12.4 C
Bursa
28 Ekim 2025 Salı
spot_img

Tevhid

Allah’ın adıyla,

Allah’a hamd, Resûl’üne salât ve selam olsun.

Es-Selamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berakâtuhu.

Bu yazımda, Allah’ın bize farz kıldığı ve bütün peygamberlerin insanlığa ortak daveti olan, çok manidar ve ehemmiyet taşıyan bir kelime öğreneceğiz, biiznillah. Temeli olmayan bir yapının çökmeye mahkûm olduğu gibi, tevhidi bilmeyen bir kalp de batılla çürümeye mahkûmdur. Çoğumuzun duyduğu ama çok azımızın araştırdığı bir kelime. Evet, bizce mütevatirdir; ama ne acıdır ki insanlar sadece bu kelimeyi telaffuz etmekle yetinirler ve yine ne anlama gelir, neden öğrenmeliyiz, Allah neden emretmiş ve bütün peygamberler neden kavimlerini bu kelimeye davet ettiler diye hiç düşünüp araştırma yoluna koyulmazlar. Evet, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu kelimeyi söyleyeni cennette müjdelemiştir; ama anlayarak, yaşayarak, gereği gibi bu kelimeyle amel ederek yaşayanları cennetle müjdelemiştir. Bir misal verelim: Bir insan susadığı zaman, “su, su, su” derse susuzluğu gider mi? Tabii ki hayır; ihtiyacının kalkması için bizzat gidip su bulup içmelidir ki haceti giderilsin. Tıpkı bunun gibi tevhid de böyledir; çoğu insan sadece “la ilahe illallah” der, ama pek azı bu kelimeyi öğrenir ve yaşar. Tıpkı su misali gibi…

TEVHİD NE DEMEKTİR?

Tevhid, Arapçada “La ilahe illallah” şeklindedir. Türkçe karşılığı ise: “Yoktur hiçbir ilah, ancak Allah ilahtır.” demektir.

La: Yoktur
İlah: Kendisine ibadet edilen varlık

Şimdi izah edelim:
La İlâhe: Yoktur hiçbir ilah
İllallah: Ancak Allah ilahtır

Peki, neden “Yok” kelimesini başa getirdim? Sevgili okurlarım: La ilahe illallah, devrik yani kuralsız bir cümle olup yüklemi başta olan bir satırdır. Bu yüzden çeviride de “Yoktur” başa gelir. Peki, Allah neden “La” kavramını başa getirmiş? Zira bunun misali, kirli ve mikrop kapmış bir bardağın iyice yıkanmadan onunla su içmenin mümkün olmaması gibidir. Bardağı yıkamadan su içen kişi mikrop kapar, dimi? İşte bunun gibi tevhid de böyledir. Allah bizden ilk önce la ilahe diyerek bütün kirli put, batıl ilah ve inanışları kalbimizden silip yıkamamızı istiyor bizden. Daha sonra da illallah diyerek sadece O’na ibadet etmemizi istiyor ve emrediyor. Bu kelime iki cümle içeriyor:

  1. İlah yoktur (Nefy-İnkâr):
    Yani Allah’tan başka para, insan, nefis, makam, şöhret, kadın, güç, ideoloji, put vb. hiçbir şey ibadet edilmeye, yüceltilmeye veya teslim olunmaya layık değildir. Bu şekilde bütün sahte ilahlar reddedilmektedir.
  2. Ancak Allah ilahtır (İspat-tasdik):
    Yani gerçek ilah yalnız Allah’tır. Tüm ibadet, sevgi, korku, ümit, dua, teslimiyet ve kulluk yalnız O’na mahsustur.

İhtar!
Kur’an-ı Kerim’de Muhammed sûresinin 19. âyetinde, Allah bu kelimeyi bize farz kılmıştır ve öğrenmemizi emretmiştir.

Büyük İslâm âlimi Said-i Nursî Risale-i Nur kitabında der ki: Binaenaleyh Lâ ilâhe illâllah kelâmı, Esmâ-i Hüsnânın adedince kelâmları tazammun ediyor. Bu itibarla, şu kelime-i tevhid kelâmı, delâlet ettiği sıfatlar itibarıyla bir kelâm iken bin kelâm oluyor: Lâ hâlıka illâllah, lâ fâtıra, lâ râzıka, lâ kayyûme illâllah gibi… Binaenaleyh, terakki etmiş olan zâkir bir zât, bu kelâmı söylerken içindeki binlerce kelâmları söylemiş oluyor.

İslâm âlimleri, Kur’an-ı Kerim’e dayanarak tevhidi 3 başlık altında sistemleştirmişlerdir. Bu sayede daha iyi anlıyor, ezberliyoruz.

1- RUBÛBİYYET TEVHİDİ (Rablıkta Birleme):

Anlamı: Allah’ın yaratma, yaşatma, rızık verme ve yönetme gibi fiillerinde tek olduğuna inanmak.

Ayet:
“Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de O’na aittir.” (A’râf, 54)

Örnek: Yağmurun yağması, güneşin doğması, insanların ve hayvanların rızkının verilmesi yalnız Allah’ın kudretiyle olur.

2- ULÛHİYYET TEVHİDİ (İbadette Birleme):

Anlamı: İbadeti, duayı, secdeyi, namazı, orucu, zekâtı, kurbanı ve hac gibi kulluğun tüm şekillerini yalnız Allah’a yöneltmektir.

Ayet:
“O’na ibadet edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (Nisâ, 36)

Örnek: Namaz kılmak, dua etmek, secde etmek, oruç tutmak, zekât vermek, hac ve kurban adamak gibi ibadetler yalnızca Allah için yapılır.

3- İSİM VE SIFAT TEVHİDİ (Allah’ın Sıfatlarında Birleme):

Anlamı: Allah’ın isim ve sıfatlarını mahlûkata benzetmeden, eksiltmeden, değiştirmeden kabul etmek ve onları başka varlıklara vermemektir.

Ayet:
“En güzel isimler Allah’ındır. O hâlde O’na bu isimlerle dua edin.” (A’râf, 180)

Örnek: Allah’ın “El-Hakem, El-Alîm, El-Mutekebbir” gibi isimleri sadece O’na aittir; kullara bu sıfatları vermek ise, Allah korusun, kişiyi şirke götürür.

Tevhid için bazı ayetler: Yusuf 40, Kehf 26, Mümtehine 4, Zâriyât 56, A’râf 54, Bakara 107, Maide 50, Şûrâ 21, Kâsâs 88, Bakara 170-171, Bakara 163, Tevbe 31, Zümer 17, Nisâ 59, Nisâ 76, Nisâ 60, Yusuf 106, Âl-i İmrân 64, Bakara 255, 257, 257… vb.

TEVHİDİ ANLAMAK İÇİN BİLMEMİZ GEREKEN BAZI KAVRAMLAR:

  1. Rab: Terbiye eden, yöneten… demektir. Tek Rab Allah’tır. (Fâtiha sûresi, 2. âyet)
  2. İbadet: Boyun eğmek, kul olmak, mutlak itaat, dua, adak, mutlak korku ve mutlak sevgi gibi… Bunlar ibadettir. Doğal korku ibadet değildir ve günahı da yoktur; Allah bize imtihan için vermiştir. Örneğin yılandan korkmak, insanlardan bazen korkmak vb. Ama mutlak korku ibadettir ve mutlak korku ancak Allah’a karşı olur. (Fâtiha sûresi, 5. âyet)
  3. İlah: Kendisine ibadet edilen varlıktır. İnsan nefsini, malını da ilah edinebilir ve bu şekilde Allah’a şirk koşmuş olur. Biz la ilahe illallah diyerek sadece Allah’ı ilah kabul ediyoruz. (Bakara sûresi, 163. âyet; Furkan 43)
  4. Şirk: Allah’a ortak koşmak. Örneğin putlara tapma, mal ve para gibi şeyleri Allah’tan daha çok sevme, Allah’a ait isim ve sıfatları başkalarına verme… (Nisâ 116)
  5. Müşrik: Allah’a ortak koşan insan.
  6. Küfür: Allah’a inanmamak ve inkar etmek. Mesela şeriatı istememek ve Allah’ın ayetlerini saklamak da bir küfür çeşididir.
  7. Kâfir: Allah’a inanmayan kişi.
  8. Tuğyan: Allah’a karşı haddi aşma.
  9. Tağut: Allah’a karşı haddini aşan her varlık, Allah dışında ibadet edilen her şey ya da insanı Allah’a ibadet etmekten alıkoyan her şey. Örnek: Şeytan, kahinler, sihirbazlar, Allah’ın hükmünü sevmeyenler vb. (Zümer 17, Bakara 256, 257)
  10. El-Melik: Mülk sahibi olan demektir ve Allah’ın bir ismidir.
  11. Mâlikü’l-Mülk: Mülkün ebedî sahibi demektir.
  12. El-Hakem: Hükmeden ve en iyi hükmü veren demektir ve Allah’ın bir ismidir. (Yusuf sûresi, 40. âyet; A’râf 54; Kehf 26)
  13. El-Hakîm: Hikmetli iş yapan ve hikmetli hüküm veren demektir. O da Allah’ın bir ismidir.
  14. El-Velî: İman edenlerin dostu demektir. Allah’ın bir ismidir. (Bakara 257. âyet)
  15. El-Vekîl: İşlerin kendisine bırakıldığı demektir. Yine El-Vekîl de Allah’ın bir ismidir.

Sevgili okurlarım, tevhidi öğrenince insanları tekfir edip tekfir hastalığına yakalanmayalım. Allah’ın bizden istediği şey insanlara İslam’ı tebliğ ve tebyin etmektir. Yoksa biz birine “sen kâfirsin” diyerek onu küfür karanlığında bırakmakla ona bir iyilik yapmış olmuyoruz. Bize düşen İslâm davamızdan asla vazgeçmemek, tatlı ve yumuşak bir üslupla insanları İslam’a çağırmak ve onların yanlışlarını düzeltmek, onları İslam’a ısındırmaktır. İşte Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de tam bunu yapıyordu…

Unutmayalım ki tebliğ ve tebyin her zaman tekfirden üstündür.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar