Site icon İslam & İslamiyet – Kevser.Org

Üç Evre Karma Maç

İnsan; ebeveyn ve çocuklar arasında yaşayan bir dünya fakiri aslında… Kendinden öncekilerle olan bağı yavaş yavaş çözülürken –ki onları kaybedince de koparken–, kendinden sonrakilere, çocuklarına ise sıkıca sarılmakta olan bir dairenin içinde hayal edin kendinizi, haydi.

Üç evre ve üç kuşakla adeta bir hayat mücadelesi!

Büyükler, kendisi ve küçükler!

Bir önceki neslin telkinleri, masalları ile büyürken kendine bir yönerge seçmekte adeta önüne set çekilmiş gibidir. Bu ilerleyen süreçte, sürekli tekrarlanan diyaloglarla insanın hafızası da yavaş yavaş dolmaya başlar. Doğru ya da yanlış, her ne varsa hafızada kayıt altına alınır. Bu, istem dışı bir eylemdir de aynı zamanda. Edindiği bu bilgilerle kendi öz benliğine ait farkındalıkları hemen hayata geçiremez. Çünkü yürümeyi başarsa da beden, ruh dünyası daha emeklemektedir. Olgunlaşma ise daha ufukta beklemektedir. Bir hamurun mayasının tutması gibi, insanın muhakeme yapması ve onu uygulamaya koyması; velhasıl kıvam tutması için üzerinden nice baharlar, kışlar, yazlar, mevsimler geçmesi gerekmektedir.

Çünkü irade hâlâ özgürlüğünü ilan etme seviyesine ulaşmamıştır. Giyilen elbisenin renginden yenilen yemeğe dek hep dışarıdan bir müdahale söz konusudur. Zaten tüm sorunlar sorularla başlar! Başlangıçta soruları da ilkeldir insanın, çekingendir. Ayakları sağlam basmadığı için de cesaretsizdir. Olgun ve kararlı soru dahi soramaz. İlkel sorularına tatminkâr cevaplar almayınca da “İlle de pembe giyeceğim, ille de çikolata yiyeceğim!” şeklinde irade sahada kendisini sergilemeye başlamıştır bile!

İradenin doğasında halifelik vardır. Kişi ne boyuna bakar, ne pazusuna. Ne zayıflığına ne de haşin ve kabalığına. İlle de ruhun sesine kulak verir. Ruh hakkında bize çok az bilgi verildi (Kehf Sûresi). İşte bu bilinmezlikten kimse kimseyi anlamıyor. Bu bilinmezlikten, ruhtan verilen az bilgiyle aralayabildiğimiz, alabildiğimiz bilgiyle her konuda anlaşamasak da geçinip gitmeye çalışan birçok farklı insan profili…

İnsan hayatı bu nedenle sancılı geçer. Çünkü irade o kadar orijinal ve özeldir ki, önünü dahi göremese de taş, çamur vız gelir kişiye! Bacağı kanar, yüzü çizilir, yine de pes etmez! İrade; insanın, dağın, taşın, semanın, arzın dahi kaçındığı ağırlıkta bir emanettir ve insan bunu gönüllü yüklenmiştir. Yük ağır olunca da onu adaletli taşımayı başarması için çok kez tecrübeye ihtiyacı olacaktır. Kah kazanır, kah kaybeder. Kah isabet, kah karavana…

Ne zaman ki bâliğ zamanını da geçer ve en şiddetli, kuvvetli vakte erişir –ki bu bizzat Kur’ân’ın tarifidir– işte bu vakit, dünya yılının saatiyle 40 yaştır artık! (Ahkâf /15)

Bu hengâmede insanın bazen boğulduğunu hissettiği anlar yaşaması kaçınılmazdır.
Bir yanda, üst kuşakta 20 sene öncesi ve o zamanın fikirleri, alışkanlıkları, örfleri, taassupları… Anlamakta güçlük çektiği zaman gerisi diyaloglar, artık elastikiyetini kaybeden savunma ve müdafaa seansları…

Tam ortada kendi zamanı ve zamanın getirdikleri ile güncellenen kendi fikirleri…

Diğer yanda da kendi zamanından en az 20 sene sonra buluştuğu çocukları…

O yüzden insan; üç zamanlı yaşamaya hüküm giymiş bir mahkûm gibi!

Üç zamanlı bir takımın karmasında top koşturuyor yeşil sahalarda sanki…

Sahada koşamayan ama emir verenler var. Sahada çok hızlı koşup top kaptıranlar var. Birisi sürekli gol yiyor, diğeri ise skor peşinde. Kendisi ise orta sahada! Hem savunmada, hem hücumda!

Skor sürekli aktif… Kazanan yok, hep rekabet; skor bir yukarı, iki aşağı… Özellikle de çeyrek finalde olduğu 20–30’lu yaşlarda sürekli atak yapmak zorunda. 35–40 gibi olduğunda yarı final ile belki nefeslense de, bu kez de 60–70’e doğru “final = kabir endişesi” çıkıyor karşısına.

Hayatı sabitleyen bir formül henüz bulunamadı. Zaman insandan yana değil, mekân ise kaygan! Ayaklarının altından akıp giden zaman ise, şimdiki zaman değil! Ya dün, ya da geleceğe kaydedilecek anlar…

İşte üç evre, üç devre ve üç zaman… Bir gemide yol alan ve kendisi için takdir edilmiş, demir atacağı bir liman!

والله اعلم بالصواب

Her şeyin en doğrusunu Allah bilir.

Exit mobile version