SAKIN 

ANLAMAZLIKTAN

GELMEYİN


İÇİNDEKİLER

Giriş

Allah’ın Apaçık olan Varlığını Anlamazlıktan Gelmeyin

Evrimin Bir Aldatmaca Olduğunu, Herşeyi Allah’ın Yarattığını Anlamazlıktan Gelmeyin

Çevrenizdeki Canlılardaki Mucizevi Özellikleri Anlamazlıktan Gelmeyin

Sahip Olduğunuz Herşeyi Allah’ın Nimet Olarak Verdiğini Anlamazlıktan Gelmeyin

Bu Dünyada Uzun Süre Kalmayacağınızı Anlamazlıktan Gelmeyin

Ölüm Gerçeğini Anlamazlıktan Gelmeyin

Kuran’ın Hak Kitap Olduğunu, Ondan Hesaba Çekileceğinizi Anlamazlıktan Gelmeyin

Vicdanınızın Sesini Anlamazlıktan Gelmeyin

Allah’ın Güzel Ahlaklı Olmayı Emrettiğini Anlamazlıktan Gelmeyin

Bütün Kötülüklerin Kaynağının Dinsizlik Olduğunu Anlamazlıktan Gelmeyin

Ahiretin ve Hesap Gününün Varlığını Anlamazlıktan Gelmeyin

Cehennemin Sonsuz Bir Azap Yurdu Olduğunu Anlamazlıktan Gelmeyin

Maddenin Bir Hayalden İbaret Olduğunu Anlamazlıktan Gelmeyin

Zamanın Değişken Bir Algı Olduğunu ve Kader Gerçeğini Anlamazlıktan Gelmeyin

Sonuç

 

SONUÇ

Kitap boyunca günlük hayatta insanın pek sık düşünmediği ama aslında bir insan için dünyada var olan en önemli gerçeklere dikkat çektik:

Herşeyin Yaratıcısı olan Allah'ın varlığına,

Yeryüzünde evrim diye bir sürecin yaşanmadığına, herşeyin Allah'ın üstün yaratışının birer delili olduğuna,

Gözünün önünde saniyede 500 kere kanat çırparak uçan sinekteki mucizeyi insanın görmezden gelebildiğine,

Çevresindeki çeşit çeşit yiyeceklerin, ince güzelliklerin hep Allah'tan birer nimet olduğuna,

Bu dünyada kaldığı 3-5 on yılın aslında 3-5 saniye kadar hızlı geçtiğine,

Süratle akan bu zamanın sonucunda kesin bir gerçekle, ölüm gerçeğiyle muhakkak karşılaşacağına,

Ölümün ardından hesap günü diriltileceğine ve Rabbinin huzurunda hesap vereceğine,

Bu hesabın sonucunun cennet veya cehennemle sonuçlanabileceğine,

Sonucun cennet olabilmesi için Allah'ın hak olarak gönderdiği Kuran'a tabi olması, Allah'ın dinini yaşaması, kesinlikle Allah'ın emrettiği güzel ahlakı taşıması gerektiğine…

Kuşkusuz bunların her biri bir insanın bilmesi, üzerinde düşünmesi ve asla unutmaması gereken gerçeklerdir. İnsan dünyaya gelip bunları hiç öğrenmeden veya duyup da göz ardı ederek yaşıyorsa, büyük bir kaybı ve pişmanlığı da göze almış demektir. Bu kaybı göze alan insan ise şunu düşünmelidir:

Kitabın son bölümlerinde ele aldığımız gerçekler dünyaya hırsla bağlanmasını, yukarıda sıraladığımız hayati gerçekleri unutmasını son derece anlamsız hale getirmektedir. Çünkü OLAĞANÜSTÜ bir durumla karşı karşıyadır; yaşadığı dünyanın, sahip olduğu malın-mülkün, sevdiği veya kızgınlık duyduğu insanların hiçbir maddesel gerçekliği yoktur. Her biri Allah'ın durmaksızın yarattığı birer hayalden ibarettir.

Bu durumda insanın bu hayalleri gerçek sanarak aldanması, Allah'ın kendisine bir fırsat olarak verdiği ömrü boş bir emel uğruna tüketmesi akılcı bir hareket midir?

Elbette değildir. 

Allah'ın varlığını bilen, O'nu gereği gibi takdir edebilen bir insan bu akılsızlığı göstermez. Bu akılsızlığa düşenler yalnızca inkarcılardır. Allah tüm ömrünü aslı olmayan hayaller uğruna harcayan ve Yaratıcılarını unutan bu insanların durumunu ve uğrayacakları sonu Kuran'da şöyle haber vermiştir:

İnkar edenler ise; onların amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer; susayan onu bir su sanır. Nihayet ona ulaştığında bir şey bulamaz ve yanında Allah'ı bulur. (Allah da) Onun hesabını tam olarak verir. Allah, hesabı çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)

Siz sakın Allah'ın size gösterdiği bir "hayal" olan bu dünyayı mutlak sanmayın ve ona aldanmayın. Allah'ın sonsuza kadar nimetler sunacağı cennete kavuşmak için çaba harcayın. Aksinin sonsuz bir kayıp olacağını da henüz vaktiniz varken SAKIN ANLAMAZLIKTAN GELMEYİN.