Site icon İslam & İslamiyet – Kevser.Org

Hayatın Karanlığında Harflerin Aydınlattığı Yolculuk

Nurlu bir gecenin ayazında, yeni bir yola başlama hevesiyle gökyüzündeki tebessümlü yıldızlarla biraz dertleştiğimi hatırlıyorum. Patnos’un zorlu şartlarında, soğuk bir rüzgarın içinde, çaresizce dertleşirken, Rabbimin rüzgarın esintisini şifa kılacağını, Hidayet yolunu nasip edeceğini bilmezken, bir yandan huzurla kalbimi bulduğum ve rahatça nefes alıp verdiğim vakitlerdeydim.

O vakit, sordum kendime, hayat gayen nedir? Ansızın içimde bir suskunluk hüküm sürerken, bir başka ses yankılandı ruhumda. Gökyüzüne doğru yöneldim ve ona seslendim: “Gelmemeyi sen anlat, gidememeyi bana sor.”

Birden tekrarlamaya başladığım, zihnimde yankı bulan her harf, yüreğime dokunan ortamın huzuru, beni bir adım daha yaklaştırıyor. Düşünüyorum, gözlerimin bana eşlik ettiğini, ayaklarımı saran buz, dizlerimi titreten bu an, düşüncelerimi dilime yansıtıyor.

“Gelmemek, sadece yola çıkmamak değildir; bazen de ruhun direnmesidir. Gidememek de kalbin beklediği yönü bulamamayışıdır.”

Her iki durumda da bir yolculuk vardır, biri keşif, diğeri arayış… Benim yolum ise, harflerle şekillenen bir karanlıkta başlarken, her ayetin bir ışık, her ezberin bir adım olacağını hissettim. Kendime inandım, o vaktin huzurundan İnşirah serilmişti gönlüme… Ve sonrasında sabırla şükürle, örülen bir yolun yolcusu olmaya başladım. Bu vakitten sonra ilk hafızalık yoluna adımımı attım.

Oysa; ailevi şartları oldukça zor olan, bulunduğum konumun imkanları el vermiyor, 8 kardeşi içerisinde anne sevgisini en çok tadan ve eğitimini bile annesine yardım etmek için bırakan küçük bir kızdım. Her şey zordu, fakat imkansız değildi. Sanırım teslimiyetti gönlümün anahtarı olan… Umudum olan eğitimime devam edemezsem de, annemin sağlıklı olması en büyük bir gücümdü.

Neyse ki yolcuyduk İstanbul’a, Patnos’tan taşındığımız gün daha kolay yaşamımız olur, umudunun sevinci vardı gönlümde… Öyle bir vakit ki; kelimeler kifayetsiz, dipsiz bir kuyu gibi… Girdin mi çıkamıyorsun, bir yanın kaybolmak istese de bir yanın teslimiyetle, güç ile, dua ile, yol alma niyetinde… Sonra huzur dolu bir günde medreseye gidip kayıt yaptım. Ardından acılı sabrımın mükafatına taliptim…

Sıfırdan eğitimi başlarken; haneye yetişme gayretim, aileme olan sevdam, ve ilim yolundaki adımlarım, hepsinden öte Rabbimin kelamına layık olma çabam… Her defasında hayal ettiriyor. Küçük bir çocuğun masum sevinci gibi, geceyi gündüze katmama sebepti. Artık anlamıştım; şifanın ilimde, ibadette olduğunu… Anlamıştım ki bizler İkra ümmetiyiz. Her gün karanlık yollarım aydınlığa ulaştı, harflerin ışığı yavaşça bir yol oluşturdu. Her ezber bir çığlık, her sure bir çare oldu yüreğime… Olur ya, sessizliğin ve çaresizliğin içinde hissederiz bazen, sen de kardeşim! Bir gün karanlığın içinde kaybolursan, bil ki harfler seni aydınlatmaya, her adımda seni Rabbinin huzuruna taşımaya hazırdır.

“Hafize olmak isteyen hanım kardeşlerim, Ben Elif, kalbimin karanlık köşelerini Rabbimin kelamıyla (Kur’an-ı Kerim) ile aydınlattım. Her gözyaşım bir adım, her sabrım mucize, ve sonunda azim ile yola çıkan ruh, Allah’ın izniyle o yüksek mertebe ile mükafatlandı.” Unutmayın ki, sabır başarmanın yarısıdır.

Exit mobile version