![]() ![]() ![]() |
İman Hakikatleri ve Miftahü'l-İman - s.2292 |
ON SEKİZİNCİ MEKTUP1
[Yirmi Altıncı Mektubun Dördüncü Mebhasinden]
İKİNCİ MESELE2
DÖRDÜNCÜ MESELE3
DOKUZUNCU MESELE4
ONUNCU MESELE5
[Yirmi Sekizinci Mektuptan]
Üçüncü Mesele Olan Üçüncü Risale6
[Sahabeler Risalesinin âhirindeki ehemmiyetli dört sual-cevap]
Sual: Deniliyor ki: Sahâbeler Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı gördüler, sonra...7
[Yirmi Sekizinci Lem'adan]
Bir düstur8
[Emirdağ Lâhikası'ndan]
Saniyen: Mübareklerin pehlivanı hem Abdurrahman, hem Lütfi, hem Büyük Hafız Ali mânâlarını taşıyan büyük ruhlu Küçük Ali kardeşimiz bir sual soruyor. Halbuki o sualin cevabı...9
[Yirmi Sekizinci Lem'adan]
Kardeşlerim,
Kalbime ihtâr edildi ki; nasıl ki, Mesnevî-i Şerif...10
[Kastamonu Lâhikası'ndan]
Bir suale cevap olarak yazdığım bir fıkrayı, size de faydası olur ihtimaliyle beyan ediyorum:11
[On Altıncı Mektubun Dördüncü Noktasından]
Sual: Ehl-i dünya bana der: "Neyle yaşıyorsun? Çalışmadan nasıl geçiniyorsun?12
DÖRDÜNCÜ SÖZ13
DOKUZUNCU SÖZ14
ON ÜÇÜNCÜ LEM'A
Hikmetü'l-İstiâze15
ON YEDİNCİ LEM'A
Zühreden gelmiş On Beş Notadan ibarettir.16
Miftahü'l-İman - s.2293
Sabah ve akşam namazından sonra tekrarı pek çok fazileti bulunan ve bir rivayet-i sahihada İsm-i Âzam mertebesini taşıyan şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var. Herbir kelimesinde, hem birer müjde ve beşaret, hem birer mertebe-i tevhid-i rububiyet, hem bir İsm-i Âzam noktasında bir kibriya-i vahdet ve bir kemâl-i vahdâniyet vardır. Bu büyük ve ulvî hakikatlerin izahını sair Sözlere havale edip, bir vaade binaen, şimdilik mücmel bir hülâsa suretinde iki makam, bir mukaddime ile ona bir fihriste yapacağız.
Mukaddime
Kat'iyen bil ki, hilkatin en yüksek gayesi...18
[Afyon hapsinde yazılan Elhüccetü'z-Zehra'nın Birinci Makamının Birinci Kısmı.]
Şimal-i Şarkîde zuhûr eden küfr-ü mutlakın dehşetli bir inkâr ile ve Allah'ı tanımamak ile hücumunu yazan gazeteleri ve kitapları okuyan gençler ve ihtiyarlar, elbette iman-ı billâhdaki mevcudiyet ve vahdâniyet-i İlâhiyeye dair gayet kat'î ve kuvvetli derslere pek ziyade ihtiyaçları var diye tesbihatta kalbe geldi ki: "Bu kısacık hulâsayı ihtiyarlara ve gençlere ders ver." Ben de "Bismillâh" deyip başladım. Dedim:
Bu kelâm-ı tevhidde on bir müjde, on bir hüccet-i imaniye var. Şimdi yalnız hüccetlere gayet kısa bir işaret edip, izahını ve müjdelerini Yirminci Mektup ve Nur eczalarına havale edeceğim.
İşte o kelâm-ı tevhidin on bir kelimesinden,
Birinci Kelime: ....19
[Yirminci Mektuptan]
İkinci Makam20
[El-Hüccetü'z-Zehra'nın Birinci Makamının Üçüncü Kısmıdır]
Üçüncü Medrese-i Yusufiyenin tek
bir dersinin üçüncü kısmı
MUKADDİME
Namazdaki Fâtiha'nın mânevî emriyle...21
[Yedi sene evvel İstanbul Üniversitesindeki bazı nur talebelerine yazılan mektuptan bir parçadır.]
Aziz, sıddık kardeşlerim ve Nur şakirtlerinin küçük pehlivanları,
Âsâ-yı Musa âhirinde, mübarekler pehlivanı büyük ruhlu Küçük Ali namında bir kardeşimizin sualine karşı verdiğim bir cevap var...22
[Emirdağ Lâhikası'ndan]
Saniyen: Mübareklerin pehlivanı hem Abdurrahman, hem Lütfi, hem Büyük Hafız Ali mânâlarını taşıyan büyük ruhlu Küçük Ali kardeşimiz bir sual soruyor. Halbuki o sualin cevabı Risale-i Nurda yüz yerde var. "Risale-i Nurun erkân-ı imaniye hakkında bu derece kesretli tahşidatı ne içindir? Bir âmî mü'minin imanı büyük bir velînin imanı gibidir, diye eski hocalar bize ders vermişler? diyor.
Elcevap: Başta matbu...23
[Nur Risalelerine çok müştak ve onların mütalâasından intibaha düşen bir doktora yazılan mektuptur. Bu üçüncü zeyle çendan münasebeti azdır; fakat kardeşlerimin fıkraları içinde bu da benim bir fıkram olsun.]
Merhaba ey kendi hastalığını teşhis edebilen bahtiyar doktor...24
Birinci emare: İman-ı tahkikî ilmelyakînden hakkalyakîne yakınlaştıkça daha selb edilmeyeceğine ehl-i keşif ve tahkik hükmetmişler ve...25
Sirâcü'n-Nûr - s.2294
ÜÇÜNCÜ ŞUA
Münâcat26
YİRMİ BEŞİNCİ LEM'A
Hastalar Risalesi27
ON YEDİNCİ MEKTUP
Yirmi Beşinci Lem'anın Zeyli
Çocuk Taziyenâmesi28
YİRMİ ALTINCI LEM'A
İhtiyarlar Hakkında29
YİRMİ BİRİNCİ MEKTUP
Yirmi Altıncı Lem'anın Zeyli30
DÖRDÜNCÜ ŞUA31
ON ÜÇÜNCÜ LEM'A
Hikmetü'l-İstiâze32
OTUZ ÜÇÜNCÜ SÖZ
Otuz Üç Penceredir33
Yirmi beş sene evvel Ramazan'da, ikindiden sonra Şeyh Geylânî'nin (k.s.) Esmâ-i Hüsnâ...34
On Yedinci Lem'anın On İkinci Notası35
Müellifin Hazin Münacatı
[On DördüncüŞua'dan]
On sekiz sene sükûttan sonra mecburiyet tahtında bu istida mahkemeye ve sureti Ankara'ya makamata verilmişken, tekrar vermeye mecbur olduğum iddianameye karşı itiraznamemdir.36
Bu fıkra bir casus vasıtasıyla resmî memurların eline geçtiği için "Lâhika"ya girmiştir.37
Bu defaki küçük müdafaatımda demiştim:
"Risale-i Nurdaki şefkat, hakikat, hak, bizi siyasetten men etmiş...38
Bu gelen fıkra buraya müsveddeye girdi. Belki bir hikmeti var diye çıkarmadık.
Bu hâdise tesiriyle ben kendimi mâsum kardeşlerime rıza-yı kalb ile feda etmeye kat'î azm ü cezmettiğim ve çaresini fikren aradığım vakitte, Celcelûtiye'yi okudum. ...39
Resmî bir ciddi hasb-ı hâlimi ve ehemmiyetli şekvalarımı, Denizli Mahkemesinin reislerine ve müddeiumumisine ve sorgu hakimlerine takdim ediyorum.
Efendiler! Yirmi seneden beri hayat-ı içtimaiyeyi-âhiret hesabına olmadan alâkası, düşüncesi beni incittiğinden-bilemiyorum. İfadedeki kusurlarıma bakmayınız, affediniz.
Ben, dokuz sene evvel, dünyaca bir büyük adamın evhamına uğradım. Yüz risalelerimi tetkikten sonra, yalnız bir risalemi, bir-iki meselesiyle bir sene ceza verdiler. Ben de, hem o cezayı, hem sekiz sene haps-i münferid hükmünde, bir odada karakol karşısında, yalnız vakit geçirdim. Tâ ki, ehl-i siyasetin evhamına dokunacak bir hâlim bulunmasın. Kastamonu hükûmeti ve adliyesi ve zabıtası beni tasdik eder. Ve o cezadan sonra çok defa menzilimi taharrilerde, karışık bir hâlim görünmedi ve bulunmadı. Eğer bulunsaydı, ya Kastamonu hükûmeti bilmedi veya aldırmadı. Benden ziyade onlar mesul olur.
Mâdem hükûmet prensibi, cumhuriyetin serbestiyet-i vicdan düsturuyla dinsizlere ve sefahetçilere ilişmiyor.