlara gelen sıdk kökünden türeyen sadaka kelimesi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için ihtiyaç sahiplerine yapılan gönüllü veya dinen zorunlu maddi yardımları ifade eder. Sadaka, zekâta benzer özellikler taşısa da aslında aralarında çok fark vardır.
Zekâtta belli bir nisap miktarına ulaşma zorunluluğu varken, sadakada herkes dilediği kadar verebilir. Zekâtta hicri bir yıl geçmesi gerekirken, sadakayı istediğimiz zaman verebiliriz. Zekât hüküm olarak farzken, sadaka vacip veya nafile olabilmektedir. Zekâtı veremeyeceğimiz kişiler varken (Dede, nine, anne, baba, çocuk, torun, eş) sadakamızı istediğimiz kişiye kişilere veya ailemize verebiliriz. Konuyla ilgili Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur;
“Bir Müslüman, Allah’ın rızasını umarak ailesinin geçimini sağlarsa, yaptığı harcamalar onun için birer sadaka olur.” (Buhârî, Nafakat 1; Müslim, Zekât 48)
“Bir kimsenin kendisi ve ailesi için yaptığı harcamalar da bir sadakadır ve harcamaya öncelikle kendi ailesinden başlamak, akrabasını ve yakınlarını gözetmek gerekir.” (Buhâri, Zekât 18; Müslim, Zekât 38, 95, 97; Ebû Dâvûd, Zekât 46)
Zekât maddi bir ibadetken, sadakanın manevi yönü de vardır.
Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de sadakadır.” (Buhârî, Sulh 11, Cihâd 72, 128; Müslim, Zekât 56)
“Her meşrû ve güzel iş sadakadır.” (Buhârî, Edeb 33; Müslim, Zekât 53)
Aslında yaptığımız her güzel davranış sadaka sayılmaktadır.
Sadakanın bireysel ve toplumsal faydaları vardır. Bireysel faydaları; kişinin ahlakını güzelleştirir, belayı def eder, malını bereketlendirir, dünya ve ahiret saadetine vesile olur, cehennem ateşinden korur. Toplumsal faydaları; zengin ve yoksul arasındaki manevi bir köprü oluşturup aradaki maddi eşitsizliği önlemeye çalışmaktır. Zengin malının bir kısmını paylaşarak şükrünü eda ederken ihtiyaç sahibi, toplumun kendisini terk etmediğini görerek ümidini korur. Bu toplumda huzur ve güven ortamını sağlar.
Sadakanın da çeşitleri vardır: Fıtır Sadakası, Sadaka- i Cariye.
Fıtır sadakası, Ramazan ayının sonuna yetişen Müslüman’ın, belirli kimselere vermesi vacip olan bir sadakadır. Bir kişinin sabah akşam yemeğiyle doyacağı miktardır. Diyanet işleri başkanlığı tarafından bu her sene hesaplanarak kamuoyuna paylaşılmaktadır.
Sadaka-i Cariye, kişiye hem yaşamında hem de öldükten sonra sevap kazandırmaya devam eden kesintisiz sadakaya denir. Örneğin; cami, çeşme, yol, okul, hastane, ağaç dikme, faydalı ilim birer sadaka-i cariyedir. Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
“İnsan ölünce, şu üç ameli dışında bütün amellerinin sevâbı kesilir: Sadaka-i câriye, kendisinden istifâde edilen ilim, arkasından duâ eden hayırlı evlât.” (Müslim, Vasiyye, 14; Tirmizî, Ahkâm, 36)
Sadaka maddi ve manevi yönüyle çok kapsayıcı ve kolaylaştırıcıdır. Gülümsemenin bile sadaka olduğu, bu denli güzelliklerle dolu bir dinin mensubu olduğumuz için ne kadar şükretsek az.
