2.5 C
Bursa
14 Aralık 2024 Cumartesi
spot_img
Ana SayfaGenelİslam’a Buğz Etmek

İslam’a Buğz Etmek

Şimdi sizlere bu bahsi açıyor olmak şahsıma çok utanç verici geliyor. Düşündükçe hâyâ ediyorum, boynum bükülüyor, elim ayağım çekiliyor. Daha önce hiçbir olaydan bu denli etkilendiğimi hatırlamıyorum.

Benim gibi liseli bir arkadaşın ateist olduğunu öğrendim geçenlerde. Açıkça söylemeliyim ki hiç mi hiç şaşırmadım çünkü zaten apaçık “Ben Allah’a inanmıyorum!” diye bağırana kadar daha evvel de pek çok kez inanmadığından şüphe ettiren sözlerde bulunmuştu. Zira o kadar kendini bilmez hareketleri vardı ki Müslüman olması tahmin edilebilir değildi.

İnanmıyor olmasına gerçekten çok üzülmüştüm. İnanç bizim için öyle gelir geçer bir kavram değil, pekâlâ önemseriz hani. Ve İslam inancı da hakikat yerine geçer düşüncemizde. İşte bir insanın, daha da acısı değerleri elinden koparılmış bir Türk gencinin “İnanmıyorum” demesi yürekleri parçalayan cinsten büyük bir acı.

Dedim ya, inanmıyor olmasına gerçekten üzüldüm ama bizim inancımızla dalga geçtiğini görünce kontrolümü kaybediyor gibi oldum. İnancımıza, Yüce Allah’a, Peygamberlerimize nice alçak küfürler ve hakaretler ediyor, içinde ne kadar kin ve nefret varsa sözcükler aracılığıyla boşaltmaktan çekinmiyordu. İşte bu o kadar yaraladı ki beni. Henüz on beşli yaşlarda, hayatının en baharında olduğunun ve fikirlerinin yeni yeni oluşmaya başladığının, ayrıca eline bir tek kitap alıp okumamış olduğunun farkında olmadan bildiğine bilmediğine küfrediyordu.

Geçtiğimiz Ramazan ayında biz oruç tutarken bizimle dalga geçmek gayesiyle gün boyu oruç tutup, iftara üç dakika kala bozuyormuş orucunu. Kendisi söyledi. Vallahi bu ne keder, bu ne gam… Yası tutulası.
Hani internette sürekli önümüze düşen üç beş yalancı profesör var ya. Hani şu inançsızlıklarıyla gurur duyanlardan… Hani her fırsatta İslam’a saldırmaktan geri durmayanlardan, inançsızlar yuvası Robert Kolejlerinden mezun olup millete din dersi verenlerden… Heh işte, onların konuşmalarını dinleye dinleye bu hâle geliyor genç insanlar. Zaten söylenilen bir söz ne kadar nefislerinin ve arzularının işine geliyorsa inanmaları da o kadar hızlı ve kolay oluyor. Kim “Allah yoktur, peygamber yoktur; namaz, oruç, ibadet yoktur” derse hemen takılıyorlar peşine çünkü ibadet etmek, bir dini inanca sahip olup dört elle sarılmak nefislerine ağır geliyor. “Şimdi kim aç kalacak otuz gün ya?” diyemiyorlar da, “Bir yaratıcı varsa bile aç kalın dememiştir” diyorlar. Anlayacağınız, şimdilerde genç insanlar ayağa kalkıp mücadele etmenin değil, “direniş” adı altında boyun eğmenin sahte hoşluğuna kapılmış gidiyorlar. En utanç verici olanı ise doğru yolda olduklarından o kadar eminler ki, hiçbir karşı söze aldırış etmiyorlar.

“Dur, o öyle değil!” demeyi çok istedim. “Yanlış sözler bunlar!” diye bağıramamak da içime dert oldu, yandım, kavruldum o kederle. “Dur bakalım Ceylin, sakın öfkeyle hareket etme!” diye dindirmeye çalıştım içimdeki yangını. Gözlerimden yaşlar boşanmaya başladı, saatler sonra eve giderken hâlâ keskin bir acı ve hüzün hissediyordum. Nasıl olurdu da binlerce yıldır İslam’la şereflenmiş, gücünü İslam’dan almış Türk genci bu hallere düşebilirdi? Çok fazla okumalar yapan, gerçekten ciddi bir bilgi haznesine sahip biri olsa neyse! Eline bir tek kitap alıp okumuş değil, popüler kültürün kölesi olmuş, oradan buradan duyduklarıyla konuşuyor… Bu insanı daha da deli ediyor.

Bir insanın dini inancı beni çok alakadar etmiyor açıkçası. Ancak iş benim inancıma küfre, hakarete kadar varıyorsa orada bir durulması gerekir. Müslüman veya gayrimüslim, hiç fark etmez. İnsanların en hassas noktası inançlarıdır. Kimsenin bir başkasının inancıyla dalga geçmeye, bunu alaya almaya cesareti olmaması gerekir. Ha, tenkit edersiniz o ayrı -Mesela aç kalınca garanti olsun diye taptığın Tanrı’yı helvadan yapmak nedir kardeşim?- ancak bahsettiğimiz tarzda alçakça sözler kullanmak gerçekten artık haddi hududu aşmak demek oluyor.

İnancıma ettiği küfürleri ilk duyduğumda az önce de bahsettiğim gibi öyle üzüldüm ki derhal bu işe el atmam gerektiğini düşündüm ancak sonradan bir anda durdum. O an öyle öfkeliydim, yüreğim üzüntüden öyle tutuşmuştu ki ne söylersem kızgınlığımın cabası olacak gibiydi. Sakin kalmaya çalıştım. İyi ki de öyle yapmışım, doğrusu da buymuş.

Eve gelip bu konuda araştırma yaptım. Araştırma başlığım şuydu:

İslam’a hakaret eden birine nasıl davranmalıyım?

Hangi kaynaktan okuduysam, “Sakin kalın ve onun gibi olmayın” emri veriliyordu. Ayrıca başka hadis kaynaklarında da, “Sakin kalın ve bilen bir kişinin İslamiyet’i o inkârcıya detaylı bir biçimde anlatmasına vesile olun.” gibi emirlere rastladım. Bazı ayet ve hadislerde bu inkârcıların öldürülmesine kadar giden ciddi cezalar olsa da öldürme cezasını kişilerin değil, direkt olarak devletin vermesi gerektiği barizdir.

Biz yalnız bireyler olarak böyle bir durumla karşılaştığımızda öncelikle öfkemize yenik düşmemek için çabalayacak, sonrasında da inkârcı kişiye İslam’ı bir güzel anlatmaya gayret göstereceğiz. İnanırsa bin bir çeşit ırmakları barındıran uçsuz bucaksız Cennetle müjdelenir, inanmaz ve hâlâ hakaret yolunu tercih ederse de sonsuz bir cehennem ile. Karar yine kendisinindir. Ancak biz doğruyu anlatmakla mükellefiz.
Yüce Kur’an’ın bu konudaki tavrını çok iyi anlatan bir ayeti göstererek bu ayki yazımı sonlandırmak istiyorum.

Andolsun, mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşmakta olanlardan elbette çok eziyet verici (sözler) işiteceksiniz. Eğer sabreder ve sakınırsanız, (bu) emirlere olan azimdendir. (Âl-i İmrân 3/186)

Bu ayet şöyle tasvir edilir:

“Yani, yüksek karakterinizin sağlamlığını, tahrikler karşısında bile hiddetinizi kontrol ederek ispat etmelisiniz. Onların suçlamalarına, sataşmalarına, alaylarına, kötü laflarına ve propagandalarına sabırla karşılık verin. En zor durumlarda bile yanlış, adaletsiz, gayri medenî ve ahlâk dışı söz ve hareketlerde bulunacak şekilde hiddetlenmeyin.”

İnananlara selam olsun, Rabbim bizlere de inancımızı gün be gün sağlamlaştırarak ilerlemeyi nasip etsin. Dikkatli olun kardeşlerim, onun bunun sözüne takılıp da ateşe gitmeyin.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Azmi Efe Özdemir yorumladı Şahsiyet Eğitiminde Fedakarlık Kavramı
Serhat ismail Çetin yorumladı Şahsiyet Eğitiminde Fedakarlık Kavramı
Hatice yorumladı Yalan Dünya