Bir şey sorabilir miyim? Çocuk dediğimizde aklınıza ilk olarak ne geliyor?
Cevapları zihnimde şuan az çok duyar gibiyim. Çocuktur ne yapsa yeridir. Çocuk hep oyun oynar. Etrafı dağıtır. Arkadaşlarıyla hep didişir. Söz dinlemezler yada tam tersi uslu uslu otururlar vs… Evet, çocuklar bunların hepsini yaparlar ama neden yaparlar, o an akıllarından neler geçiyordur, neler düşünüyorlardır acaba tam da o anlarda…
Akıllarından geçen şey ise sadece keyifli bir şekilde vakit geçirip hayallerinde kurdukları dünyalarını tebessümkâr bir şekilde hayata geçirmeye çalışmanın biricik tadı olsa gerek.
Ömürlerinin bu en güzel döneminde onlara her durumda bir anne, baba olmanın yanında, yerine göre arkadaş olup yerine göre sadece oyun oynayacağı bir oyun arkadaşı olmak artık geleceği şekillendirmenin temel taşlarından biri haline geldi. Tabii, geleceği şekillendirmek için önce büyükler olarak kendimizden, kendi hayal dünyamızdan başlamamız gerekiyor. Direkt gel evladım bak bu böyle, şu şöyle demek anlamsız maalesef, çünkü çocuk kendisine söylenilen şeyi değil, gözüyle gördüğü şeylere daha fazla ilgili olup zihninde davranışsal bir kodlama yapıyor.
İlk eğitim yeri olan aile içinde, davranış, ahlak kuralları vs… herşeyin temelini tam da burada görüyor. Dikkat edin duyuyor demiyorum. Görüyor!!! Ve çocuk gördüklerini aynen uygulama başlıyor, zaman geçtikçe uyguladıkları ile hayal kurma kapasitesi artıyor ve ortaya fırından yeni çıkmışçasına harikulade gerçekleştirilmeye hazır hayaller çıkıyor. Hayaller oluştukça daha fazla ürün çıkıyor, ürün çıktıkça çocuktaki özgüven seviyesi yükseliyor. Özgüven yükseldikçe de ahlak eğitimiyle beraber geleceğin doktorları, öğretmenleri, alimleri belki de astronotları yetişiyor.
İMAM GAZZALİ çocuk eğitimi hakkında;
”Ne zaman çocukta güzel bir ahlak, iyi bir fiil görülürse, bundan dolayı çocuğu mükafatlandırmak, çocuğa ikramda bulunmak, çocuğu sevindirecek şekilde davranmak gerekir. Onu insanlar arasında bu fiilinden dolayı övmelidir.”
JEAN PİAGET ise;
“Ailenin koyduğu güvenli sınırlar içinde çocuğa seçim yapma özgürlüğü mutlaka tanınmalıdır. Çünkü çocuk ancak bu sayede özerklik duygusunu kazanacak ve benlik gelişimi güçlenecektir. Çocuk, toplumsal kurallar içinde bazı şeyleri yapmayı öğrenirken utandırılmamalı ve cezalandırılmamalıdır. Utanç ve suçluluk duygularını yoğun olarak yaşayan çocuklar, bu dönemi sağlıklı bir şekilde tamamlayamaz.”
Son olarak çocuk bu yolda hatada yapsa hatalar üzerinden ders verebilmek bile önemli bir olgudur. Hatasız insanın mükemmel olmadığını, hata yaparak doğruya ulaşmanın güzelliğini rol model olarak bizim göstermemiz gerekecektir. Bu model olma durumu ise hiç bir zaman bitmeyecek bir yolculukla sürekli devam edecektir.
Unutmamak gerek. Çocuklar bizi görüp iyi yönde yada tam aksine olan durumlarda örnek aldıkça bir beden formunun aslında farklı farklı kopyaları oluşmaktadır. Bu da ülkemizin ve dünyamızın, temel olarak ise neslimizin istikametini ve inşasını tayin etmek demektir.
Bu yolda örnek olarak yürüyenlere selam ederim…