16.7 C
Bursa
10 Ekim 2025 Cuma
spot_img
Ana SayfaAhlakEdep: Mecburi İstikamet

Edep: Mecburi İstikamet

Edep, sadece bireysel bir terbiye değil; aynı zamanda toplumun huzurunu, insan ilişkilerinin dengesini ve kâinatla uyumu koruyan ilâhî bir ölçüdür. İnsan, özgürlüğünü edep süzgecinden geçirdiğinde hem kendi haysiyetini korur hem de başkasının hakkını gözetmiş olur. Çünkü özgürlük, sınırsızlık değil; hududu bilmek ve başkasına zarar vermeden var olabilmektir.

Ben, var olmaya çabalarken yok oluşumun anlık kasırgalarında sarsılıyorum; dokuz şiddetinde depremler içimde kopuyor. Fakat bilir miyim ki, edep bir sığınaktır; insanı yıkan değil, insanı ayakta tutan ilâhî bir sırdır. Edep, kendimi var ederken başkasını yok etmemeyi, konuşurken kulağı incitmemeyi, görünürken gözü yormamayı öğretir.

Ben olmamın dışında her şeyi bende arayanım; oysa insan-ı kâmil yolu, kendi nefsini tanıyıp başkasına rahmetle bakmayı gerektirir. Tasavvufta derler ki edep, “varlıkta hududu bilmek”tir. Hududu bilmek, özgürlüğü sınırsızlık sanmamak; özgürlüğü başkalarının hakkını çiğnemeden, kul hakkına el uzatmadan yaşamaktır. Bu, hem bir iç terbiyedir hem de bir dış terbiyedir.

Afrika çöllerinde üşüyüp, kutuplarda buz dağlarında yananım ben; çünkü edep, insanın sadece nefsini değil, kâinatı da gözetmesidir. Çölün ortasında bir kuşa su vermek, buz dağında bir çiçeği incitmemek gibi… Çevreye saygı, mahlûkata şefkat, söze nezahet, kulağa rikkat… Bütün bunlar edebin tecellileridir.

Ve bilirim ki topluma açık her platformda “özgürüm” demek sorumsuzluktur. Gerçek özgürlük, sınırsızlık değil; sınırlara riayet ederek ulvîleşmektir. Göze ve kulağa hoş gelmeyen her şey, sadece nezaketi değil, kul hakkını da incitir. İşte bu yüzden edep, hem iç âlemin hem de dış âlemin ahengidir.

Sonunda insan, var olmaya çabalarken yok olmadan; “ben”i ararken başkasını incitmeden; özgürken edebi kuşanarak yol alırsa, hem kendini hem de kâinatı yücelten bir hâle bürünür. Çünkü edep, insanın hem aynası hem de tacıdır; hem iç fırtınaların ortasında bir liman, hem de başkalarına rahmet kapısıdır.

Edep, özgürlük değil, mecburî istikamettir. Ölçüyü kaçıran haddi, haddi aşan ise insanlığı çiğnemiş olur.

Mahremiyet

Her Müslüman, fıtrat üzere, yani İslâm ahlâkının öz cevheriyle doğar. Zira fıtrat, Hak Teâlâ’nın insan ruhuna yerleştirdiği ilâhî ölçüdür. Beşerî hayatın nizamı da, kevnî dengeyi koruyan yüce Kitap, Kur’ân-ı Kerîm’de ne buyurulduysa ondadır. Kur’ân, sadece emir ve nehiyler kitabı değil; insanın hem nefsiyle hem de toplumla kuracağı ilişkinin sır kitabıdır.

Mahremiyet, yalnızca evlerin duvarlarıyla çevrili alan değil; kalbin sır perdesi, ruhun hicabı, insanın edeple örtülü hâlidir. Çünkü tasavvuf ehline göre edep, Hak kapısının eşiğidir. Bu eşiği aşmadan “sırat-ı müstakîm”de yürümek mümkün değildir.

Mahremiyetin olmadığı bir toplumda huzur da sükûn da olmaz. Zira sırra vâkıf olmayan, zahire mahkûm olur. Perdesiz kalan gönül, fitnenin ve hevanın rüzgârıyla savrulur. Bereket kaybolur; çünkü bereket, edeple gelen bir rahmettir. Günümüzde özgürlük adı altında savunulan bireysel konfor alanı, aslında nefsin putlaştırılmasından başka bir şey değildir. Bu anlayış, kişisel ve toplumsal ölçüleri yok saymakta, aile bağlarını zaafa uğratmakta, “rahmet kapısı” olan yuvaları dağınıklığa sürüklemektedir.

Arayış içinde kaybolan Müslüman âlemi, büyük bir imtihanın tam ortasındadır. Bu imtihan, yalnız siyasî ve iktisadî değildir; asıl imtihan mahremiyetin, edebin, hayânın imtihanıdır. Zira edep çizgisi aşıldığında insanlık kemâl yolundan uzaklaşır. Bugünse sadece aşılmamış, bilakis çiğnenmiş, ayaklar altına alınmıştır.

Oysa tasavvuf yolunda mahremiyet, nefsin perdesini muhafaza etmektir. Hakk’ın nazarına layık olabilmek için kalbi “setr” ile donatmaktır. Bir velînin dediği gibi: “Edep, içte Allah’la; dışta halkla arandaki sır perdesidir.” İşte bu perde kalktığında insan ne kendini koruyabilir ne de başkasını muhafaza edebilir.

Bugün mahremiyet, yeniden hatırlanması gereken bir sırdır. Çünkü mahremiyetin olduğu yerde haya vardır; hayânın olduğu yerde edep vardır; edebin olduğu yerde ise ilâhî rahmet iner.

Tefekkür Vakti..!

Toplumsal bir yara olarak karşımıza çıkan edep kaybı, aslında bir vicdan ve vefa erozyonudur. Bugün edep, vicdan, pişmanlık ve vefa gibi insana kemâl kazandıran ahlâkî erdemler, nefsin hevası karşısında geri plana itilmiş; onların yerine her şeyi kendine mübah gören, sınır tanımaz bir zihniyet hâkim olmuştur. Bu durum, sadece bireysel değil, aynı zamanda ümmetin ortak bilincini yaralayan bir kayıptır.

Tasavvufî anlayışa göre edep, “tarikatın meyvesi, hakikatin kapısıdır.” Edep kaybolduğunda, gönül pazarında iffet de, haya da, merhamet de müşteri bulamaz. Oysa mahremiyet, insanın Hakk’a karşı kulluğunu hatırlatan bir sır perdesidir. Bu perde, yalnızca bireysel hayatı değil, toplumsal düzeni de muhafaza eden ilâhî bir emanettir.

Kadın: Mahremdir. İslâm’ın emrettiği sınırlar, kadının izzet ve vakarını korumak için vardır. Kadın, “iffet tacı” ile onurlandırılmıştır. Onun mahremiyeti, yalnızca bedensel değil, aynı zamanda ruhsal bir haysiyetin korunmasıdır.

Erkek: Mahremdir. Toplumdaki tüm kadınlara bakışı, edep ve takvâ çerçevesinde olmalıdır. Zira “gözlerin haramdan korunması”, Kur’ân’ın emridir; kalbin safiyetini korumanın da ön şartıdır. Erkek, mahremiyet bilinciyle kendini sınırlar; çünkü edep, erkeğin vakarını belirleyen mihenk taşıdır.

Duygular: Mahremdir. Sevgi ve saygı çerçevesinde yaşanmalı, kulluğun bir vazifesi olarak korunmalıdır. Tasavvuf ehline göre sevgi, Hakk’ın kalbe ektiği ilâhî bir tohumdur. Bu tohum, edep ve hayâ ile sulanmadığında nefse dönüşür, heva olur. Oysa aşkın kemâli, edeple yoğrulduğunda marifetullaha yol açar.

İslâmiyet’in reçetesi, tefekkür ve edeptir. Tefekkür, insanın varlıkla kurduğu derin muhasebe; edep ise bu muhasebenin dışa yansıyan ölçüsüdür.

Tefekkürsüz edep, kuru bir şekilcilik; edepsiz tefekkür ise nefsin oyuncağıdır.

Özgürüz Evet, Lakin Edepsiz Değil…

Selam ve dua ile…

YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar