Hepimiz çocuklarımızın düzgün bir ahlak üzere yetişmesini arzu eder ve manevi değerlerden bihaber olmamasını isteriz. Lakin bir çocuğa dini değer ve kaideler anlatılırken nelere dikkat edilir biliyor muyuz? Teorik olarak bilsek dahi acaba bu hususları hakkıyla yerine getirebiliyor muyuz? Ya da, “Çocuğum ahlaklı bir birey olsun yeter bunun din ile ne ilgisi var” mı diyoruz?
İşte bir çocuk tam da bu şekilde dinden soğur ilk kez. İleriki yaşlarında da Allah’a karşı şükür ve minnet duygusunu yavaş yavaş kaybetmeye başlar. Oysa bu mantık çocuğun inanç özgürlüğünü kısıtlamak değil midir?
Önemli olan, çocuğumuza dinden soyutlanmış bir ahlak sistemi öğretmek değil, din ile iç içe geçmiş dünyevi bilgileri öğretmek, zaten tüm ahlak algoritmalarını içinde barındıran din öğesinden soğutmadan çocuğumuzu yetiştirmek ve fıtri inanma duygusunu yok etmemektir.
Peki çocuğumuzu dinden soğutmadan nasıl eğitim vermeliyiz?
Öncelikle çocuğun yaşına, zekasına ve gelişim özelliklerine dikkat ederek dini eğitim başlatılmalıdır. Eğer 15 yaşındaki bir çocuğa anlatılacak dini öğretileri 5 yaşındaki bir çocuğa anlatırsak, çocuk bazı soyut kavramları haliyle idrak edemez ve anlayamayacağı için son tahlilde dinden sıkılıp soğuyabilir.
Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v) “İnsanlara akılları ölçüsünde söz söyleyiniz…” (Buhari, İlim, 4) buyurarak bu gerçeği bizlere hatırlatır ve önemini vurgular.
Diğer önemli bir konu Üslup! “Yalan söylersen Allah seni yakar” , “Annenin sözünü dinlemezsen Allah seni sevmez” veya “Namazını kılmazsan cehennemde yanarsın” gibi cümleler, yıllardır ülkemizde yankılanan cahil insan sözleridir. Nitekim bir çocuğu dinden nefret ettirmek için bunlardan daha iyi cümleler kurulamaz. Her ne kadar niyet çocuğumuzu günahtan ve hatadan sakındırmak da olsa, korkutarak verilen hiçbir eğitim kalıcı olmayacağı gibi tahkiki de olmaz.
“Sen onlara sırf Allah’ın lütfu sayesinde yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi.” (Al-i İmran/159)
Bir diğer önemli konu ise, çocuğumuza anne baba olarak iyi bir rol model olmak! Örneğin çocuğumuza “Sadaka verelim” demektense onun yanında sadaka vermek, “Kitap oku” demektense, onun yanında hiçbir şey söylemeden açıp bir kitap okumak hiç şüphesiz sözlerin etkisinden çok daha tesirli uygulamalardır.
Çocuğumuza sevgi temelli değil de korku temelli, yumuşak bir üslupla değil de kızıp bağırarak, oyunlarla ve şarkılarla değil de sıkıp bunaltarak bir din eğitimi verirsek o çocuk sadece dinden soğumaz, bir bakarsınız nefret eder, yetmez bir de düşmanlık eder.
Manevi kıyafetlerimizi çıkartalı ve üstüne basalı çok oldu maalesef… Yanlış dini telkinler ve öğretiler, korku temelli yaklaşımlar, filmlerde ve kitaplarda verilen hacı-hoca tayfasının cahil ve sapık olması gerektiği mesajları şu an pek çok kişinin namaza nefret ile bakmasına, Kur’an sesi duymasına dahi tahammül edememesine ve son kertede ateist ya da deist olmasına neden olmadı mı? Oldu!
Dini doğru okumak, doğru öğrenmek, doğru yaşamak ve doğru yaşatmak dileği ile…