![]() ![]() ![]() |
Tarihçe-i Hayat - Hariç Memleketler - s.2238 |
Bu gençler: Biz Kur'ân'ı kendimize düstur seçtik. Bizim gayemiz, zevki Allah'ın yolunda aramak ve İslâmiyeti bütün dünyaya yaymaktır.
Siyonizm, komünizm, Allahsızlık gibi İslâmiyete zıt olan cereyanlara karşı mücadele etmektir.
İslâmiyeti, bütün Türk gençliğinin tam mânâsıyla benimsemesine çalışmaktır.
Türkiye'yi, her türlü tehlikeye karşı müdafaa etmektir.
Irkî ve kavmî ayrılıkları bertaraf ederek, İslâm birliğini meydana getirmektir.
Hazret-i Üstad Nursî tarafından yazılan ve 130 kitap ve risaleden ibaret olan Risale-i Nur Külliyatı bu talebeler tarafından yayılmaktadır.
Pakistan basınında Risale-i Nur ve Üstad Said Nursî Hazretleri hakkındaki neşriyattan örnekler
31 Ocak 1958 tarihli Students' Voice (Talebelerin Sesi) Gazetesi, Pakistan İslâm Talebe Cemiyeti tarafından 15 günde bir çıkarılan ve talebeleri istikbalin büyüklerini yüksek İslâmî esaslara göre hazırlamayı gaye edinmiş bir talebe cemiyetinin neşir organıdır. Bu gazetenin "Türk Gençliği Uyanıyor" başlıklı makalesinden:
Bütün İslâm memleketlerinde ittihad-ı İslâm için çalışan İslâmî teşkilâtlar tâdât edilip, Türkiye'de de Nur talebeleri bu meyanda zikrediliyor ve en sonra ittihad-ı İslâm için çalışan ve Pakistan'ın en iyi dostları olan Nur talebelerini tanıdık; Nur talebelerinin üstadı seksen beş yaşında büyük bir âlim olan Üstad Said Nursî'dir. Hakikat-i İslâmiye için yaptığı mücadele, kendi ana vatanında, yani Türkiye'de, otuz sene işkenceli bir hayat ve sık sık hapiste yatmasına sebep oldu ve 1952'de serbest bırakıldı. Fakat bu ihtiyarın bakışları hâlâ ateşlidir. Otuz yıllık hapis ve işkenceler onu mağlûp edemedi. Bu mücadelesiyle, birbirine çok sıkı bağlı olan Nur talebeleri kitlesini meydana getirdi. Üstad Said Nursî, Risale-i Nur eserleri vasıtasıyla Türk gençliğini İslâm ideolojisinin en büyük düşmanları olan siyonist ve komünistlerin hilekâr tuzaklarına düşmekten kurtarmıştır. Türkiye Başvekili Adnan Menderes Risale-i Nur Külliyatının neşrine müsaade ettiği zaman, Türkiye'nin Pakistan Elçisi sayın Selâhaddin Rıfat Erbil vasıtası ile bu büyük adama takdir ve tebriklerimizi bildirmiştik ve bu vesileyle, Üstad Said Nursî ve Nur talebelerini de selâmlamıştık ve bu mektubumuz Türkiye'de binlerle basılarak dağıtılmıştı. Bizim programımız Türkçeye çevrildi. Biz de, birkaç önemli Risaleleri, Orducaya çevirdik.
Pakistan İslâmî Talebe Cemiyetinin onuncu yıldönümünde, Türkiye'deki İslâmî hareketi göstermek için, Türklerin, İslâm edebiyatı sergisi de vardı. Bu sergide İlâhiyat Fakültesi, Diyanet İşleri Yayınları, bazı Türkçeye çevrilmiş İslâmî eserler ve on beş adet Risale-i Nur Külliyatından eserler vardı. Nur talebelerinin faaliyeti bu sergide harita ve fotoğraflarla ve grafikle izah edildi.
30 Nisan 1958 tarihli Students' Voice gazetesi "İslâm Dünyasındaki Müsbet Uyanıklık" başlıklı makaleden.
Her İslâm memleketinde, İslâmiyetin hâkimiyeti için yapılan övülmeye lâyık şerefli mücadeleler anlatılıyor ve Türkiye'de yapılan mücadelelerin neticesi olarak hükûmet, din hürriyetini sıkan bağları gevşetmiştir. Mehmed Âkif materyalist milliyetçiliği takbih eden ve halk arasında taze bir heyecan verecek olan Safahat isimli eseri yazdı.
Hazret-i Said Nursî yılmadan, hakikat-i İslâmiye için mücadele etmektedir. Kendisi, Türkiye'de en büyük cinayet telâkki edilen Atatürk aleyhtarı olmakla itham ve aleyhinde neşriyat yapılmışsa da, bu zulümler, halkı onun etrafında toplamıştır. 130 parça eserin sahibi olan Üstad hapiste iken verilmiş olan zehirlerin tesiriyle ihtiyarlığını geçirmekte olup, bu hal-seksen yaşını geçtiği halde-hakikat-i İslâmiye ve İslâmların saadeti için mücadelesine mani olamamıştır.
Medine-i Münevverede bulunan ve Nurun hakikatini tam anlayan ve İslâmiyete hizmet eden bir zâtın mektubudur
Gönüller fâtihi, pek muhterem ve mükerrem Üstadımız Hazretleri...1
Risale-i Nur'dan Gençlik Rehberi'nin İstanbul Mahkemesinde beraati münasebetiyle Bağdat'tan gelen tebri telgrafı
Sebilürreşad mecmuasına,
İstanbul.
Büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Hazretlerinin beraat kararı, bizleri sonsuz bir sevinç içerisinde bıraktı. Bu sevincimize vesile olan bu âdil hükme istinaden, Türk Mahkemesine ve fahrî avukatlarına
Tarihçe-i Hayat - Hariç Memleketler - s.2239
teşekkürlerimizi, Üstad ve kardeşlerimize tebriklerimizi mecmuanız vasıtasıya bildiriniz.
Irak Emced Zuhavi
Pakistan'daki Nur talebelerinin Üstad Said Nursî'den istedikleri mesaj münasebetiyle, Irak'taki bir Nur talebesinin gönderdiği mektup
Bundan birkaç gün evvel, Pakistan'da talebeler konferansı vardı. Hazret-i Üstaddan bir mesaj istemişlerdi ve bunun tarihî bir tesiri olacaktı. Haber aldık ki, Salih, Nur talebeleri namına bir mesaj göndermiş. Sizlere de yazmışlar ki, acele Hazret-i Üstada bildirirsiniz. Konferansta, Hazret-i Üstad ve Nurlar çok methedilmiş. Komünistler tarafından itirazlar yapılmış. Fakat reis hepsini reddetmiş. Hazret-i Üstadın fotoğrafları teşhir edilmiş. Yakında Nur ve Nura ait uzun ve resimli bir yazı ile bir mecmua çıkaracaklarmış. Sonsuz selâm ve dualar.
Ahmet Ramazan
Gençlik Rehberi'nin beraati münasebetiyle Camiü'l-Ezher Üniversitesi Türk talebelerinin tebrik mektubu
Kahire, 13.4.1952
Muhterem Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerine,
Kalblerdeki imanı nurlandıran ve umumî nizamın direği, âhiret yolunun hakiki pusulası olan ve ilhamını Kur'ân-ı Kerîmden alan eserlerinizden Gençlik Rehberi adlı risaleniz suç teşkil ettiği iddiasıyla devam eden mahkemenizin beraat kararını ölçülmez sevinçlerimizle öğrendik. Siz mübarek Üstadımızı ve Demokrat Türk adliyesinin âdil hâkimlerini candan tebrik ediyoruz.
Hayatını İslâmiyetin sıhhati için vakfeden, Türk milletine hizmet etmeyi şeref addeden, asrımızda eşine tesadüf edilmeyen bir din mücahidi bulunan Üstadımız! Size, âlem-i İslâm ve insaniyet müteşekkirdir. Bizler, ufak bir zerresini ifade için, hürmetlerimizi, teşekkürlerimizi bildiriyor, mübarek dualarınızı talep ediyoruz. Allah sizden ve sizi sevenlerden razı olsun.
Camiü'l-Ezher Üniversitesi Türk talebeleri namına Hacı Ali Kılıncalp
İran'lı bir Nur talebesinin Üstad Bediüzzaman Hazretlerine bir mektubu
Türkiye Cumhuriyetine tâbi Isparta'nın Barla nahiyesinde mukim pek muhterem, faziletmeab Bediüzzaman Hazretlerine takdim olunur.
Pek muhterem, faziletmeap, Üstad-ı muhterem Bediüzzaman Hazretlerine,
Herşeyden evvel selâm ve hürmet-i mahsusumu takdim, sıhhat ve afiyette devamınızı Cenab-ı Kadîr-i Mutlak Hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim. Lütfen ahvâl-i âcizânem istifsar buyurulursa, lehülhamd velminne, vücud-u fânim, baki İran'da, Rizaiye vilâyetine tâbi Mergivar mahallinde Dize karyesinde imrar-ı hayat etmekte olduğumu arz eylerim.
Bu geçen kırk yıl zarfındaki inkılâb-ı zaman dolayısıyla müstağrak olarak uzaklara düşmüş bulunmaklığım hasebiyle, sıhhat ve afiyetinizden bîhaber kalmış, daima vücud-u muhtereminizi soruşturmak, birinci emel ve arzularımdan idi. Cenab-ı Hak Hazretlerine çok şükür, bugünlerde muhterem kardeşimiz Subay Tayyip İranlı vasıtasıyla sıhhat haberlerinizi aldığımdan son derece memnun ve mütehassis oldum. Kadîr-i Zülcelâl din-i Mübin-i İslâmın hizmet ve saadeti için sizi pek çok zaman lütuf ve himayesinde masun ve mahfuz buyursun. Âmin.
Kıymettar telifatınızdan Nur'un İlk Kapısı, Asâ-yı Mûsa, Rehberü'ş-Şebab ve diğer kitaplarınızın birçoğu, muhterem kardeşimiz vasıtasıyla elime geçti ve son derece memnun oldum. İnşaallah, bunlardan behreyab oluruz. Bu ilk mektubum olmak dolayısıyla fazla tasdî'den içtinapla hatime verir, sıhhat ve afiyetinize mübeşşer, sıhhat ve vücud-u muhtereminizin devamını Hâlık-ı Mutlaktan niyaz eylerim.
Lütufnamenizi alacağıma ümitvar, hazretlerinden temenni ve niyaz eylerim efendim.
Merhum Seyyid Abdülkadirzâde, muhibbiniz Seyyid Abdullah
Suriyeli küçük bir Nur talebesinin Üstad Bediüzzaman Hazretlerine gönderdiği mektup
22 Şevval 1373
Fahrü'l-İslâm Üstad-ı Âzam Bediüzzaman Hazretlerine,
Kemal-i ihtiramla hâk-i pâ-yi zât-ı âlilerinize yüzümü ve gözümü sürerek öperim. Altı yaşındayım, Ramazan-ı Şerifin yirmi altıncı gününde Kur'ân-ı Kerîmi hatmettim. Suriye'de en küçük
Tarihçe-i Hayat - Hariç Memleketler - s.2240
bir Nur talebesiyim. Arkadaşlarımdan on bir talebe daha Kur'ân-ı Kerîmi hatmettiler. Hepimiz namaz kılıyoruz. Bu mektupla fotoğrafımı Urfa Nur talebeleri vasıtasıyla zât-ı maâl-i sıfat-ı âlilerinize gönderiyorum. Çok rica ederim, mübarek hatt-ı şerîfinizle fotoğrafın arka tarafına bana bir-iki cümle dua yazınız, tekrar fotoğrafımı iade buyurmanızı rica ederim. Pederim Abdülhâdi, hak-i pâ-yi âlilerinizden öper, dualarınızı talep eder.
Suriye Derbasiye nahiyesine tâbi Âliye köyünde Nur talebelerinden
Hüseyin Abdülhadi
Risale-i Nur âlem-i İslâmda olduğu gibi, Avrupa'da da hüsn-ü kabule mazhar olmuştur. Risale-i Nur'un hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Finlandiya'daki Tampereen İslâmilaisen Sevrakume İmamı Habiburrahman Şakir'in iki mektubunu derc ediyoruz.
Pek muhterem kardeşim,
Hediye olarak gönderdiğiniz pek kıymetli eser, yani el-Mesneviyyü'l-Arabî min Risaleti'n-Nur isimli kitabı aldım. Bu münasebetle, cenabınıza teşekkürlerimi bildiriyorum. Allah-ı Kerîm, her dileğinizi atâ eylesin diye dua ediyorum.
Benim için bu kıymetli hediyeniz çok müfid olacak ve benim tebliğ işlerimde daha yardım edecektir, inşaallah. Size de daima ecir ve sevabı erişip duracağında, sadaka-i câriye kabilinden olacağında elbette şüphe yoktur.
Kitabın müellifi Said Nursî Hazretlerini de bize tanıtmanızı rica ederim. Hürmet ve selâmlarımla.
Habiburrahman Şakir
Risale-i Nur'un Avrupa'daki intişarı ve hüsn-ü kabule mazhariyetine nümune olarak Findandiya'daki Nur talebesi Habiburrahman Şakir'den gelen diğer bir mektup.
Vellamonkatu 21 12/2/1958
Çok muhterem kardeşlerim,
Göndermiş olduğunuz inayetnamenizi ve dört tane risale İhlâs, Zeylü'l-Hubab, "Risale-i Nur hakkında Müellifine gönderilen bir mektup", "Risale-i Nur Hakkında Verilen Konferans"ları aldım. Teşekkürlerimi takdim ederim efendim.
Evet, büyük Üstad Said Nursî Hazretleri, zamanımızın büyük dâhilerinden ve Allah'ın en büyük sevgili bendelerinden olduğunda asla şüphemiz yoktur. Belki, bu zata 14. asrın müceddidlerinden deyip itikad etsek bile mübalâğa etmiş olmayacağız. Hamdler olsun Allah Hazretlerine ki, Türk Milleti hazinelerinden zuhur etmiş bu cevheri, inkılâp dolaganlarında gark olup zayi olmasından zamanımıza kadar sakladı; asrımızı, bu zatın vücudu ile ziynetledi. Mûsâ Peygamberi Firavunun eteğinde beslediği gibi, bu zat-ı mübareki de dinsiz zalimler meyanında cefalar içinde besledi. Geleceklerde de selâmetlikle uzun seneler yaşamasını bir Allah'tan temenni ederiz. Üstad Bediüzzaman hakkında bizim akidemiz budur.
Mümkün olursa, bizim tarafımızdan huzurlarına arz-ı ihlâsımızı, gaibane muhabbetimizi bildirseniz ve özünden bizim için hayır dualarını vekâleten rica etseniz diye ricada kalıyoruz. Hürmet ve selâmlarla.
Muhlis dinî, millî kardeşiniz Habiburrahman Şakir
Washington'daki İslâm Cemiyetinin ve İslâm Kültür Merkezinin Genel Sekreteri Dr. Muhammed Habibullah'tan, Irak'taki Nur talebesi Ahmed Ramazan'a gelen mektup.
Washington İslâm Kültür Merkezine hediye etmek lûtfunda bulunduğunuz Bediüzzaman Said Nursî'nin Hutbetü'ş-Şamiye ve Risale- Nur Mizanları adlı kitaplara mukabil halis teşekkürlerimin kabulünü rica ederim.
Tekrar tekrar teşekkürlerimi arz eder, iyi ve saadetli günler dilerim.
İslâm Kültür Merkezi Genel Sekreteri el-Muhlis
Dr. Muhammed Habibullah
Yunanistan'da Risale-i Nur'un neşriyatını yapan ve yüzlerce Nur talebesi yetiştiren bir zatın Türkiye'deki Nurcu kardeşlerine yazdığı mektup.
Din ve imana hâdim (hizmet edici), şirk ve küfrü hâdim (yıkıcı) pek aziz kardeşlerim Abdullah, Hüsnü, Abdülkadir, Mehmed ve Süleyman Nurdaşlarım,
Evvelâ: Pek samimî ve hâlisane yazılan mektubunuzu alarak derecesiz memnun oldum. Muhlis beyanlarınız ve derunî tebrikleriniz, hep coşkun dinî aşkınızdan ve has nura müstağrak ruhunuzdan doğma olduğundan, o Nurun elektrizasyonuyla münevver kalbleri tehyic ve temevvüce düşürmemek mümkün değildir.