14 C
Bursa
27 Temmuz 2024 Cumartesi
spot_img
Ana SayfaToplum - YaşamKeşke Demeseydik Keşke

Keşke Demeseydik Keşke

Sevgili apartman komşum, O kokmuş ve kirli tomar yapılmış halıyı benim geçtiğim, insanların geçtiği yola koyamazsın. O çöp poşeti niçin sürekli ortak alanda duruyor ve evinden atmak için acele ettiğin atıkların, insanların ayaklarına neden dolaşıyor? Hemen biraz ötede konteyner var, yürü de ayakların açılsın.

Sevgili genç adam, elindeki yediğin böreğin kağıdını yanından geçtiğin çöp kutusuna atman mümkün, birazcık vicdanını çalıştırırsan yürüdüğün yol, sana tekrar lazım olacak. Yolun da, temizleyenin de hakkı var üzerinde ve dahi kamunun malı evin değil, bu kadar özgürlük de özgürlük değil, medeniyetsizlik.

Şoför bey kullandığın araba pahalı ve lüks olabilir ama bu sana yolun magandası olma hakkı vermez, hele de argo küfürler etme, karşındakini küçük görme acziyetine götürmez. İnsan canından aziz bir şey yok, mal da canın yongasıdır. Sakin kalmak erdemi, insan olana çok yakışıyor.

Parka çocuklarını getirmiş hanımefendi, çocuklar ağaçları sallıyor, oyuncaklara, salıncaklara, çiçeklere zarar veriyor keşke yanındaki arkadaşına verdiğin dikkati çocuklarının verdiği zarara da verip ikaz etsen. Devlet malıdır ve cümle çocuklar için yapılmıştır hatırlasan ne iyi olur.

Sadece karşısındaki kıymet bilsin diye bekleyen çok kıymetli teyze, kıymet vermek, verince geri dönen bir şey ve ihtimam içeren bir fedakarlık gerektirir. Feda etmeyenin karı olmuyor. Çok da zahmetli değil azıcık samimiyet, biraz da değer versen emin ol geri döner.

Evlatları gelsin diye bekleyen anne, geldiklerinde özlem dolu sevgini dile getiremesen de, sarılabilirsin. Sadece anneler mi özler evlatlarını, sadece annelerin mi sevgiye ilgiye ihtiyaçları var, evlatlarında var. Ama merhametin pınarını ilgisizlikle kurutan, diline bedduadan başka pelesenki oturtmayan annelerin ayaklarının altında değil cennet.

Sevgili güzel kız, yakışıklı delikanlı, demek şimdi kimseye ihtiyacın yok öyle mi? Gençliğin ne kadar kısa ömürlü bir sermaye olduğunu zaman sana öğretecek azıcık sabret. Oğlun kızın olsun hele, bak bakalım nasıl beklermiş insan, emeklerinin, sevmelerinin, en güzel anlarının sahibi olan göz nurlarını. Elbet saçlarına ak, dizlerine dert, gönlüne kaygı düşer, düşmesin de, hayat biraz da böyledir. Geleceğe bir şeyler bırakmak gerek. Heybene hep rahatlık, mutluluk atamazsın. Bunlar çabayla gayretle gelir insana, yorulursun ama etrafın dolu kalır.

Zenginliğiyle mağrur olan adam, geçmez mi zannediyorsun ömür, bitmez mi sanırsın makam, mevki, para, şöhret. Öyle olsaydı parayla oynayan insanlar mutluluktan ölmeliydi, halbuki bir çoğu yalnızlıktan ölüyor. Mezarlıklardan yükselen keşkeleri duyabilseydin keşke.

Şikayeti kendisine alışkanlık etmiş olan kalbi kinden kararmış haset edici, senin şikayet ettiğin şeyler belki de çok kişinin ömrünü bile verebileceği hasretleridir kim bilir. Bilmelisin ki kıymetini bilmediğin her şey elinden alınır. Kanaat gibi hazine yoktur, müsaade et gönlüne girsin. Elindekiler, çalışmakla elde edilen şeyler değildir çok kez. İmtihanındır belki de.

Gafletin pençesine duçar olmuş insan, hem hayatın her nimetinden yararlanmak, hem her günahı işlemek, hem bütün güzellikler sende olsun istersin. Sınırları vardır hayatın. İsyan ederek cennet istenmez. Allah affeder ama kapısına gidersen, emrine boyun eğip, yasağından kaçarsan Müslümansın. Hem sınırsız haz hem sınırsız cennet olamaz. Öyle olsaydı niçin canından, malından, evladından, vatanından oluyor Gazze’deki Müslüman. Niçin savaşıyor? Niçin aç? Niçin sefil, perişan? “Cennet ucuz, cehennem dahi lüzumsuz değil.”

Eğer toprak isen kazmayla yarılır karnın, çiğnenir, ekilir, biçilir hasat edilirsin. Fıtratın vermektir, cömertlik ve vefa gerektir sana. Çünkü içindedir bütün nimetlerin nüvesi.

Eğer ağaçsan, kuşlara kızamazsın üzerine konup göçtüklerinde. Güneşe, rüzgara darılamazsın, sitemin olmaz mevsimlere. İlkbaharı beklediğin gibi yazı bekleyemez, sonbaharı yargılayamazsın göç mevsimidir çünkü. Meyvelerin olgunlaşır, toplanır, yaprakların sararıp dökülür, kızamazsın.

Çok güzel olabilirsin ama çirkinlere borcun var kocaman hem de. Onlar olmasa ne kıymetin vardı ki. Kim bilirdi ki seni. Ahu gözlerin, tatlı sözlerin bir koca düş olur, nihayeti fani ya bütün güzelliklerin.

Sağlıklıysan hastalara bir bak sabahı nasıl bekliyorlar? Fuzuli gibi, “Şeb-i yeldayı müneccimle muvakkıt ne bilir, Müptela-yı gama sor kim geceler kaç saat?” Sağlıktan büyük servet yok. Huzurun da ibadetin de, mutluluğun da onunla kaim. Bedenin ve ruhun yaratanla barışırsa, mutmainsin yoksa deliliğin sınırlarını zorla dur. Ne dünyan dünya ne ahiretin ahiret.

Nasıl bir duygudur genç olmak? Sanki bitmez, sanki terk edip gitmez sanır bedeni dimdik, tuttuğunu koparan, okuduğunu anlayan, anladığını söyleyen, ayaklarında güç, gözlerinde fer, ellerinde ter olan genç. Gönlü güzele meyleden genç “Eline, diline, beline sahip ol!!”

Dünyada yaşıyorsak bir bedeli var var olmanın. öğrenmeden, sevmeden, saygı duymadan, güvenmeden olmaz. Salt mutluluk ve huzur yok dünyada.

Ne garantisi var hayatın ne provası, sadece sınanırız burada ve sadece geçiyoruz.

Aslı şudur ki yaşamanın; “Ve ma halektul cinne vel inse illa liyağbudun- Ben cinleri ve insanları bana kulluk etsinler diye yarattım” (Zariyat Suresi, 56. Ayet)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

7 YORUMLAR

  1. Sevgili hocam
    İnsan yaptığı her işi sorgulamalı,
    Her işte Allah ın rızasını aramalıdır.
    Böylece keşkelerimiz daha az olacaktır inşallah

  2. Ne zaman özümüzden uzaklaştıysak o zaman dilimizde keşkeler, aklımızda belkiler ve gönlümüzde önünü alamadığımız yıkıntılar bıraktık. Rabbim kaleminizin kuvvetini daim etsin canım hocam 💐

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Ümmü Gülsüm Solmaz yorumladı Cennetin Kuşu Gazze
Cemile yorumladı Cennetin Kuşu Gazze
Büşra yorumladı Temmuz Sıcağında
Cahide yorumladı Uyuyan Güzel Rim
İhsan yorumladı Temmuz Sıcağında