13 C
Bursa
28 Nisan 2024 Pazar
spot_img
Ana SayfaKuranHep Kaybedenler

Hep Kaybedenler

KUR’ÂN-I KERÎM’E GÖRE HAYATI ZARAR VE ZİYANDA OLANLAR: HEP KAYBEDENLER

قُلْ هَلْ نُنَبِّئُكُمْ بِالْأَخْسَرِينَ أَعْمَالًا* الَّذِينَ ضَلَّ سَعْيُهُمْ فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَهُمْ يَحْسَبُونَ أَنَّهُمْ يُحْسِنُونَ صُنْعًا* أُولَئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِ رَبِّهِمْ وَلِقَائِهِ فَحَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ فَلَا نُقِيمُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَزْنًا* ذَلِكَ جَزَاؤُهُمْ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُوا وَاتَّخَذُوا آيَاتِي وَرُسُلِي هُزُوًا

(Ey Muhammed!)  De ki: “Size, yaptıklarından dolayı/eylem olarak en büyük hüsrana/kayba uğrayanları haber verelim mi? Bunlar, dünya hayatında tüm yapıp ettikleri (istikametten) sapmış olan kimselerdir: oysaki bu tipler, kendilerinin güzel ve erdemli işler yaptığını sanmaktadırlar. İşte onlar, Rabblerinin ayetlerini ve O’na kavuşmayı inkar edenlerdir. Bu nedenle onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Artık Kıyamet Günü onlara hiçbir değer vermeyiz. Küfretmeleri, ayetlerimi ve resullerimi alaya almaları nedeniyle onların cezaları Cehennem’dir.(Kehf 18/103-106)

  1. Şeytanı ve avanelerini dost edinenler: Rabbânî eğitime ayak direten ve hep aksi istikamette yol almaya çalışanlar

وَلأُضِلَّنَّهُمْ وَلأُمَنِّيَنَّهُمْ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُبَتِّكُنَّ آذَانَ الأَنْعَامِ وَلآمُرَنَّهُمْ فَلَيُغَيِّرُنَّ خَلْقَ اللّهِ وَمَن يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِّن دُونِ اللّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُّبِينًا

“Onları mutlaka saptıracağım, elbette onları boş kuruntulara boğacağım; elbette onlara emredeceğim (fısıldayacağım) ve hayvanların kulaklarını yaracaklar; elbette onlara emredeceğim ve Allah’ın yarattığını değiştirecekler. Kim Allah’ın dışında (O’nu bırakır da) şeytanı dost edinirse, elbette apaçık bir şekilde kaybetmiştir.” (Nisa 4/119)

اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ أُوْلَئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ

“Şeytan onları etkisi altına aldı ve kendilerine Allah’ı anmayı unutturdu. İşte onlar şeytanın tarafındadır. Dikkat edin! Şeytanın tarafı(nda olanlar) kaybedenlerin ta kendileridir.” (Mücadele 58/19)

  1. Allah’a iman ettikleri halde yapıp etmeleriyle vaktinin çoğunu zayi edenler. Öyle ki eylem ve söylemleriyle ahiretin varlığını yalanlayanlar. Dili mü’min kalbi ve ameli kâfir olanlar

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تُلْهِكُمْ أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ عَن ذِكْرِ اللَّهِ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ

“Ey iman edenler! Mallarınız/paralarınız  ve çocuklarınız, sizi, Allah’ın öğütlerini dinlemekten /Allah’ın zikri olan Kur’an’dan  alıkoymasın. Kimler bunu yaparsa, bilsinler ki asıl kaybedenler onlardır.” (Münafikun 63/9)

قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ كَذَّبُواْ بِلِقَاء اللّهِ حَتَّى إِذَا جَاءتْهُمُ السَّاعَةُ بَغْتَةً قَالُواْ يَا حَسْرَتَنَا عَلَى مَا فَرَّطْنَا فِيهَا وَهُمْ يَحْمِلُونَ أَوْزَارَهُمْ عَلَى ظُهُورِهِمْ أَلاَ سَاء مَا يَزِرُونَ

“Allah ile karşılaşmayı yalanlayanlar, elbette kaybetmişlerdir. Sonunda o (Son) Saat onlara ansızın gelince, günahlarını sırtlarına yüklenerek “(Dünyada iyi davranışları) terk etmemizden dolayı bize yazıklar olsun!” diyecekler. Dikkat edin! Yüklendikleri şey ne kötüdür!” (En’am 6/31)

  1. Allah’a mal, şan, şeref, şöhret, makam vb. elde etmek için kulluk edenler. Kulluktaki hedefleri şaştığında hemen rotalarını değiştirenler

وَمِنَ النَّاسِ مَن يَعْبُدُ اللَّهَ عَلَى حَرْفٍ فَإِنْ أَصَابَهُ خَيْرٌ اطْمَأَنَّ بِهِ وَإِنْ أَصَابَتْهُ فِتْنَةٌ انقَلَبَ عَلَى وَجْهِهِ خَسِرَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةَ ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ

“İnsanlardan kimi, Allah’a (imanla küfrün) sınır(ın)da kulluk eder. Kendisine bir iyilik dokunursa bununla huzurlu olur; ağır imtihana uğrarsa yüzü değişir (dinden yüz çevirir). O, dünya(sın)ı da ahiret(in)i de kaybetmiştir. Asıl apaçık kayıp işte budur!” (Hac 22/11)

  1. Her insan hayatının bir bölümünde kaybetmeyle karşı karşıyadır. Ancak bazıları bu kaybetmeyle savaşım vermeyi/mücadeleyi dört şeyi temel alarak düstur edinmişlerdir.

وَالْعَصْرِ* إِنَّ الْإِنسَانَ لَفِي خُسْرٍ* إِلَّا الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ*

“Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. ﴾1-2﴿ Ancak, iman edip de sâlih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir). ﴾3﴿”  (Asr 103/1-3)

  1. Rabbânî sözleşmeye kast edenler. Hakkın ve hakikatin insanlara ulaşmasına engel koyanlar. Hısımlık rabıtalarını, cemiyet birliğini, peygambere imanda birleşmeyi kesenler. Eylem ve söylemleriyle yeryüzünü ifsad edenler

الَّذِينَ يَنقُضُونَ عَهْدَ اللَّهِ مِن بَعْدِ مِيثَاقِهِ وَيَقْطَعُونَ مَا أَمَرَ اللَّهُ بِهِ أَن يُوصَلَ وَيُفْسِدُونَ فِي الأَرْضِ أُولَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ

“ (O fasıklar ki ) Allah’a verdikleri sözü sözleştikten sonra bozanlar, Allah’ın birleştirilmesini (gözetilmesini) emrettiği şeyleri kesenler (terk edenler) ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar var ya, işte onlar kaybedenlerin ta kendileridir.” (Bakara 2/27)

  1. Yalan söyleyerek ve Allah’a iftira ederek helali haram kılanlar, kız çocuklarını ve evladını katledenler

قَدْ خَسِرَ الَّذِينَ قَتَلُواْ أَوْلاَدَهُمْ سَفَهًا بِغَيْرِ عِلْمٍ وَحَرَّمُواْ مَا رَزَقَهُمُ اللّهُ افْتِرَاء عَلَى اللّهِ قَدْ ضَلُّواْ وَمَا كَانُواْ مُهْتَدِينَ

“Bilgisizlikleri yüzünden beyinsizce çocuklarını öldürenler ve Allah’ın kendilerine verdiği rızkı, Allah’a iftira ederek (kadınlara) haram kılanlar, elbette kaybetmişlerdir. Onlar, elbette sapmışlardır ve doğru yolda değillerdir.” (En’am 6/140)

  1. Allah’ın kitabını okudukları ve ona vasıl oldukları halde onu inkâr edenler

الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَتْلُونَهُ حَقَّ تِلاَوَتِهِ أُوْلَئِكَ يُؤْمِنُونَ بِهِ وَمن يَكْفُرْ بِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ

“Kendilerine kitap verdiklerimiz(den bazısı) onu, tam olarak (hakkını gözeterek) tilavet ederler (okuyup aktarırlar). (Çünkü) onlar, ona iman ederler. Onu inkâr edenlere gelince, işte asıl kaybedenler onlardır.” (Bakara 2/121)

  1. Muharref dinlere ittiba edenler. Hz. Âdem’den Hz. Muhammed’e (a.s) kadar olan Allah’ın elçilerinin yolunu terk edenler.

وَمَن يَبْتَغِ غَيْرَ الإِسْلاَمِ دِينًا فَلَن يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

“Kim İslam’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki bu) kendisinden asla kabul edilmeyecektir ve ahirette o, kaybedenlerden (olacak)tır.” (Al-i İmran 3/85)

  1. Terazide ağır gelecek şeyleri terk edip Şerre ittiba ile onda ısrar ederek kendilerine zulmederek/yazık ederek Allah’ın kendilerine lütfettiği fıtratı bozmaya kalkışanlar.

قُل لِّمَن مَّا فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ قُل لِلّهِ كَتَبَ عَلَى نَفْسِهِ الرَّحْمَةَ لَيَجْمَعَنَّكُمْ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ لاَ رَيْبَ فِيهِ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ

“Göklerde ve yerde olanlar kimindir?” diye sor ve de ki “Allah’ındır.” O, ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. (Mezardan) kalkış günü hepinizi kesinlikle bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Ama kendilerine yazık edenler/Kendisini kaybeden kimseler, işte onlar buna inanmayacaklardır.” (En’am 6/12)

الَّذِينَ آتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْرِفُونَهُ كَمَا يَعْرِفُونَ أَبْنَاءهُمُ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ فَهُمْ لاَ يُؤْمِنُونَ

“Kitap verdiklerimiz/Daha önce vahye muhatap kıldıklarımız, kendi oğullarını/çocuklarını  tanıdıkları gibi Onu tanırlar. Kendilerini yitime uğratanlar/kaybeden kimseler; onlar, artık inanmazlar/işte onlardır inanmaya yanaşmayanlar.” (En’am 6/20)

وَمَنْ خَفَّتْ مَوَازِينُهُ فَأُوْلَئِكَ الَّذِينَ خَسِرُواْ أَنفُسَهُم بِمَا كَانُواْ بِآيَاتِنَا يِظْلِمُونَ

“Tartıları hafif gelenler ise ayetlerimize karşı haksız davranarak kişiliklerini yitirmiş/mesajlarımıza ettikleri haksızlık yüzünden kendilerini harcamış kimselerdir.”(A’raf 7/9)

هَلْ يَنظُرُونَ إِلاَّ تَأْوِيلَهُ يَوْمَ يَأْتِي تَأْوِيلُهُ يَقُولُ الَّذِينَ نَسُوهُ مِن قَبْلُ قَدْ جَاءتْ رُسُلُ رَبِّنَا بِالْحَقِّ فَهَل لَّنَا مِن شُفَعَاء فَيَشْفَعُواْ لَنَا أَوْ نُرَدُّ فَنَعْمَلَ غَيْرَ الَّذِي كُنَّا نَعْمَلُ قَدْ خَسِرُواْ أَنفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُم مَّا كَانُواْ يَفْتَرُونَ

“Onun verdiği haberin gerçekleşmesini mi bekliyorlar? Onun haberinin gerçekleştiği gün, daha önce onu unutmuş olanlar diyecekler ki: “Gerçekten Rabb’imizin resulleri gerçeği getirmişler. Acaba bir şefaatçi var mıdır ki bize şefaatte bulunsun veya geri döndürülsek de yaptıklarımızdan başkasını yapsak?” Gerçekten onlar öz benliklerini hüsrana itmişler, kendilerine yazık etmişlerdir/ Kendilerini yıkıma uğratmışlardır. Uydurdukları şeyler kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur.” (A’raf 7/53)

  1. Allah’tan korkmadan tam bir körlükle kötülüklere devam edip onları alışkanlık(rutini) haline getirenler.

أَفَأَمِنُواْ مَكْرَ اللّهِ فَلاَ يَأْمَنُ مَكْرَ اللّهِ إِلاَّ الْقَوْمُ الْخَاسِرُونَ

“Allah’ın planından/tuzağından (ince düzeninden) güvende miydiler! Kendilerine yazık eden topluluktan başkası Allah’ın tuzağından (ince düzeninden) kendini güvende göremez. Sadece kendilerine yazık eden tükenmiş bir toplum kendisinin güvencede olduğunu sanır.” (A’raf 7/99)

  1. Allah’ın beşer içerisinde temyiz yasası gereği murdarı temizden ayırması neticesinde kaybedenler

لِيَمِيزَ اللّهُ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىَ بَعْضٍ فَيَرْكُمَهُ جَمِيعاً فَيَجْعَلَهُ فِي جَهَنَّمَ أُوْلَئِكَ هُمُ الْخَاسِرُونَ

“Ki Allah, pis olanı temiz olandan ayırsın, pis olanları birbirinin üzerine koyup, hepsini bir araya getirsin, sonra hepsini Cehennem’e doldursun. İşte onlar yitime hüsrana uğrayanlardır. İşte onlardır büsbütün kaybedenler.” (Enfal 8/37)

  1. Dünya sevgisi/hubbu’d-dünya ve ahiret hakkında gaflet içerisine düşüp nankörce kaybedenler

ذَلِكَ بِأَنَّهُمُ اسْتَحَبُّواْ الْحَيَاةَ الْدُّنْيَا عَلَى الآخِرَةِ وَأَنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِرِينَ* أُولَئِكَ الَّذِينَ طَبَعَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهِمْ وَسَمْعِهِمْ وَأَبْصَارِهِمْ وَأُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ* لاَ جَرَمَ أَنَّهُمْ فِي الآخِرَةِ هُمُ الْخَاسِرونَ*

“Bunun nedeni, onların dünya hayatını sevip onu ahirete tercih etmeleridir. Allah, Kâfir halkı doğru yola iletmez. İşte onlar, yüreklerine, kulaklarına ve gözlerine, Allah’ın damga vurduğu kimselerdir. Ve aymazlık içinde olanlar/ Gaflete saplananlar, işte onlardır. Kimsenin en ufak kuşkusu olmasın ki, ahirette de hepten kaybedecek olanlar işte bunlardır. (Nahl 16/107-109)

  1. Kötü eylem ve söylemleri sebebiyle kendini ehlini ve çevresini hüsrana sürükleyip kaybedenler

فَاعْبُدُوا مَا شِئْتُم مِّن دُونِهِ قُلْ إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا ذَلِكَ هُوَ الْخُسْرَانُ الْمُبِينُ

“Siz de O’nun peşi sıra dilediğinize tapın (bakalım)! De ki: “Şüphesiz ki kaybedenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine (destekçilerine) yazık edenlerdir. Dikkat edin! Asıl apaçık kayıp/ hüsranın ta kendisi  işte budur.” (Zümer 39/15)

وَتَرَاهُمْ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا خَاشِعِينَ مِنَ الذُّلِّ يَنظُرُونَ مِن طَرْفٍ خَفِيٍّ وَقَالَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ الْخَاسِرِينَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنفُسَهُمْ وَأَهْلِيهِمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَلَا إِنَّ الظَّالِمِينَ فِي عَذَابٍ مُّقِيمٍ

“Ateşe sunulurlarken onların, alçaklıktan (başlarını öne) eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıklarını göreceksin. İnananlar da “Şüphesiz ki kaybedenler, kıyamet günü kendilerine ve ailelerine (destekçilerine) yazık edenlerdir.” diyeceklerdir. Dikkat edin! Zalimler, ebedî bir azap içindedir.” (Şura 42/45)

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
YAZARIN DİĞER MAKALELERİ

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

SOSYAL MEDYA

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
4,338TakipçilerTakip Et
- Reklam -spot_img

Yeni İçerikler

Son Yorumlar

Nisa yorumladı Karınca Kararınca
ummugulsumsolmaz6565@gmail.com yorumladı İnsan ve Mana
Ümmü Gülsüm Solmaz yorumladı İnsan ve Mana
Süheyla Durna yorumladı İnsan ve Mana
Rukiye yorumladı İnsan ve Mana