25 C
Bursa
18 Temmuz 2025 Cuma
spot_img
Ana Sayfaİslam GündemiSusmadım Ama İçimde Bir Can Feryat Ediyor

Susmadım Ama İçimde Bir Can Feryat Ediyor

Susmadım, ama içimde bir can feryat ediyor. Filistin’deki kardeşlerimin feryadını duyunca, varamayınca… Yükseliyor arşa kadar harflerim. Çünkü her secdede Filistin’deki çocukların sessizliği ağrıyor içimde. Her haber, kalbimin bir kıyısını daha eksiltiyor. Ben konuşuyorum; yazıyorum, dua ediyorum belki. Ama bir yerde susuyorum aslında. Çünkü içimdeki feryat, kelimelerin ötesinde bir yankıya sahip artık…

Her bombanın sesi, “merhamet nerede?” sorusunu haykırıyor. Her yıkılan duvar, bizdeki vicdanın çatlaklarını gösteriyor. Eğer biz gerçekten merhametin taşıyıcıları olsaydık, o çığlıklar bu kadar sessiz olur muydu?

Rabbim, senin “El-Adl” isminle zulmü bitir.
Senin “Er-Rahman” isminle çocukların yüreğini serinlet.
Senin “Es-Selam” isminle bu topraklara yeniden huzur indir.

Merhamet, bir duvarı onarmak değil artık; bir insanın ruhunu sarabilmek. Merhamet, uzak diyarlardaki kardeşine dua ile ulaşabilmek; ama daha da önemlisi, onun acısını kendi acın gibi hissedebilmek.

İşte ben… Susmadım… Ama içimde bir can hâlâ feryat ediyor. Susmadım… Ama sustuğumu sandılar. Oysa içimde bir ses, kulaklara değil, arşa doğru yükseliyor. Kelimelerim, Filistin’de yıkılan bir evin taşına, korkudan titreyen bir çocuğun kirpikleri arasına düşüyor. Ben buradayım—bir kıyıda dua eden, içinden ağlayan bir kalp olarak. Ama kalbim sadece benim değil. Her patlama sesi, her susan dünyanın gürültüsünde biraz daha parçalanıyor.

Merhametin taşıyıcısı olmak, uzaktaki acıya yakından dokunabilmek demektir. Sadece yardım değil; hissetmek, sızlamak, yaşamak demektir.

Ve Rabbime sığınıyorum:

“Allah’ım, mazlumun feryadına beni kör kılma.
Sesimi değil, kalbimi duy; orada bir yangın var, bir dua var, bir direniş var.
Merhametini, benimle taşı. Suskunluğuma söz, sessizliğime bir secde ver.”

Dünyanın dilsiz kaldığı yerde, bir Müslüman’ın kelamı umut olmalı. Çünkü biz inandık:

“Zulümle abat olunmaz.”

Ve biz bildik:

“Dua, en sarsılmaz direniştir.”

Filistinli Bir Çocuğun Gözünden

Adım Yusuf. Beş yaşındayım. Bugün annem bana “sabah oldu” dedi ama gökyüzü karanlıktı. Sokaktaki taşlar sıcak değil artık, bomba sesinden titriyor. Kardeşim Esma hiç konuşmuyor. Babamdan kalan oyuncağı tutuyor, çok sıkı. Ben ağlamamayı öğrendim. Çünkü ağladığımda sesim bile duyulmuyor.

Bazen rüyamda bir gül bahçesi görüyorum. Orada kimse bağırmıyor. Esma gülüyor, annem yemek yapıyor, babam geri geliyor. Ama o bahçeye uyanamıyorum.

Diyorum ki Rabbim, biz küçüğüz ama acıyı büyütenler kadar susmuyoruz.

Sen büyük olansın. Merhametini getir. Rüyamı gerçek yap.

Evrensel Merhamet Çağrısı

Yusuf’un duası yalnızca Filistin’den yükselmez. Suriye’de bir enkazın altında bekleyen çocuk da aynı sesle çağırır. Doğu Türkistan’da kimliği yasaklanan bir gencin kalbi de aynı feryadı taşır. Afrika’da açlıktan gözleri bulanan bir annenin haykırışı da aynı duaya karışır.

Ve biz… Merhametin taşıyıcıları olma iddiasındaki bizler… Renk, dil, sınır, kimlik ayırmadan sesimizi ortak bir kalbe dönüştürebilirsek… İşte o zaman merhamet kelamda değil, eylemde hayat bulur, vesselam.

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Nisa Gül Dağyar yorumladı Bu Can Bu Bedene Mülk Değil
Başak koçoğlu yorumladı Emanetimiz Dünya
Deniz yorumladı Emanetimiz Dünya
İsmail UYSAL yorumladı Gönlünü Kirletme
Serdar yorumladı İman: Miras mı, Tercih mi?