İlaçların teratojen olup olmadıkları nasıl
belirlenir?
Belli bir ilaç piyasaya sürülmeden önce çok çeşitli deneylere
tabi tutulur. Bu deneyler arasında en önemlisi ilacın hayvanlar üzerinde ve
gebelikteki etkilerini araştırmak için gebe hayvanlar üzerinde
denenmesidir. Bu deneyler elbetteki insanlar üzerinde yapılamaz ve hayvan
deneylerinin sonuçları insanlardaki etkiler konusunda ancak bir fikir
verebilir. Ancak yakın bir gelecekte insan doku kültürleri kullanılarak
daha gerçekçi sonuçların alınması mümkün olacaktır.
Diğer bir yol dünyanın dört bir yanından elde edilen bilimsel
vaka takdimleridir. Bu vaka takdimlerinde ilacı kullanan ve kendi isteğiyle
gebeliğini devam ettiren anne adaylarının bebeklerinin doğum sonrası
incelenmesiyle çok değerli veriler elde edilir. Bu veriler birleştirilerek
belli bir ilacı gebeliğinin aynı döneminde kullanılan belli sayıda anne
adayının bebeklerinde ortaya çıkan anomaliler ve türleri normalde hiçbir
ilaç ya da teratojen maddeye maruz kalmayan anne adaylarında beklenen yaklaşık
%3'lük anomali riskiyle karşılaştırılır.
Hayvan
deneyleri
Bir ilacın
gebelik esnasında kullanılması durumunda gebelik ve bebek gelişimi üzerinde
olan etkilerini tahmin etmek için hayvan deneylerinden faydalanılmaktadır.
Gebe hayvanlarda genellikle çok yüksek dozlarda kullanılan etken maddenin
etkisi gebeliğin bitiminde doğan yavrunun değerlendirilmesiyle tahmin
edilmeye çalışılır. Ancak özellikle fareler gibi fizyolojik olarak insan
yapısından oldukça uzak olan hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde elde
edilen sonuçlar insanlara bire bir uyarlanamamaktadır. Bunun en güzel örneği
hayvan deneylerinde hiçbir olumsuz etkisi bulunmayan talidomiddir. Bu ilaç
anne adaylarında uyku ilacı olarak yıllarca kullanılmış ve bebeklerde kol
ve bacak kusurlarına yolaçtığı saptandıktan sonra bırakılmıştır. Ancak
bunun tersi daha geçerlidir. Yani hayvan deneylerinde gelişim kusurlarına
yolaçan birçok ilaç insanlarda bu duruma yolaçmamaktadır.
İnsanlardan
elde edilen veriler
Anne
adayları arasında gebelik esnasında ilaç kullananların bir kısmı
gebeliklerini hertürlü riski göze alarak devam ettirmektedir. Bu anne
adayları doğum yaptıklarında bebekleri ayrıntılı incelemelerden geçirilmekte
ve yapısal (bir organın gelişmemesi) ya da işlevsel (bir organın çalışmaması)
gibi bozukluklar açısından dikkatlice incelenmektedir. Ayrıca bebek doğumdan
sonra normal olduğu saptansa bile uzun vadeli (mümkün olabilen en uzun süre)
incelenmeye devam etmektedir.
Bu anne
adaylarından elde edilen veriler toplanarak istatistiksel işlemlere tabi
tutulur. Bu istatistikler sonucunda aynı ilacı aynı dozlarda ve gebeliğin
aynı dönemlerinde kullanmış anne adaylarından elde edilen verilerle gebelik
esnasında hiçbir ilaç kullanmamış annne adaylarının verileri karşılaştırılır.
İncelemeye alınan bu çalışma grubu (ilaç kullananlar) ile kontrol grubu (
ilaç kullanmayanlar) anne adaylarının bebeklerinde ortaya çıkan gelişim ya
da işlevsel kusurlar gruplara ayrılır ve çalışma grubu ile kontrol grubunda
görülen anomali oranı arasındaki fark istatistiksel olarak anlamlı çıktığında
ilaç muhtemel teratojen olarak değerlendirilir. Örneğin çalışma grubundaki
bebeklerde %5 oranında kalp defektleri saptandığını kabul edelim. Kontrol
grubunda da bu %2 olsun. Bu verilerle birlikte incelemeye alınan insan sayısı
istatistiksel anlamlılık formülüne tabi tutulduğunda eğer istatistiksel
olarak anlamlılık varsa ( hata payı genel olarak %5'ten düşük kabul
edilerek) ilaç bu anomali için teratojen anlamına gelir.
Bu
deneylerin geçerliliği dünyanın dört bir yanından bildirilen olgu sayısıyla
direkt ilişkilidir. Olgu sayısı ne kadar artarsa riskin gerçeğe yakınlığı
da o kadar artar.
Ancak birçok
ilaç için yanlızca doğuma ait veriler vardır. Halbuki DES olayında olduğu
gibi bazı ilaçlar yıllar sonra etklilerini göstermektedir. Bu yüzden sadece
doğumdaki "normallliği" baz almak doğru değildir.
Bir ilaçla
ilgili olarak çoğu zaman çok sayıda çalışmada çelişkili sonuçlar çıkmaktadır.
Bu da çalışmada olgu sayısının düşüklüğü ve kalitesiyle ilgilidir. O yüzden
farklı zamanlarda bazı ilaçlarla ilgili farklı sonuçlar çıkabilmektedir.
OKS (Doğum kontrol hapları) örneğinde olduğu gibi ilaçların gebeliğin erken
döneminde kullanılmasında önceki çalışmalarda kol-bacak gelişim kusurlarının
arttığı ifade edilmiş, daha sonra yapılan çalışmalarda bu doğrulanmamıştır.
|