18 C
Bursa
24 Eylül 2023 Pazar
spot_img
Ana SayfaKıssalarSizin Dininiz Size, Benim Dinim Bana!

Sizin Dininiz Size, Benim Dinim Bana!

(…)

Allah’a iman etmek ona güven veriyor. Her vakit için camiye koşa koşa gidiyor, “Rabb beni bekler!” naralarıyla gönlündeki çiçekleri yeşertiyor. Onu sokakta heyecanlı heyecanlı koşarken görenler, “Nereye?” diye soruyor. “Sevgiliye,” yanıtını alan mahalle halkı başta ayıplıyor, daha sonra Ahmet’in cami avlusundan içeri girdiğini görünce pişmanlık hissiyatına esir oluyor.

Bir gün öğle namazını eda ettikten sonra camiden çıkan Ahmet, yolda gördüğü okul arkadaşına selam veriyor.

“Ooo, Selamun Aleyküm Fırat, nereye böyle?”

“Sümbül Caddesinin çocuklarıyla maç yapacağız, Ahmet. O Kâzım denen velede gününü göstermeye gidiyorum.”

Ahmet kaşlarını çattı. “Ne yaptı ki sana?”

“Geçen haftaki maçta kaleciydim, tam üç gol yedim onun yüzünden. Bu defa yenilginin tadını o çıkarsın bakalım!”

“Oyun oynuyorsunuz Fırat, savaş yapmıyorsunuz. Yenmek de var yenilmek de. Ne bu kin?”

“Savaşıyoruz! Yeneceğim o bacaksızı.”

“İnsan, hırs yaptığını ancak ona yenik düşünce anlıyor. İnşallah bu kirli duygudan bir an önce arınırsın arkadaşım.”

Fırat, Ahmet’in söylediklerine sessiz kalıyor ama içten içe onunla alay ediyordu. “Görmediği biri için her ezanda oyunu bırakıp yerlere yatmak için kaçan korkak Ahmet!” diyordu.

Çocuk, Ahmet’i hep olduğu gibi baştan ayağa süzdükten sonra müstehzi bir gülüş ile şunları söyledi:

“Ne buluyorsun şu namazda, anlamıyorum ki! Gelip bizimle izmarit toplasana.”

Ahmet ise arkadaşını incitmekten imtina eder bir tavırla, “Herkes Allah’ı anmanın önemini idrak edebiliyor olsaydı, cehennem boş kalırdı.” diye yanıtlıyor. “Elbette O’nu bazıları anlayacak, bazıları anlamayacak ki cennette de halk olsun, cehennemde de.”

Bu sözler üzerine Fırat, “Hani cennet, hani cehennem, göstersene!” diyor. “Hani neredeler, göremiyorum.”

“Ben de göremiyorum ancak görebilene iman ediyorum. Cennet ve cehennem, bu dünyadan göçtükten sonra varacağımız yerlerdir. Bizi yaratan söylüyor… İyilik yaparsan mükâfatı, kötülük yaparsan cezası var. Yer yüzünde dengeyi sağlayabilmek için koyulmuş kanunları en basit haliyle böyle anlatabilirim sana.”

“Ben gözümle görmediğim şeye inanmam arkadaş!”

“Mesele de zaten göremiyor olmaya rağmen inanmak ya. Eğer görebiliyor olsaydık, şüphesiz herkes inanırdı. İmtihan, görememek üzerinden işliyor.”

“Ya yoksa?”

“Var. Evrene bakarsan, tabiatı incelersen; bunca güzelliğin, bunca çeşitliliğin bir denge unsuru çevresinde, bir yaratıcı olmadan işleyebilesinin mümkün olmayacağını görürsün. Siz inanmayanlar, göremediğiniz için inanmamayı mantıklı bir hareket olarak savunuyorsunuz ama tabiatı inceleyip, akledip de inanmayı mantıksızlık olarak yorumluyorsunuz. Şunu unutma arkadaşım, görebiliyor olsaydık inanmanın hiçbir hükmü kalmazdı. Esas değerli olan, görmeden inanmak.”

Fırat ikna olmamıştı. “Neyse Ahmet, bıraksam akşama kadar böyle anlatırsın. Sen inan, ben inanmıyorum. Yeter ki artık git, başımı şişirme. Ben bu masalları çok dinledim.”

“Senin masal olarak gördüğün şey, benim bu dünyadaki var oluşumun kaynağı. Hayatı yaşama; günümü, her anımı planlama rehberim. İster inan, ister inanma. Bütün kâinatı yaratan yüce kudretin, kimsenin ona inanmasına ihtiyacı yok. Eğer ‘Ol’ deseydi, şüphesiz herkes inanırdı. O, sen inansan da inanmasan da vardı, sonsuza dek de var olacak. Bak, benim Rabbim ne diyor?”

“Söylesene, merak ettim şu zırvalıkları…”

“Haşa, zırvalık falan değil. Apaçık gerçekler bunlar. Al işte, İsra suresinin 107. Ayeti…” dedikten sonra besele çekip yüce ayeti okudu.

“De ki: Siz ona ister inanın, ister inanmayın; sizin iman etmeniz ona hiçbir şey katmaz.”

“Böyle bir serbestlik varsa, ben inanmamayı tercih ediyorum.”

“Gerçekleri duymak bir marifet değildir ama sindirebilmek, kabullenebilmek erdemli bir kişilik gerektirir. Hakikate inanç, bir güzelliktir. Sen kendini bile isteye bu güzellikten mahrum ediyorsan, kaybetmeyi göze alıyorsan, artık her söz lafügüzaftır.”

Fırat, daha Ahmet’in lafını bitirmesine bile müsaade etmeden arkasını dönüp gitti. İşte böyledir, inanmayanlar, inançsızlığın ağırlığını, “dinlemek istemiyorum” kılıfına uydurur ve en sonunda çekip giderler. Elbette bu hak da onlara, yaratıcı tarafından verilmiştir fakat onlar bunu bilmezler.

“Sizin dininiz size, benim dinim banadır.”

(Kâfirûn suresi, 6. Ayet.)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,335TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Popüler İçerikler

Duanız Olmasa

Garip Bir Kızın Duası

Kadın

Son Yorumlar

Gürkan Güvenç yorumladı Hoşgörü Üzerine
Bahri yorumladı Hoşgörü Üzerine
Zübeyde Asya yorumladı Medh-i Nebi
Zübeyde Demir yorumladı Âlem-i Rü’yâ
Gaffar_cey yorumladı Evrensel Kanayan Yaramız Göç
Aslı yorumladı İslam Görünmek İster
Zeynep sarıyıldız yorumladı İslam Görünmek İster
Serhan karaca yorumladı Mütevahhid’in Toplumsal Yansımaları
ERDAL ÖZAYDIN yorumladı Âlem-i Rü’yâ
Zeynep sarıyıldız yorumladı Kurban Ola
aGc yorumladı Şükranla Yaşamak
Ümmü Gülsüm yorumladı Bedel Ödemek
Ümmü Gülsüm yorumladı Bedel Ödemek
Ümmü Gülsüm yorumladı Bedel Ödemek
Rukiyeidil yorumladı Bedel Ödemek
Ayfer hasar yorumladı İnsan Derler Nedir Bildin mi Sen
Habibe erdem yorumladı Bedel Ödemek
Süreyya Sakik yorumladı Bedel Ödemek
Ümmü Gülsüm yorumladı Bedel Ödemek
Melike sezan yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Emine B. yorumladı Bedel Ödemek
Rukiye idil aktaş yorumladı İnsan Derler Nedir Bildin mi Sen
Derya solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
ERDAL ÖZAYDIN yorumladı Ah O Eski Ramazanlar
Mücahide yorumladı Kul Rabbini Bilecek mi
nisanur yorumladı Kadın
Güneş Yüksel yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Mushab yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Emine B. yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Rukiye idil yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Ümmü Gülsüm Solmaz yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Şahin yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
Habibe erdem yorumladı Muhammed (s.a.v.) Üzülmesin
mehmetaluc yorumladı Deprem
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ümmügülsüm solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Süheyla Durna yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ahmet Solmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Esra Göçmen yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Kadriyle yılmaz yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Şahin erdem yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
ümmügülsüm yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
ümmügülsüm yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Ümmügülsüm yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Rukiyeidil yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Güneş yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Habibe erdem yorumladı Lütfun da Hoş Kahrın da
Amine yorumladı Kadın
Serdal Akçay yorumladı İslam Birliği ve Ümmet Gençleri
Metin Yıldırım yorumladı Gönlünü Kirletme
İremsu Ş yorumladı Gerçekten de Dinde Zorlama Yok mu
İdil İdil yorumladı Hem Âfâkta Hem Enfüste
Onur yorumladı Rızkın Şifreleri
Fırat yorumladı Bir Dünya Uğruna
Mehmet Nuri YAZICI yorumladı Ademoğlunda Olması Gereken Artı Uçlar
İnci Özmen yorumladı Merhamet
Zahide küçük yorumladı Merhamet
Mehmet Nuri YAZICI yorumladı Çocukların Tanrısı
mehmetaluc yorumladı Fevkalbeşer
ismet yorumladı Çocukların Tanrısı
Pınar yorumladı Göz Toprağa Bakar
Erdal ÖZAYDIN yorumladı Adına Nefs Dedik
ESMA CAN YORGUN yorumladı Mübarek Aylar
Zehra yorumladı Binbir Düşünce