7.1 C
Bursa
1 Aralık 2025 Pazartesi
spot_img
Ana SayfaGenelBelçika'da Yaşayan Göçmen Aileleri

Belçika’da Yaşayan Göçmen Aileleri

AVRUPA’DA YAŞAYAN GÖÇMEN TÜRK AİLELERİ ve ÇOÇUKLARININ SOSYAL VE EĞİTİM SORUNLARI
– BELÇİKA ÖRNEĞİ –

Giriş

İkinci dünya savaşından sonra Batı Avrupa ülkeleri, medeniyetlerini tekrar kurabilmek için iş gücüne ihtiyaç duymuş, sanayi alanda geri kalmış ülkelerle anlaşma yaparak işçi talebinde bulunmuştur. 1960-1974 yılları arası, Türkiye ve Fas başta olmak üzere Cezayir Tunus ve Balkan ülkelerinden çalışmak maksadıyla Almanya Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika gibi Batı Avrupa ülkelerine birçok insan göç etmiştir.

Belçika, 1 milyon civarında Müslümanın göçmenin yaşadığı, yaklaşık 11 milyon yedi yüz elli bin nüfuslu yüksek sanayi donanımına sahip ve ekonomisi güçlü olan bir Batı Avrupa ülkesidir. Göç hamlesine kapılarını sonuna kadar açan Belçika hükümeti, çeşitli ülkelerden gelen göçmenlerle işçi statüsünde çalışmak üzere sözleşme imzalamıştır. 1974 yılında aldığı siyasi bir kararla İslam dinini, Hıristiyanlıktan sonra Belçika’nın ikinci resmi dini olduğunu açıklamıştır. Avusturya’dan sonra İslam’ı resmi din kabul etmesiyle Belçika, diğer Avrupa ülkeleri içerisinde resmi olarak İslam dinin kabul eden ikinci Avrupa ülkesi olmuştur. Ne var ki, Belçika’ya işçi olarak gelen birkaç sene kalıp, maddi imkân elde ettikten sonra ülkesine tekrar dönmeyi planlayan söz konusu Türk göçmen kitlesi, çeşitli nedenlerden dolayı ülkesine dönmeyerek Belçika’ya yerleşmiştir. 1967 yılında beş yaşında iken ailesiyle birlikte Belçika’ya göç eden birisi olmamız sıfatıyla, 58 yıl içerisinde elde edilen kazanım ve tecrübelere dayanarak bu çalışmayı yaparken verilecek bilgiler, hiç şüphesiz kaynak değerinde olacağını ümit ediyorum.

Göçün 50. Yılına girdiğimizde, göçmenlerin son halkası olan Suriyeli mültecilerin Belçika’ya göç etmeleri sonucunda Avrupa Birliğinin başkenti olan Brüksel şehri, %25’e oranına ulaşmasıyla, Batı ülkeleri içerisinde Müslümanların yaşadığı en kalabalık başkenti olma özelliğini kazanmıştır. Ancak para kazanma maksadıyla Batı’ya gelen bu göçmen kitlesinin zamanla dini, sosyal, kültürel ve eğitim alanında birçok ihtiyacı doğmuştur. Dolayısıyla Belçika’nın değişik şehirlerinde yaşayan göçmen Türk aileleri ve çocuklarının söz konusu ihtiyaçları yanında, eğitim ve sosyal alanda birçok sorunları oluşmuştur. Araştırmanın konusu ve kapsamı çerçevesinde sözünü ettiğimiz sorunların derli ve toplu bir şekilde ele alınması için sırasıyla, Belçika’daki Göçmen Türk Ailelerin Çocuklarına Davranma Sorunu, Göçmen Çocuklarının Sosyal ve Ahlaki Sorunları ile Göçmen Çocuklarının Eğitimini Menfi Yönden Etkileyen Faktörler başlıkları altında toplanılmıştır.

Yazımızın amacı, uzun yıllar Belçika’nın devlet okullarında Din dersi programı çerçevesinde eğitim ve öğretimle uğraşmamız nedeniyle[1] böyle hassas bir konuya temas ederek Belçika’daki göçmen ailelerinin sosyal problemlerini ele alıp incelemek, yaşadıkları farklı kültürlere ait toplumlarla beraberce yaşama olgusunu geliştirmek, göçmen çocuklarının yaşadıkları birçok sorunun yanında özellikle eğitim ve sosyal, alanındaki sorunlarına yapıcı çözümler üreterek, Belçika’daki geleceklerini inşa etmelerine katkı sağlamaktır. Çünkü Belçika’da yaşayan göçmen Türk ailelerinin ve çocuklarının sorunları ile ilgili olarak arz edeceğimiz konu, günümüzde eğitim ve sosyal alanda çözüm bekleyen önemli sorunlardan birisi olmuştur.

Bir taraftan çocuklarını yetiştirecek seviyede eğitim bilgi ve tecrübesine sahip olmayan ve çocuklarının geleceği konusunda endişeli olan anne ve babalar, diğer taraftan bilhassa Batı kültürüyle büyümüş ve yetişmiş, millî terbiyeden mahrum olan göçmen Türk çocuklarının sorunları…

Çalışmamızda kullandığımız yönteme gelince, sosyal bilimlerin nitel araştırma teknikleri uygulanarak, göçmen Türk ailelerin ve Belçika’da doğup, büyüyüp yetişen çocukların yaşadıkları sorunların nedenleri araştırılmış, değerlendirilmelerde bulunarak din eğitimi bilimleri açısından ilgili tespitler ortaya konulmuştur.

1. Konuyla İlgili Güncel Çalışmalar

Konumuzla ilgili yapılmış bazı çalışmalara değinmemiz bize fikir vermesi yönüyle önemlidir. Birkaçını kronolojik sıraya göre belirtmek istiyoruz:

  • Mustafa Tavukçuoğlu, Belçika’da Eğitim ve Din, Diyanet İlmi Dergi, cilt: 33, sayı: 1, yıl. 1997, Ankara, ss: 83-106.
  • Mustafa Tavukçuoğlu, Belçika’da Türk Ailesi ve Din Eğitimi, Mehir Vakfı Yay., İstanbul, 2000.
  • Mustafa Tavukçuoğlu, Belçika’da İslam Din Eğitimine Genel Bir Bakış, Din Eğitimi Araştırma Dergisi, Konya, ts., ss. 207- 224.
  • Mehmet Zeki Aydın, Belçika’da İlk ve Orta Dereceli Okullarda Din ve Ahlak Öğretimi, CÜİF Dergisi, yıl. 1999, sayı 3, Sivas, ss. 101-147.
  • Mehmet Zeki Aydın, Belçika’da İlk ve Orta Öğretimde Okutulan İslam Din Dersi Programları, CÜİF Dergisi, cilt: VII/1, Yıl 2003, Sivas, ss. 85-100.
  • Altay A. Manço, Göçmen Türklerin Belçika Eğitim Sisteminde Yeri, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, cilt:26, Sayı: 1, Sivas, 2002, ss. 61-68.
  • Cahit Gelekçi, Belçika’daki Türk çocuklarının Eğitim-Öğretim Yaşantılarında Karşılaştıkları Sorunlar ve Ayrımcılığa Yönelik Görüşleri, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmalar Dergisi, Bahar, Yıl.12, Ankara, 2010, ss.163-194.
  • Saniye Şahin, Hollanda’daki Müslüman Gençliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri, basılmamış yüksek lisans tezi, AIÜ., Rotterdam, 2006).
  • Nedim Bahçekapılı, Bir Neslin Kimlik Bunalımı, Academia Dergisi, sayı: 2, yıl: 2, AIÜ, Rotterdam, 2007.

Belirttiğimiz liste içerisindeki güncel çalışmalarda özetle; Belçika’da yaşayan Türk ailesinin sosyo-kültürel yapısı ve sorunları, din ve ahlâk eğitimi ve okutulan programların yanında, göçmen Türk çocuklarının eğitimde yaşadıkları iletişim ve entegrasyon sorunları ile karşılaştıkları ayrımcılık politikası gibi konular işlenmiştir.

2- Belçika’da Göçmen Türk Ailelerinin Çocuklarına Davranma Sorunu

Göçmen Türk ailelerinin yaşadıkları en önemli sorunlardan birisi, çocuklarına karşı yanlış davranma biçimidir. Genelde bu sorun, Türkiye’den Belçika’ya kırsal bölgeden gelmiş anne ve babalarının eğitim konusunda bilgisiz ve tecrübesiz olmasından kaynaklanmaktadır.[2] Bu eksiklik nedeniyle çocuğun herhangi bir hareketi veya bir sorunu karşısında nasıl tavır alacağını bilmeyen anne veya baba, çocuğa yüklenerek bazen yanlış davranışlar sergilemektedir. Olumsuz yönden çocukların psikolojileri etkilenmekte ve güven kaybına neden olmaktadır. Söz konusu ailelerin bu olumsuz davranışların tamamını sergilemeseler bile, en azından yanlış eğitim vererek çocuklarına karşı azımsanmayacak derecede olumsuz davranışlarda bulundukları gözlenmiştir. İşlediğimiz dersler akabinde bazı öğrencilerle yaptığımız özel görüşmelerde sözünü ettiğimiz olumsuz davranışların ve alışkanlıkların sergilendiği doğrulanmıştır. Aslında bunların bazen geleneğimizden kaynaklanan ortak davranışlar olduğunu söyleyebiliriz. Sözgelimi; a) Çocuğu Dövme Alışkanlığı, b) Suçsuz Yere Cezalandırma veya Suçundan Daha Ağır Bir Ceza Vermek, c) Çocuğu Azarlama, Aşağılama veya Ona Bağırma Alışkanlığı, d) Çocuklar Arasında Adaletsiz Davranmak, e) Çocuğun Sorduğu Soruları Cevapsız Bırakmak, f) Aile Tartışmalarını Çocukların Önünde Yapmak, g) Çocuğa Verilen Sözü Yerine Getirmemek, h) Çocuğa Karşı Yalan Söyleme veya Çocuğu Yalana Alıştırmak, g) Çocuğu Şımartmak, Her İstediğini Yerine Getirmek veya Suçlarına Göz Yummak, i) Çocuğa Aşırı Baskı Yapmak veya Sürekli Ambargo Uygulamak, j) Çocuğun Yanında Ahlak Dışı Sözcükler kullanmak, şeklindeki olumsuz davranışlarda bulunulduğu bir gerçektir.

Bilgisizlik, sorumsuzluk ve yanlış eğitimden kaynaklanan davranış ve alışkanlıklara maruz kalmış göçmen Türk ailelerin çocuklarında birtakım olumsuzlukların belirdiği görülmüştür. Söz konusu olumsuzlukları özetlemek gerekirse, çocuklarda aşağılık ve dışlanmışlık kompleksi, korku ve panik, sevilmeme ve ilgisizlik duygusu, kendisine adaletli davranılmadığı düşüncesi, ailesine karşı nefret ve intikam hissi, kötü muamele yüzünden evi terk etme veya uzaklaşma duygusuna kapılma, depresyona girme, şüphecilik, iki yüzlülük, yalan söyleme ve ahlak dışı sözcük kullanma alışkanlığı, güven ve cesaret kaybı, okulda başarısızlık gibi birtakım olumsuzluklar göçmen Türk çocuklarında saptanmıştır.

3. Göçmen Çocuklarının Sosyal ve Ahlaki Sorunları

Avrupa ülkelerinde özellikle de Belçika’da bir işçi ailesi olarak doğmuş ve büyümüş göçmen Türk çocuklarının sosyal, kültürel ve ahlaki sorunları olması tabidir.[3] Çünkü gencin yaşadığı ülkedeki şartlar ve kendisinden farklı kültür, dil ve din yapısına sahip bir toplumun içinde olması nedeniyle, zihninde oluşan çelişkilerin yanında yaşadığı iletişim sorunu onu kimlik bunalımına sokmaktadır.[4]

Yaşadıkları Belçika ülkesindeki kanunların güvencesi altında olduğunu bilen göçmen Türk çocukları, hayatın birçok alanında Batı toplumuna entegre olmaya teşvik edilirken kendi kimliğini korumak maksadıyla ailesinden öğrendiği dini ve milli değerlerini yaşamak istese bile, yaşadığı toplum ve arkadaşları çok defa onu farklı ortamlara itmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla söz konusu ortamlara itilen bazı Türk göçmen gençleri ahlaki ve sosyal sorunlar yaşamaktadır. Örneğin, Bir kısım gençler uyuşturucu kullanarak ve hırsızlık yaparak kötü arkadaşların kurbanı olan bazı suçlara ortak olmaları yüzünden hapse girmek gibi ciddi sorunları yaşamaktadırlar. Günümüz Belçika’sında çeşitli suçlardan dolayı 5 binden fazla göçmen Müslüman tutuklu olarak cezaevlerinde yatmaktadır. Tutukluların çoğu göçmen gençlerden oluşmaktadır. Göçmen gençlerin kötü alışkanlıklarından birisi de karşı cinse olan ilgiden dolayı flört etme alışkanlığıdır. Ergenlik çağındaki genç kızlar ve delikanlılar üzerine yapılan çalışmalar, bu tür ilişkilerin depresyona, alkol, uyuşturucu kullanımına hatta intihara teşebbüse sevk ettiğini göstermektedir. Çünkü karşı cinsten birine bağlanmakla ergen gencin ailesiyle ilişkileri bozulmakta, okuldaki performansı düşmekte ve aradaki problemlerden dolayı ayrılıklar vuku bulmakta ve sıkıntılar doğmaktadır.[5] Gençlerin öğrenmesi gereken en önemli konulardan biri cinsel birlikteliktir. Bu ancak aile ve toplum değerlerinin, dinin, örf ve geleneklerin belirlediği kurallar içinde olması gerekir.[6]

Ergen gencin, özellikle Batı okullarından veya farklı kültüre sahip bir çevreden edindiği çeşitli bilgiler ile önceden almış olduğu dinî bilgiler arasındaki farklılıklar sebebiyle, zihninde bazen dinî şüphe ve tereddütlerin[7] oluşmasına neden olmaktadır. Bazı göçmen gençlerin, şüphelerine cevap veren bilir kişiyi bulunmaması veya birlerine sormaya cesaret edilmemesi, dinden uzaklaşmalarına ve deizme kaymalarına neden olmaktadır. Ailelerin bu gibi sorunların aşılmasında onlara yardımcı olmaları çok önemlidir.[8] Özellikle gençlerde, sevgi unsurunun hâkim kılınması ve güven duygusunun verilmesiyle yeniden ailelerine ve topluma kazandırılmaları dinî ve insanî bir görevdir.[9]

4. Göçmen Çocukların Eğitimini Olumsuz Yönden Etkileyen Faktörler

Belçika’da göçmen çocukların sağlıklı eğitim almasını engelleyen veya belli düzeyde etkileyen bazı dış faktörler bulunmaktadır.[10] Bunları sırasıyla, Yayın Organları, Belçika’daki Misyoner Okullar, Göçmen Çevresi ve Kötü Arkadaş başlıklar halinde sıralamak mümkündür.

4.1. Yayın Organları

Ülkemizde olduğu gibi, bugün Belçika Avrupa’sında en etkin yayın organlarını sıralayacak olursak, televizyon dizileri, internet kafelerindeki oyunlar, sosyal medya gibi unsurlar yer almaktadır. Genel olarak göçmen Türk gençlerinin sahip oldukları kültür, Youtube görselleri ve internet oyunları yanında kullanılan Facebook Instagram WhatsApp, Twitter gibi sosyal medya programlarıdır. Göçmen çocuklarının derslerinde başarısızlığın en büyük nedeni, sosyal medyaya fazla vakit harcamaları dolayısıyla okul derslerini ihmal etmeleridir.
Diğer önemli sorun ise, internet kafelerin açıldığı günden beri, Belçikalı Türk gençlerinin buralarda vakitlerini fazlasıyla harcamaları, evlerine geç dönmelerine neden olmuş, dolayısıyla geç saatlerde yatma alışkanlığı başlamış, uyku düzenleri bozulmuştur. Genelde serbest büyüyen göçmen ailelerinin çocuklarında bu gibi sorunlar daha fazla olduğu gözlenmiştir. Bu tür sorunlar nedeniyle, göçmen çocuklarının okul derslerinde de anormal bir düşüş kaydedilmiştir.[11]

4.2. Belçika’daki Misyoner Okullar

Okulların eğitim konusunda çok önemli faktör olduğunu biliyoruz. Belçika’daki okullar iki kısma ayrılmaktadır. Bunlar ya devlet okulu ya da kilise okullardır.[12] Devlet okullarında, kilise okullarına nazaran ateist öğretmenler daha fazladır. Söz konusu öğretmenler, göçmen çocuklarının beyinlerini yıkamakta ve dinleri konusunda onları şüpheye düşürmektedirler. Katolik okullarına gelince,[13] bunların hedefi Hristiyan misyonerliğine dayalı eğitim faaliyetlerini sürdürerek göçmen çocuklarını dinlerinden soğutmak ve Hıristiyanlığı aşılamaktır. Bu okullarda halen okumakta olan Belçikalı Türk çocukları sözünü ettiğimiz iki cereyandan etkilendikleri görülmüştür. Dolayısıyla okulda verilen bilgilerin aileler tarafından kontrol edilmesi önem arz etmektedir.

Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde özellikle de Hollanda’da Müslüman göçmenlerinin resmi olarak açtıkları elli civarında orta/lise seviyesinde eğitimi veren özel okulları bulunmaktadır. Belçika’da ise, 1978 yılında yürürlüğe giren devlet okullarının ders müfredatında haftalık iki saat din ve ahlak bilgisi dersi, din eğitimi sorununa kısmen çözüm getirmiştir. Ancak bu tür okulların daha kapsamlı ve verimli bir eğitim verebilmesi için sayılarının çoğaltılması, din dersi öğretmenlerinin yetiştirilmesi ve ortak bir ders müfredatının geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.

4.3. Göçmen Çevresi ve Kötü Arkadaş

İnsan, sosyal yönü olan bir varlıktır. Çevre ve arkadaşlarıyla beraber yaşar. Bu beraberlik insanların birbirinden etkilenmelerini doğurur. Ancak ülkemizin çeşitli çevrelerinde olduğu gibi, Belçika’nın şehirlerinde özellikle başkent Brüksel şehrinde yaşayan Türk ailelerin yanı sıra başka kültürlere ait ailelerin de varlığı söz konusudur. Dolayısıyla dostluk kurulan aileler; her zaman haysiyetli, görgülü ve seviyeli aileler olmayabilir. Bu nedenle, orada yaşayan Türk gençlerinin irtibat kurduğu arkadaşları ve dostları arasında bazen sorunlu kişiler bulunabilmektedirler. Bu nedenle kötü arkadaşlarla dostlukları, zaman zaman oradaki Türk ailelerinin başlarına sorunlar açmakta ve çocuklarının eğitimlerini etkilemektedir. Bunu önlemek ve oradaki göçmen çocuklarının daha sağlıklı bir ortamda yaşayabilmeleri için çeşitli gençlik kuruluş ve teşkilatlarının açılması ve çoğaltılması önem arz etmektedir. Belçika’daki göçmenlerin bulunduğu şehirlerde açılan camiler, eğitim merkezleri, spor ve kültürel salonları, gençlik kulüpleri, bilgisayar kursları yanında, gençler hem din ve dillerini öğrenme imkânı bulmakta hem de yürütülen birçok yararlı faaliyetler sayesinde yetişmekte ve çevrenin kötü etkilenmelerinden bu şekilde kendilerini koruyabilmektedirler.

Sonuç

İkinci dünya savaşından sonra Batı Avrupa ülkeleri, medeniyetlerini tekrar inşa etmek için iş gücüne ihtiyaç duymuş, gelişmekte olan ülkelerle anlaşma yaparak işçi talebinde bulunmuştur. 1960-1974 yılları arası, Türkiye ve Fas başta olmak üzere Cezayir Tunus ve Balkan ülkelerinden çalışmak maksadıyla Almanya Fransa, Hollanda, Avusturya, Belçika gibi Batı Avrupa ülkelerine birçok insan göç etmiştir.

Belçika, 1 milyon civarında Müslüman göçmenin yaşadığı, yaklaşık 11 milyon ve yedi yüz elli bin bin nüfuslu küçük ve müreffeh bir Batı Avrupa ülkesidir. Göç hamlesine kapılarını sonuna kadar açan Belçika hükümeti, 1974 yılında aldığı siyasi bir kararla, İslam dinini Hıristiyanlıktan sonra Belçika’nın ikinci resmi dini olduğunu kabul etmiştir. Avusturya’dan sonra İslam’ı resmi din kabul etmesiyle Belçika’nın, diğer Avrupa ülkelerine model olduğu söylenebilir.

Göçün 50. yılına girdiğimizde, göçmenlerin son halkası olan Suriyeli mültecilerin Belçika’ya göç etmeleri neticesinde Avrupa Birliğinin başkenti olan Brüksel şehri, %25’e orana ulaşarak Batı ülkeleri içerisinde Müslümanların yaşadığı en kalabalık başkenti olma özelliğine sahip olmuştur.

Yalnız, para kazanma maksadıyla Batı’ya gelen bu göçmen kitlesinin zamanla dini, sosyal, kültürel ve eğitim alanında birçok ihtiyacı doğmuştur. Dolayısıyla Belçika’nın değişik şehirlerinde yaşayan göçmen Türk ailelileri ve çocuklarının söz konusu ihtiyaçları yanında, eğitim ve sosyo-kültürel alanda birçok sorunları oluşmuştur.

Sözü edilen sorunlar, Belçika’daki Göçmen Türk Ailelerin Çocuklarına Davranma Sorunu, Göçmen Çocuklarının Sosyal ve Ahlaki Sorunları ile Göçmen Çocuklarının Eğitimini Menfi Yönden Etkileyen Faktörler başlıklarıyla ele alınmıştır. Araştırmada belirtilen çalışmalardan yola çıkarak, araştırmacının Belçika’da yetişmiş olması nedeniyle sahip olduğu tecrübe ve birikim, edindiği kazanım ve gözlemleriyle, oradaki göçmen Türk aileleri ve çocuklarının yaşadığı sorunların nedenlerini araştırmış ve çözümler üretmeye çalışmıştır.

Belçika’da göçmenliğin dördüncü kuşağını yaşayan Türk aileleri, yaşadıkları sorunlara rağmen, sahip oldukları dinamiklerle varlıklarını sürdürmüş, farklı kültürlerle birlikte yaşama olgusunu geliştirerek, kendi nesillerinin geleceğini Avrupa’nın merkezinde inşa etmişlerdir.


[1] Dönmez Mustafa, Belçika’daki Müslüman Göçmenlere Hizmet Veren Manevi Danışmanların Eğitimi,
Türk Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Dergisi, yıl. 2021, sayı III, ss. 25-53, s. 31.

[2] Tavukçuoğlu Mustafa, Belçika’da Eğitim ve Din, Diyanet İlmi Dergi, cilt: XXXIII, sayı: 1, yıl: 1997, ss. 83-106, s. 88.
[3] Bkz. Gelekçi Cahit, Belçika’daki Türk çocuklarının Eğitim-Öğretim Yaşantılarında Karşılaştıkları Sorunlar ve Ayrımcılığa Yönelik Görüşleri, Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmalar Dergisi, Yıl. 2010, Bahar, Sayı.12, s. 195.
[4] Nedim Bahçekapılı, Bir Neslin Kimlik Bunalımı, Academia Dergisi, sayı: II, yıl. 2, IUE, Rotterdam, Yıl. 2007, s.10.
[5] Bkz. Sefa Saygılı, Ergenlik Sorunları, Elit Yay. İst., 2005, s. 104.
[6] Bkz. Tuncel Altın köprü, Genç Erkek Psikolojisi ve Cinselliği, Hayat Yay. İst., 2005, s. 252.
[7] Abdulkerim Bahadır, Ergenlik Döneminde Dini Şüphe ve Tereddütler, Hayati Hökelekli, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi adlı eserdeki makaleler, Ank. Okulu Yay. Ank., 2002, s. 269.
[8] Bkz. Mualla Selçuk, Çocuğun Eğitiminde Dini Motifler, s. 70-89.
[9] Bkz. Saniye Şahin, Hollanda’daki Müslüman Gençliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri, s. 38-52, basılmamış yüksek lisans tezi, IUE., Schiedam, 2006.
[10] Tavukçuoğlu Mustafa, Belçika’da İslam Din Eğitimine Genel Bir Bakış, Din Eğitimi Araştırma Dergisi, Konya, ss. 207- 224, s. 208.
[11] Detaylı bir şekilde bkz. Manço Altay A. Göçmen Türklerin Belçika Eğitim Sisteminde Yeri, C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs, Yıl. 2002, cilt. XXVI, Sayı. 1, s. 63-64.
[12] Aydın Mehmet Zeki, Batı Avrupa ülkelerinde Yaşayan Türkler için Din Görevlisi ve Din Dersi Öğretmenlerinin Yetiştirilmesi, Uluslararası Avrupa Birliği Şurası, sunulan bildiri, İstanbul, Yıl. 2000, s. 3.
[13] Aydın Mehmet Zeki, Belçika’da İlk ve Orta Dereceli Okullarda Din ve Ahlak Öğretimi, CÜİF Dergisi, yıl. 1999, sayı 3, Sivas, ss. 101-147, s. 3.

Önceki İçerik
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar